Konya
°C
Yeni Meram

Bâki Kalan Bu Kubbede Hoş Bir Sadâ İmiş…

Bâki Kalan Bu Kubbede Hoş Bir Sadâ İmiş…- Fatih ARSLANPINAR- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
29.06.2022 10:11
29.06.2022 10:19
0
1907
ABONE OL

İnsan bazen değiştiremiyor insanı… Evet kıymetli okurlar daha dün sizlere bahsettim ya, ben anlatmakla yazmakla mükellefim diye. Bu değirmen dönecek, bu sistem işleyecek ama nasıl?
Birtakım olayların sürekli karşıma çıkmasına artık yorulur hale geldim. İnsanın özü ile dışa vurumunun bu kadar fark oluşturmasından bu farkın yalnız şahıs bazında değil kurumlar bazında da gerçekleşmesi şahsımı ve o şahıslara o kurumlara güven hissiyatı içinde olan herkesi üzüyor.
“Bâki kalan bu kubbede hoş bir sadâ imiş.” der Bâki. Şahsa duyulan sevgi makam ve mevki ile değildir. Şahsa duyulan saygı ve hürmet koltuk ile değildir. Herhangi bir insan bugün bulunduğu makamdan ayrılsa dahi kubbede bıraktığı hoş seda ile her zaman hürmetle, güzel sözler ile anılabiliyorsa işte asıl hikmet o zaman nail oluyor. Şimdi sormak istiyorum sizlere hangimiz kubbede hoş bir seda bırakabilmek için mücadele ediyoruz. Elbette her insan bir değil herkesin gönlünü alabilmek de kolay değil ama soruyorum hangimiz?
Eskiler “sözde değil özde” kalıbını çok kullanırlar. Soruyorum peki sizlere kaç insan size özde sevgi, saygı gösteriyor? Sözde herkes gençlik çalışmalarını destekliyor değil mi? Sözde herkes nerede bir genç bulsa elinden tutuyor destek oluyor değil mi? Evet, Evet Haklısınız… Kamera önünde “Sözde” öyle. Peki ya özde?
Bir fikir bir proje geliştiriyorsunuz; bir görüşmeye giriyorsunuz, ooo herkes sözde destekçiniz, herkes tebrik ediyor, yorumunu paylaşıyor vs. Özde kimseler yok ortada. İlgili amir bir altındaki yetkiliyi çağırıyor, görüşmeler, diyaloglar bini bir para. Odadan çıkar çıkmaz ne oluyorsa birdenbire bir şeyler oluyor. Yetkili Üniversitede profesör ise ben genç ile uğraşmam deyip burun kıvırıyor, yetkili belediyede ise “yoğun programlarımız” diyor, yetkili herhangi bir kurumda ise geçiştiriyor da geçiştiriyor. Sonra bir bakıyoruz ki ürettiğiniz fikir ürettiğiniz proje; isim değiştirmiş, eklenmiş çıkartılmış, çorba yapılmış başka bir kişiye servis edilmiş. Servis edilen kişiyi söylemeye gerek yok değil mi? Bunu yapan da büyük küçük ayırmaksınız güçlü kuruluşlar.
Bazı kurumlarda öyle bir çark ayarlanmış ki; Amir, Patron, CEO ilgili yönetici kim ise Gençlerle samimi, gençlerle hemhal, gençlerin derdini dinliyor, çözüm yolu üretiyor ama işte burada iş duraklıyor… Çözüm yolunu ilgili yetkiliye verdi ya, o iş olmuyor da olmuyor. Kraldan fazla kralcı deriz ya biz öyleyiz sanırım. Aman bir şey denmesin, aman bana laf gelmesin, aman işimden olmayım, bir sürü “aman” peş peşe diziliyor. Siz tüm bu “aman” diyenlerin yanında doğruyu pat diye söyleyince de dokuz köyden kovuluyorsunuz…
Ben naçizane genç bir yazar kardeşinizim. 15 yaşımdan beri, 6-7 yıldır sosyal hayat içerisinde bir mücadele vermekteyim. Bunca yıldır en çok zorladığım olay ve durum; “şşş sen daha gençsin”, “daha dur bakalım”, “daha çok zaman var”, “merdivenler teker teker çıkılır”, “bekle bakalım” gibi türlü türlü sözler olmuştur. Kimse bak burada şu var al tepsine sana sunuyorum, bu proje bu fikir güzel hadi gel beraber çalışalım demedi. Çalıştık, çabaladık, öğrendik, tecrübe ettik bu günlere geldik.
Demem o ki kıymetli okurlar; kraldan fazla kralcılardan, bulunduğu makam ve Mevkii’nin hakkını ve gereğini yapmayanlardan, gençliğe destek değil köstek olan insanlardan çok yoruldum, çok yorulduk. Ama ben ve içinde bulunduğum gençlik; “Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz."(Âl-i İmran, 3/139)” ayetine inanan gençleriz. Bugün, değilse yarın, yarın değilse bir gün bizim mücadelemiz de inanan her genç gibi, inanan her mümin gibi, inanan yolundan dönmeyen, “biz bu yola kefenimizle çıktık, kefenimizle yürüyoruz” diyen siyasetçilerimiz gibi zaferle sonuçlanacaktır. Ümidimiz ve inancımız bu yöndedir.
İslam hukukunda geçen güzel bir tabirle bitirmek isterim bugün ki yazımı; Ahir zamanda bir iş o işte ehil bir kimseye verilir ve o kişi o işi kabul etmezse vebal altındadır. Yine bir iş bir kimseye verildi ve o kişi o işi hakkıyla yerine getirmiyor ise yine vebal altındadır. Şimdi soruyorum sizlere hepimiz bu vebalin altından kalkabilir miyiz?
Kalın Selametle…
Fatih ARSLANPINAR

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.