BAE ve İsrail Ziyaretleri – Cumhur İttifak’ı – Enerji Politikamız – Rusya Ukrayna Krizi

Öncelikle şunu belirtmek isterim Cumhurbaşkanımız, iyileşir iyileşmez BAE ziyareti gerçekleştirdi. Salı gecesi yurda döndü ve çarşamba günü kabine toplantısında önemli açıklamalar yaptı. Akabinde teşkilat toplantıları ve açılış programları ifa etti. Öncelikle ayakta alkışlamak ve kuru eleştirilere bir dur demek gerekiyor.
BAE ziyaretinin ne denli önemli ve gerekli olduğunun idrakinde olmak lazım. Yapılan anlaşmalarda gençlikten sağlığa, ulaştırmadan turizme birçok konuda 10 Milyar dolarlık bir anlaşma yapıldı ve ilerleyen safhalarda bu rakamın 120 Milyar dolar seviyelerine çıkacağı söyleniyor.
BAE ziyaretini geniş konjonktür de incelediğimizde; İsrail ile eşgüdümlü yapılan görüşmelerin, körfezdeki İran tehdidi karşısında ortak bir çatı altında toplanılması için güçlü bir adım olduğunu aynı şekilde Mısır ve Suudi Arabistan ile de diplomasinin hızlanmasının habercisi olduğu kanısındayım.
2020 yıllarından itibaren Dış Politikada atılan adımlar özellikle Orta Doğu devletleri ile ilişkilerin normalleşmesi üzerine idi. Bölgede huzurun inşası üzerine güçlü diplomasi izleyen Türkiye, Orta Doğu’da ve Karadeniz de olası diplomasi krizleri ve savaş istemiyor. Bu uğurda mücadele bizlere Dünyanın Savunma Bakanlığını icra eden Osmanlıyı andırmıyor değil…
BAE ziyareti ile eşgüdümlü gerçekleşen Sayın İbrahim Kalın ile beraberindeki heyetin Filistin ve İsrail ziyaretleri de, Kudüs de olası karışıklıkların önüne geçerek barışın tahsis edilmesi üzerine idi.
*
Cumhur İttifakı’nda Milliyetçi Hareket Partisi şu anki konjonktür içerisinde muhalefet konumunda. Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli güçlü ve akılcı bir siyaset izlemekteler. Devlet beyin grup toplantısında yaptığı açıklamalar iki hafta sonra alınacak kabine toplantısının bir fragmanı niteliğinde gerçekleşiyor.
*
Devlet beyin bu hafta grup toplantısında yaptığı açıklamalar; Doğalgaz ve Elektriğin devlet eliyle dağıtılması ve nitelikli personel çalıştırılması yönünde idi. Hükümet tarafından da bu yönde çalışmaların başlatılacağı ve yakın bir zamanda bu hususta yapılacak adımların netlik kazanacağını düşünmekteyim. Enerjide dışa bağımlı bir ülke konumunda olduğumuz aşikâr. Bu nedenle enerji konusunda atılan adımlar ve yatırımların ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtarması yönünde çok büyük önem arz etmektedir.
*
Rusya’nın şu an ekonomik olarak bir buhran içerisinde olduğunu göz önünde bulundurursak Rusya – Ukrayna krizinin tamamen politik bir hamle olduğunu anlamak zor olmayacaktır. Olası bir savaş durumunda Avrupa’nın enerji ihtiyacının birçoğunu karşılayan Rusya, doğal olarak güçlü bir fiyat artışına gidecektir. Avrupa böyle bir durumu fark ederek Azerbaycan Doğalgazına yönelmeye ve Azerbaycan yönetimi ile Enerji anlaşmaları imzalamak için hazırlığa başladı. Bu durumdan ABD’nin de hoşnut olduğunu söylemek gerek. Çünkü olası savaş durumu petrol krizini de yanında getiriyor. Dünya petrol rezervlerinin büyük bir çoğunluğuna sahip ABD, enflasyon ile mücadelesinde Petrol krizini elinde koz olarak tuttuğu ve bu konuda avını bekleyen bir avcı konumunda olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Kalın Selametle…
Fatih ARSLANPINAR