Adım adım normale

Değerli okurlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz gün Kabine toplantısının ardından salgın kısıtlamalarıyla ilgili 1 Temmuz kararlarını açıkladı.
Asıl konuya gelmeden önce Erdoğan, geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen NATO zirvesi ve dünya liderleriyle birebir görüşmelerini ve özellikle üstünde diğerlerinde daha fazla durarak ve daha fazla zaman ayırarak gardaş Azerbaycan görüşmeleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Öncelikle NATO zirvesini değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan NATO’dan terörle mücadele konusunda yeterli desteği göremediğimizi vurgulayarak, NATO’da askeri güç bakımından ABD’den sonra en güçlü ordunun da Türkiye’nin olduğunun altını kalın puntolarla çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan terörle mücadelede NATO’dan destek görmediğimizi dile getirmekte sonuna kadar haklı. Zira Türkiye olarak NATO sorumluluklarını harfiyen yerine getiren bir ülke olarak, konu Türkiye’nin terörle mücadele noktasına gelindiğinde NATO’nun gerekli adımları atmakta imtina ettiği alenen ortada. Ancak NATO üyeleri arasında ikinci büyük ordunun da Türkiye’nin sahip olduğunun vurgulanması NATO’ya ayrı bir mesaj olarak verildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Kabine Toplantısının ardından, Azerbaycan görüşmelerine de ayrı ve geniş bir yer vererek “Tek millet iki devlet” vurgusunu ayrı bir noktaya taşıdı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile yapılan ikili görüşmelerin ardından Türkiye ve Azerbaycan arası ilişkilerin boyut atladığını söylesek abartmış olmayız. Zira Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu konuya geniş bir yer vermesi bunun en bariz göstergesi. İki devlet arası gerek ticari gerekse askeri ilişkilerin bir adım daha öteye taşındığını açıklamalardan anlayabiliyoruz. Ermenistan işgali altındaki toprakların kurtarılmasının ardından ve yeniden ihyası konusunda bölgedeki Türk firmalarının yoğunluğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan da ayrıca gurur duyduğunu ifade ederek, bölgede Türkiye’nin imzasının fazlasıyla görüleceğine işaret etti.
Gelelim asıl konuya! Salgın süreciyle ilgili 1 Temmuz kararlarını açıklamadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte diğer ülkelere kıyasen sağlık hizmetleri ve aşılama noktasında “Türkiye’nin dünyanın parlayan yıldızı” olduğunu özellikle belirtti. Haksızda sayılmaz. Son birkaç haftada yapılan aşılama çalışmalarına baktığımızda bu konuda gerçekten dünyada önde gelen ülkelerden biriyiz. Aşılamanın bu hızla gitmesi neticesinde toplumsal bağışıklığı en yakında zamanda kazanacağımız bilimsel bir gerçek. Ve kısıtlamalar! Değerleri okurlar o kısmı direk Cumhurbaşkanının ağzından aktarıyorum; “30 yaşa kadar indirdiğimiz aşılama faaliyetlerini aynı hızla sürdüreceğiz. Hedef birkaç hafta içinde aşılamayı 18 yaş üstü nüfusumuzun tamamına yapmaktır. 1 Temmuz itibariyle sokağa çıkma kısıtlamalarını tümüyle kaldırıyoruz. Müzikle ilgili sınırlamayı 24.00'e çekiyoruz. Gece kimsenin kimseyi rahatsız etme hakkı yoktur. Şehir içi toplu taşımada sınırlamalar sona eriyor. Kamu kurum ve kuruluşlarında normal mesai d üzenine geçiliyor. Sağlık Bakanlığı'nın hazırladığı salgın yönetimi, çalışma rehberlerine uyulması takip edilecektir. HES kodu sürdürülecektir. Konuyla ilgili ayrıntılar İçişleri Bakanlığımızın genelgesinde yer alacaktır. Tüm kararların ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Sırası gelen herkesin aşı olması hayati öneme sahiptir. Vatandaşlarımdan aşı konusundaki maiplasyonlara itibar etmemelerini, bilim insanlarına kulak vermelerini istiyorum. Yerli aşı çalışmalarında birkaç ay içinde yaygın konuma gelmeyi ümit ediyorum. Temizlik, maske ve mesafe kurallarına riayet ederek bu musibetin üstesinden hep birlikte geleceğiz.”
Kıymetli okurlar, özetmemiz gerekirse yeni bir döneme giriyoruz. Önemli kazanımlar elde edeceğimiz açık. Ancak bu kazanımları kaybetmememiz için maske mesafe ve hijyene dikkat etmeye devem etmemiz elzemdir. Zira henüz “TaMaM”dan vazgeçmiş değiliz.