2 çocuk annesi 23 yaşındaki Ahsen Nur Paşalı, 7 yıldır evli olduğu ve şiddet gördüğü kocasından kaçmak için sığındığı Bartın’ın Amasra ilçesindeki ablasına ait hediyelik eşya dükkanı önünde uğradığı silahlı saldırıda ayaklarından yaralanmıştı. 27 Ağustos’ta Amasra ilçesi Kum Mahallesi Küçük Liman mevkiindeki terminalde meydana gelen olayın ardından Pompalı tüfekle dehşeti yaşatan koca Okan Paşalı ve yanındaki arkadaşı U.G, kaçarken Kastamonu’nun Cide ilçesinde yakalanarak gözaltına alınmıştı. Nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanan Okan Paşalı ve arkadaşı U.G., hakkında Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede “kasten tasarlayarak yakın akrabayı öldürmeye teşebbüs suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Bartın 1. Ağır ceza Mahkemesi’nde yargılanan Okan Paşalı, ve U.G, hakim karşısına çıktı. İlk duruşmaya, tutuklu sanıklar Okan Paşalı ve U.G ile mağdur Ahsen Nur Paşalı ve taraf avukatlar ile tanıklar katıldı.
Bartın Barosu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatları da davaya müdahil olma talebinde bulunurken, mahkeme heyeti avukatların davayı izleyebileceğini ama katılamayacağı kararını verdi.
“Bana, ‘ağabey sür’ dedi, ben de sürdüm”
Duruşmada dinlenen tutuklu sanık U.G., Okan Paşalı ile Amasra’ya gezmeye geldiğini Okan Paşalı’nın eşini tanımadığını ve yaşanan olayın tasarlanmış bir olay olmadığını ifade etti. Okan Paşalı’nın da kendisinin de Ankara’da esnaf olduğunu ve 1 yıl önce tanıştıklarını anlatan U.G., yaşanan dehşeti soğukkanlı bir şekilde anlattı.
Silah patlayınca arabada donup kaldığını söyleyen U.G., “Eşinin olduğunu bilmiyorum. Arabaya geldim, olay gerçekleşti. Ateş etti, ilk defa eşini orda gördüm. Olay gerçekleştikten sonra Okan, panikle ‘ağabey sür’ dedi, sürdüm. Silah patlayınca ben arabada öylece kalmıştım. Arabasında silah olduğunu bilmiyordum. Bilseydim gelmezdim, Okan’ın öyle bir şey yapacağını da hiç tahmin edemedim. Çünkü esnafız, birbirimizi her gün görüyoruz, ticaretimiz oluyor. Okan’ı herkes sever, iyi bir ustadır” dedi.
“8 aydır cezaevindeyim, 5 tane icra geldi”
Okan Paşalı’ya yardım etmediğini ve olayla ilgisinin bulunmadığını vurgulayan U.G., şöyle devam etti:
“Kendime zarar geleceğini bilmiyordum. Çoluğu çocuğumu bırakmışım, 8 aydır burada hapisteyim. 5 tane icra geldi, cezaevindeyken. Çocuğumun okul taksitleri falan çok zor duruma girdik. Eşim işe başladı. O bana para gönderiyor. Zor durumdayız, çalışamıyoruz. Başıma geleceğini bilseydim gelmezdim, Okan’ı da sevdiğim için geldim. Benim olayla bir alakam yok. Sanayide herkes birbirini bilir.
Ben yardım etmedim. Bilsem öyle bir şey olacağını mani bile olurdum. Olay bir anda geliştiği için bir şey de yapamadım. Eşinin bile olduğunu bilmiyordum. Beraatimi istiyorum”
Sahte plakalı, hacizli ve sigortasız araç ile yakalanmasının sebebini anlattı
Ahsen Nur Paşalı”ya pompalı tüfekle ateş eden tutuklu sanık Okan Paşalı’nın ise mahkemede verdiği ifadeler kan dondurdu. Aracında olay gününde sahte plaka bulunduğunu, aracın hacizli olduğunu ve sigortasının bulunmadığını kaydeden Paşalı, sebebini ise şöyle anlattı:
“2023 yılından sonra kayınpederim ile husumet başladı. Ben araç kullanılırken, saldırıya uğradım silahla yaralandım. Sağ bacağıma platin takıldı. Ardından plaka değiştirdim. Tecilli yeni bir plaka aldım. Olayların ardı arkası kesilmedi. Şahıslar benim kimlik bilgilerimi tespit etti. Peşime düştü. Sebepsiz yere, hiçbir husumetim olmayan bir şahıs beni vurdu. Bundan dolayı emniyetten benim aracımın plakasını öğrenebileceklerini düşündüm. Aynı zamanda aracıma haciz vardı. Sigortası da olmadığı için araca sahte bir plaka taktım. Bu plaka ile kullanmaya başladım.”
“Hiç bir zaman silahla tehditte bulunmadım”
Planlayarak, tasarlayarak öldürmeye teşebbüs ile suçlandığını hatırlatan Okan Paşalı, tasarlı bir durumun olmadığını, boşanma aşamasındaki eşi Ahsen Nur Paşalı’nın söylediği sözlerden tahrik olduğunu söyleyerek savundu. Evlendiği 2017 yılından itibaren silah taşıdığını da kaydeden Paşalı, “Benim şahısla 2017 yılından itibaren evliliğim var. 2017 yılından beri benim silahım vardır. Bu şahsa hiçbir şekilde silahlı tehditte bulunmadım. Bu zamana kadar, bana silah çekti diye bir şikayette bulunmadı. Bu zamanda planlanması mümkün değildir. Olay olmadan 1 ay önce şahıs, gizli numaradan aramak suretiyle çocuğumu telefona veriyordu, ‘Çocuğum baba beni kurtar, baba bizi kurtar’ diyordu. Gizli bir numara kullanıyordu, beni arayarak, sürekli tahrik ediyordu. Sığınan bir insan çocuklarını, uyuşturucu bağımlısının evine götürüp, oraya teslim etmez” şeklinde konuştu.
“Amasra’ya gezmeye geldik”
Tatil amaçlı Amasra’ya geldiğini ileri süren Paşalı, “Ben Ankara’dan tatil maksatlı, hem de kafa dağıtmak için, çocuklarımın da orada olabileceğini düşünerek Amasra’ya geldim. U. ağabeyiyle birlikte kafa dağıtmak için geldik. Sabahleyin olay yerine geldim, şahsı gördüm. Hiçbir şekilde müdahalede bulunmadım. U. ağabeyi sahile gönderdim. Öğleden sonra saat 15.00’e kadar çocuklarımı bekledim. Gri bir araç geldi, içerisinde çocuklarım vardı. Araç, çocuklarımla birlikte otoparka girip, çıkması bir oldu. Bartın yönüne çıktı. Aracımda arıza olduğu için 80-90 kilometre hızı geçemiyordum. Onu yakalamayacağımı anlayınca geri otoparka geldim. Biraz bekledim” dedi.
“Bana, ‘sen baba mısın, şerefsiz, deyince tahrik oldum”
Olay günü yaşananları soğuk kanlılıkla anlatan Okan Paşalı, eşini görünce çocuklarının nerede olduğunu sorduğunu belirterek, “O sırada koltuğunda 50-60 santimetre boyunda pompalı tüfek vardı. Daha önce Ankara’da aracımın içerisinde pompalı yakalattım. İlk defa aracımda pompalı tüfek bulunmuyor. Bu şahsa özgü değil, daha öncede aracımda pompalı tüfek bulunuyordu. Benim aracımda duruyor her zaman pompalı tüfek. Meşru müdafaa hakları doğduğu zaman kullanmak için koydum arabama. Aracın çekilmesini isteyince, gayet güzel bir dille, çocuklarım nerede dedim. Telefonu bırak, konuşalım dedim. O sırada “Sen baba mısın, şerefsiz. Şimdi görürsün’ dedi. Telefonu aldı. Birini arar gibi yaptı. Tehdit etmek suretiyle beni tahrik etti. Ben de korktum, panik oldum. Korkutmak amaçlı ateş ettim. Şahıs bankın önündeydi” ifadelerini kullandı
“Yere ateş ettim”
Sanık Okan Paşalı, pompalı tüfekle yere doğru ateş ettiğini ileri sürerek, “Zaten fişek tapalarından anlaşılacağı üzere sağ tarafına doğru ateş ettim. Direk ortasına atsaydım, belden yukarı atsaydım belli olurdu. İkinci seferde de şahıs tuvalete doğru gitti. Ben de çanak çömlek diye hitap edilen hediyelik eşyaların oluğu yöne doğru attım. Şahıs zaten sağ tarafta. Ben öldürmek için gitmiş olsam, arabadan çıkar çıkmaz ateş ederdim. Veya uyandırmadan, arabanın içerisinden ateş ederdim veya ardından gider tuvaletin içerisinde bu eylemi gerçekleştirebilirdim. Şahsı öldürmemi gerektirecek bir sorun da yok ortada. Başka yöne ateş ettiğim için mesafeyi hesap etmedim. Yere doğru ateş ettim özellikle, zaten saçma taneleri yerden sekerek, ayağına isabet etmiş. Direk isabet etmiş bir saçma tanesi yok. Öldürmeye kastım, yok. Şahsı öldürmeyi gerektirecek bir konuda yok.
“Tokatla başladı, burnumu kırdı”
Mağdur Ahsen Nur Paşalı ise 8 yıl önce evlendiği Okan Paşalı’nın kendisine evlendiği yıldan itibaren kademeli olarak artan bir şiddet uyguladığını kaydetti. Okan Paşalı’nın ailesinin yanında kendisine tokat atarak, şiddete başladığını anlatan Ahsen Nur Paşalı, vurulduğu ana kadar yaşanan süreci şöyle anlattı:
“Ailesinin yanında şiddete başladı. En son 19 Mayıs 2024’te darp edildim. Çocuklarımla birlikte ondan izin almadan parka çıktım, ‘salıncakta oturuyorum’ diye, benim o gün burnum kırıldı. Ambulansla hastaneye kaldırıldım. Hastaneden sonra eve gelmedim. Olay günü ağabeyini arayıp, ‘Ahsen’in ağzını, burnunu kırdım. Gidip bakın’ demiş. Ağabeyi gelmek istememiş, ‘ne yapıyorsa, yapsınlar’ demiş. Eşinin ısrarıyla gelmişler ve beni ambulansta gördüler zaten. O gün telefonu elimden aldı. Annem babam çalıştığı için ananemde kaldım. Ben orada kaldığım sürece, hemen her gün oralara gelip, evin kapısını tekmeleyip kırmaya çalışıyor, silahla havaya 4-5 el ateş ediyor, sürekli bağırıyor, çağırıyor, küfür ediyor, ailemi tehdit ediyor. Benim dönmek istediğimi, ailemin göndermediğini düşünüyor. Ben düşüncesini yıkmak için ailemle konuştum. Benim gitmek istediğimi anlaması için, Ankara’da kadın sığınma evine gittim. Yaklaşık 1.5-2 ay kaldım. Dışarı çıkamadığım için, Zonguldak’a gönderdiler. Zonguldak Sığınma evi çocukların yaşayabileceği yer değildi. O yüzden Amasra’ya ablamın yanına geldim. Beni kadın sığınma evinde olduğumu bildiği için buraya geleceğini düşünmedim. 1.5 ay ay sonra bu olay oldu”
“Seni vurup, üzerine köfte ekmek yiyeceğim” demiş
Ahsen Nur Paşalı, boşanma aşamasındaki kocasının olaydan 3-4 gün öncesine kadar tehdit mesajları attığını da belirterek, “Olaydan önce sürekli mesaj atıyordu. Çocukları özlediğini söylüyor, çocukları istiyordu. Beni tehdit ediyor, öldüreceğini söylüyordu. Bir defasında ‘seni vurup, gidip üzerine köfte ekmek yiyeceğim” diyordu. Olay gününden 3-4 gün öncesinde kadar mesaj atmayı kesti. Ben şahsı, gizli numaradan aradım. Ailemi sürekli rahatsız ediyordu. Babamın, çalıştığı şirketin tırın camlarını, aynalarını kırmış. Buna sinir oldum, bağırdım, çağırdım, kapattım. Ama nerde olduğuma dair hiçbir şey söylemedim. Çocuklarımın sesini duymasının imkanı yok” dedi
“Korkudan bir şey diyemedim, sadece KADES’e basabildim”
Olay günü yaşadığı dehşeti de anlatan Ahsen Nur Paşalı, “Olay günü dükkanın içerisinde oturuyordum. Dükkanın önüne bir araç yaklaştı. Zaten o marka araç görünce ben hep tedirginlik yaşıyorum. Baktım plaka farklı. Biraz rahatladım. Ama yine de eğildim araca doğru baktım, içeride tanımadığım bir kişi vardı. Sonra araca doğru yaklaştım, araç parkının yasak olduğunu söyledim. Birazdan çıkacağım dedi. Ama kızarlar dedim, Tamam biri gelecek, gideceğim alacağım dedi. Arka koltuktaymış, göremedim. Tanımadığım için fazla muhatap olmak istemedim. Karşı kafeye geçtim. Benim çocukları, ablamın çocukları falan geldi, tarla ağzına denize gittiler. Kafeden tekrar dükkana geçtim. Çay aldım, masaya oturdum. Çocukları aramak için telefonu aldım. Çocuklarım nerde diye bir ses duydum. Kafamı kaldırdım, tekrar sordu Ben onun korkusuyla yaşadığım için ağzımdan tek bir laf çıkmadı. Hiç bir şey söylemedim, ona karşı. Zaten hep kafamda kurmuştum. ‘Onu karşımda görürsen, panik yapma, KADES’e bas’ diye, kendi kendime söylüyordum. KADES’e basmak 2 tuş. Onu görünce, ben de anında KADES’e bastım” şeklinde konuştu.
“Direkt bana nişan aldı, kaçmaya çalıştım
Okan Paşalı’nın tüfeği ile direkt kendisine nişan aldığını ileri süren Ahsen Nur Paşalı, “Bana, ‘telefonu bırak’ diye iki kez söyledi. Ardından da ateş açtı. Ayaklarıma nişan almadı. Direkt bana nişan aldık. Ben de tüfeği elinde gördüğüm için hemen kaçmaya çalıştım, zıpladım. Sabit kalmadım. Tuvaletin girişinde betondan tümsek var. Alçaktan yükseğe doğru gidiyor. Tuvaletin içerisine doğru kaçtım. İlk pompalı tüfek sesi duyulduğunda ortalık kalabalıklaşmıştı. Tuvalete girmek gibi bir ihtimali yoktu. Girseydi kendi de biliyordu, bence.
Mide ameliyatı olduktan sonra karnının üzerine oturmuş
Ahsen Paşalı, 2 Ekim 2023 tarihinde mide ameliyatı olduğunu ve Okan Paşalı’nın o süreçte bile kendisine şiddet uyguladığını vurguladı. Ahsen Nur Paşalı, “Evlendiğimiz günden beri, şiddete maruz kalıyorum. 2 Ekim 2023’te mide ameliyatı yaptırmıştım. Ameliyattan 10-11 gün geçmişti. Karnımın üzerine oturmuştu. 3 gün acısını çektim. 7 yıldır tek bir tokatla başlayan ve her geçen gün kademe kademe artan şiddet görüyorum. Sürekli tehdit edildiğim için, aileme zarar gelir diye korkuyordum. Artık kendime inandım, bu korkum gitti. Şikayetçiyim” diye konuştu.
Her iki tarafın tanıkların da dinlendiği davada, avukatların savunmalarının ardından ise mahkeme sanık U.G’nin adli kontrol şartı ile tahliye edilmesine, Okan Paşalı’nın ise tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Kaynak: İHA
Samsun’da kanlı buluşma: Boşanma aşamasındaki eşini vurup intihar etti
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.