‘Teknolojide millileşmek zorundayız’

Baş döndürücü bir hızla büyüyen ve gelişen dünyamızın olmazsa olmazları arasında yer alan ve ülkelerin her alanda kullandıkları teknolojilerde kendi ürünlerini tasarlayıp uygulamaları bir anlamda ülkelerin gücünün de simgesi oluyor. Gerek ekonomi gerek teknoloji ve savunma alanlarında belirli gücü elinde tutan ülkelerin “Süper güç” olarak ifade edildiği günümüzde, ülkemizin de özellikle savunma alanında önemli bir mesafe kat edip süper güç devletlerin arasında yerine almaya başladığını mutlulukla duyuyoruz. Ancak bu gerek genç nüfus adına gerekse de özellikli yanlarımız adına yeterli olmuyor. Bizim daha fazla çalışıp eksik olduğumuz alanlarda yeterliliği sağlamamız gerekiyor. Bunun için devlet olarak birçok çalışma yapılıyor olsa da özel sektöründe bu anlamda elini taşın altına koyması gerekiyor. İyi işler yapmak sadece birkaç kurum ile başarılacak olay değil, ancak top yekûn hareket edilip yatırımlar yapılır ve bu da desteklenirse o zaman özlenen amaçlara ulaşmak elzem olacaktır. Hafta sonu Armiya Teknolojinin 14. Yaşının kutlandığı programda Armiya Teknoloji Genel Koordinatörü Ali İhsan Tuğ yaptığı konuşmada önemli cümleler kullanıldı. Bunların en dikkat çekici olanı ise “Millileşmek zorundayız. Teknolojide millileşmek, yazılımda millileşmek zorundayız” oldu. Ali İhsan beyin bu ifadesi havada kalacak bir istek değil. Bunun içinde firma olarak kız çocuklarımızın yazılım mühendisi olması arzusu ile başlattıkları sosyal sorumluluk projesinin önemine dikkat çekildi. Ben bu projeden ötürü kendilerini kutluyor, projenin örnek teşkil etmesini diliyorum. Evet, millileşmek zorundayız ve bu zorunluluğun en anlaşılır durumu ise, bugün süper güç diye ifade ettiğimiz ülkelerin yazılımları pazarlamasından onların kullanılmasına kadar her zaman söz sahibi olmalarıdır. En basitinden bugün ülkemize alacağımız bir uçağın gövdesi bizim olsa da beyni dışa bağımlı ve bir aşamaya gelindiğinde o gövdeyi dahi bize kullandıramayabilirler. Bu nedenle kendi yazılım ve teknolojimizin hayata geçmesi gerekiyor. Bugün ABD ile krize yol açan F 35 savaş uçaklarının imalatı konusunda çözüm ortaklığımız olsa da bu ortaklık sadece gövdesel parçalardan öte geçmiyor. Asıl yazılım yine ABD kaynaklı şirketlerin laboratuvarından çıkıyor. Bugün yazılım teknolojileri sektörüne baktığımızda nakliyesi olmayan sektör olarak en ön plana çıkıyor. Bir mail ile müşteriye sunulan yazılım nakliye derdi de taşımıyor. Ülke olarak kaynaklarımız veya eksikliklerimiz olsa da yavaş yavaş bu konuda belirli aşamalara gelmeye başlıyoruz. Yine Konya'mızın markası Akınsoft’un da yaptığı yatırım ve çalışmaların gözardı edilmemesi gerekiyor. Robotik teknolojide iyi işler yapacağını, ürettikleriyle bizlere gösteren firma, ürünlerini yurt dışı pazarlamalarıyla daha etkin hale getirecektir. Ülkemizdeki bu yatırımların genele yayılması ve işin uzmanı isimlerin yönetimi ile daha aktif hale gelebilmesi için, merkezi yönetimin desteği büyük önem arz ediyor. Bu bilinçle hareket edildiğinde sonuçlar ülke menfaat ve ekonomisi doğrultusunda dünya piyasasında bizleri de söz sahibi yapacaktır.