ALLAH'IN GAZABINI BEKLEYİN

Asırlardır bizim için olmazsa olmaz değerlerimiz olan kitabımız Kuran-ı Kerim’e, Peygamberimiz Muhammet Mustafa (S.A.V)’e ve dinimiz İslam’a belirli aralıklarla hep saldırılar olmuş, bu saldırılara gösterilen tepkiler neticesinde de gerçekleştirilen bu şerefsizlikler(!) bir şekilde kapanmış gitmiş.
Ancak bu kapanış hiçbir zaman son olmamış, dönem dönem Müslüman toplumun sinir uçlarına dokunarak bir provokatörlük hedeflenmiş ancak bunda başarılı olunamayınca da eylemler bir diğer kafire miras kalmış.
Bugün de baktığımızda İsveç’te yaşanan olay geçmişte yaşananlardan farklı olmadığını görüyoruz. Sözde Avrupa ülkesi olan bu topluluğun üyesi bir kafir siyasetçi, terör yuvası ülkesinin desteği ile kitabımıza saldırılarını sürdürmeye devam ediyor. Bununla alakalı gerekli tepkiler gerek masada gerek meydanda en sert şekilde verilmeye devam ediyor.
Ancak bu ve buna benzer kafirlerin bilmesi gereken bir şey vardır ki o da, Kuran’a bu saygısızlığı yapanlar asırlardır var ama bu saygısızların hepsi yok olup gitti, Kuran hala var. Kıyamete kadar da olacaktır. Çünkü Rabbimizin ayetlerine baktığımızda: "Bir zikir olan Kuran'ı biz indirdik ve onun koruyucusu da biziz." buyuruyor. (Hicr: 9) bir başka ayette ise "Muhakkak ki O, elbette çok şerefli bir Kur’an’dır. Koruma altında olan bir kitaptadır." (Vâkıa: 77-78) diyor. O nedenle saygısızlık yapanlar kendi sonunu kendileri hazırlıyor. Başka bir deyişle Rabbimizim gazabı onlar için yakındır.
Dediğim gibi, geçmişte bu tür şerefsizlikleri yapanların sonu hep hüsran oldu. Kimisi kendi ateşinde yandı kimisi kendi kazasında paramparça oldu.
Tabi bu olayı din düşmanlığından çıkartıp düşünce özgürlüğü, bireysel tepki gibi saçma sapan gerekçelerle sunanların varlığını da unutmamak gerekiyor. Sonuçta kendi kafirine polis koruması eşliğinde Kur'an-ı Kerim yakmasına izin veren İsveç, aynı tavrı Tevrat için göstermedi. İsrail Büyükelçiliği önünde Tevrat yakılması eylemine izin vermeyen bu terör yuvası ülke ifade özgürlüğü çirkefliğinde boğulup durdu.
İş döndü geldi NATO hikayesine. Çünkü 30 üyeli NATO'da İsveç ve Finlandiya'nın üyeliğini onaylamayan sadece Macaristan ve Türkiye kaldı. Macaristan çok fazla dillendirilmese de Ülkemizin bu üyeliğe onay vermemesi sadece bu ülkeleri değil yandaşlarını da kudurtuyor. Bu nedenle de var güçleri ile saldırmaya devam ediyorlar. Ancak bu terör yuvalarının en büyük beklentisi yapılacak olan seçimler ve bunun sonucu. Mevcut iktidarın gitmesi için tüm şerefsizliklerini sürdürmeye devam edecekler.
Çünkü Finlandiya Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto, İsveç’te yaşanan olaylardan dolayı sürecin tamamen bitmediğini vurgulayarak, Türkiye'nin İsveç'in üyeliği ile ilgili geçici bir duraklamaya girdiği yönünde genel bir kanaat oluştuğunu ve mayıs ayındaki seçimlerden sonra konuya tekrar dönülebileceğini belirtmesi, seçim sonun beklendiği yönünde kanaatin yükse olduğunu gözler önüne sermiş oldu.
***
Bu alçak ve adi olaya ülke genelinde tepkiler sürerken şehrimizde de hafta sonu Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu (STK) öncülüğünde Kılıçarslan Meydanında toplanan vatandaşlar, düzenlenen etkinlikte tepkilerini dile getirdi. “Kur’an Canımız Sana Kurban” diyen vatandaşlar, yapılan alçaklığa en anlamlı tepkiyi gösterdi. 7’sinden 70’ine büyük bir kalabalığın katıldığı yürüyüşte tepkilerini dile getirenler vatandaşlar, meydanlarda gösterilen bu tepkinin masa da ve uluslararası platformlarda da gösterilmesi gerektiğinin altını çizdiler.
Bu tablo gösteriyor ki bu tür alçaklıklar karşısında dik duran ve tepkisini diye getiren Müslümanların varlığı birilerinin kalbine korku salmaya yetmiş. Bugün terör yuvası ülkenin terörist siyasetçisinin yaptığı alçaklık elbette yanına kalmayacak ve bunun gazabını Allah ona yaşatacak ancak burada önemli olan bizim kitabımızda yazılanları gerçek hayatımızda idrak etmemiz ve yaşantımıza yansıtmamızdır. Bu olduğu sürece gazap görenlerin karşısında rahmet yaşayanlardan olacağız.
Kalın sağlıcakla...