Konya tarım fuarı dünyanın dört bir yanından gelen tarımsal üreticiyi bir araya getirdi. Tohumdan tarım makineleri üretimine kadar birçok teknolojik ürünlerin görücüye çıktığı fuarda adeta bir uzak doğu rüzgârı esti. Çin’in Konya’da araç satmaya başlaması Konya’da çok konuşulan haberler arasında ilk sıralarda yer alırken Konya Medyası haberin daha çok magazinsel boyutuna eğilerek “Çinli firma Konya’ya geliyor bayinin yeri manidar” gibi başlıklarla firmanın Alman devinin yerine bayi açmasını manşetlerine taşıyarak adeta Çin ile ABD arasındaki küresel savaşın yerel yansımasını manşetlerine taşıdılar. Biz herşeyi bırakıp Çin’in bu yükselişine odaklanmak için “Çin’in ünlü firmalarından Yantai Shining Hydraulic Technology CEO’su Yang Chen ile sohbetimizde, Çin ile Türkiye’nin kadim dostluğu ve Çin ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin son yıllarda yaşadığı inanılmaz artış üzerine durduk. Chen ‘de adeta küreselleşmek istediklerini beyan etti. Bana Konya ile tanışmaya geldik sözleri ile. Bu söz boşuna söylenen gelişi güzel bir söz değildi elbette. Çin’in küresel arenadaki yükselen değeri, son yıllarda tüm dünyayı etkileyen bir fenomen haline gelmesi. Hem ekonomik gücüyle hem de diplomatik stratejileriyle Çin, dünya politikasında belirleyici bir oyuncu olma yolunda hızla ilerlemesini tüm dünya izliyordu. Bu yükselme, yalnızca Batı dünyasıyla değil, özellikle ABD ile Çin ilişkilerinde de büyük gerilimlere yol açıyor. Başkan Donald Trump’ın Çin ile olan mücadelesi, ticaret savaşları, ekonomik çıkarlar ve jeopolitik rekabetin kesişim noktalarına dikkat çekiyordu. Trump’ın başkanlık döneminde Çin, en büyük ticaret ortağı ve aynı zamanda stratejik rakip olarak görülüyor. Trump, Çin’in küresel ekonomik etkisini tehdit olarak değerlendiriyordu. ve Amerikan iş gücünü korumak amacıyla bir dizi politikaya başvurmaktan çekinmeyeceğini beyan ediyordu. Bu politikaların en dikkat çekeni ise “Ticaret Savaşı” oldu. Çin’den ithalatın üzerindeki tarifeler artırıldı, ABD tarafından Çin dışındaki ülkelere uygulanacak ek vergiler şimdilik 90 gün ertelense de Pekin’den Washington’un yüzde 145’lik son hamlesine yeni bir misilleme geldi. Çin, ABD ürünlerine yönelik gümrük vergisi oranını yüzde 125’e çıkardı. Pekin’den yapılan açıklamada ABD’ye karşı “Gerekli cevap” ifadesi dikkat çekti. Teknoloji alanındaki rekabetin boyutları arttı, hatta Huawei gibi Çinli şirketlere yaptırımlar uygulandı. Trump, Çin’in adil olmayan ticaret uygulamalarını ve fikri mülkiyet haklarını ihlal ettiğini öne sürerek bu savaşın başını çekti. Ancak Trump’ın Çin’e karşı duyduğu “derdi”, sadece ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik bir endişe ile şekillendi. Çin’in Asya-Pasifik bölgesindeki yükselen etkisi, ABD’nin uzun süreli egemenliğini tehdit ediyordu. Güney Çin Denizi’ndeki gerilimler, Tayvan ile ilişkiler ve Çin’in Küresel Yatırım Planı olan “Kuşak ve Yol” İnisiyatifi, Trump yönetiminin Çin ile olan mücadelesinin boyutlarını daha da derinleştirdi. Çin’in dünya çapında artan nüfuzunu engellemek, ABD’nin küresel çıkarları ile doğrudan bir çatışma noktasına dönüştü. Trump’ın Çin’e karşı izlediği politikalar, iç siyasette de büyük yankılar uyandırdı. Bir yandan, “Amerika’yı yeniden büyük yapma” söylemiyle Amerikalı işçileri koruma vaadi, diğer yandan Çin’e karşı uygulanan sert ekonomik yaptırımlar, özellikle sanayi sektöründe ciddi bir etki yarattı. Ancak Trump’ın Çin’e yönelik stratejisinin uzun vadede ne kadar etkili olduğu hala tartışma konusu. Zira Trump sonrası dönemde ABD, Çin ile daha karmaşık bir ilişki içinde bulunuyordu. Derken dün akşam ABD Başkanı’nın Çin konusunda geri adım attığını hep birlikte gördük. Peki, neden Dünya’nın süper gücü Ejderha karşısında eli kolu bağlı bir şekilde kalmıştı? Bunu anlamak için çok uzağa gitmeye gerek yoktu. Tarım Fuarında Konyalılarla kaynaşmaya çalışan Yang Chen Çin’in artık yumuşak bir güç olarak dünya sahnesinde zirveye yükselme yolunu bize adeta konuşmaları ile kanıtlıyordu. Konuşmasındaki “Biz sizinle tanışmaya geldik. Burada birlikte katma değerli işler gerçekleştirin yanında daimi dostluklar amaçlıyoruz” ifadesiyle Çin’in küreselleşmeyi yerelleşmeye indirdiğine birebir şahit oluyorduk. Tabi Çin’in maliyet fiyat ve Pazar payı da düşünülürse artık bize bir telefon kadar uzak olan bu dostumuz ile ticaret yapmamak imkânsızdı. İşte size bir lobi çalışması. Örneği savaşlar tankla tüfekle kazanılmıyor artık denilen cinsten
“MAALESEF” DEMEMEK İÇİN NİSAN AYINDA BUNLARI YAPIN!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.