BİR RÜYA GÖRDÜM ÜLKEM CENNET MİSALİ!

Benim memleketim Küçük Asya, Avrasya, Anadolu yarımadası bir eşi ve benzeri Dünyada yok.

Bir genel seçime geçiriyoruz. Kavgasız, gürültüsüz, onur ve haysiyetler yüce tutularak tam Demokrat ve Özgür, Dünyaya örnek olmanın güzellikleri yarıştı her yerde.

Gördüğüm rüya uyurken değildi, zira uyurken görülen rüyanın ayakları yere sağlam basmadığı gerçeği ortada. Uyanıkken görülen rüyalar sömeli ve temeli sağlam bir abideye benzer. İşte bu abide Türk Ulusu ve ülkesi oluyordu.

Bu ülke ve ulus demokrasiye susamış haliyle girdiği genel seçimlerden medeniliğin bütün icaplarını işletmiş ve rüyamıza gelen görüntülerde olmazsa olmazlar bir bir sıralanmış ve işte bizim rüyamızın temel öğelerini oluşturmuştur.

Cumhurbaşkanı seçilmiş yardımcılıklarına seçim meydanlarında vahitler sıralayıp kitlelere umut dağıtan siyasi kuruluşlarımızın öne getirdiği zatı muhteremler yardımcılıklar koltuklarına oturmuşlar, demokratik yapılanmanın uygulanmasından zerre misali tavizler verilmeden kuvvetler ayrılığı umdeleri bir bir işletiliyor.

Bu düzenleme derhal Anayasa Mahkememiz başta tüm yargı mekanizmalarımızda hassasiyetle işletilirken, tüm Dünya ülkeleri Anadolu Yarımadasından doğan bu güneşi gıpta ile seyredip, yetersiz buldukları Türk Demokrasisindeki bu mucizeyi keza gıpta ile izlerken Türkiye’ye yanaşma arzularını teyit etmekteler.

Cumhurbaşkanlığı ve parlamenter sisteminde verilen kolektif mücadele idareye, eğitime, tarım ve ekonomiye de fırsatlar eşitliği özü ile etki yapıp idarenin tüm alanlarında adeta bir reform şimşekleri çevreyi aydınlatıyor, umut ışıkları dalga dalga yurda yayılıyordu.

Rüyamın derinliklerine dalmadan GDO’lu besinle beslenmekten kurtulan çocuklarımız geleceğe daha güven veren nesiller olma yolundaydılar. Eğitim sistemimizde atılım üstüne atılımlar yapılıp, yaratıcı dehalar, adeta su yüzüne çıkar gibi ülkemiz ve insanımıza değeri takdirlerin üstünde gelecekler müjdeliyordu.

Parlamentomuzdaki yeni oluşum geçmişte olduğu gibi ağız dalaşları yerine gurup gurup yol bulma yarışlarını sergilerken, şu partinin bu partinin adamı olma geleneği adeta ayaklar altına alıp, Türk Milletinin vekili olma özelliklerini öne çıkarma yarışını da sürdürüp seçmenlerine helallikler verip bir kötü geçmişe sünger çekiyorlardı.

İşte bu mihval üzerinde olan rüyamdan silkinip çıkmayı hiç mi hiç istemiyor, verdiğimiz oyların yüz akımız olarak ülkemiz sathına yayılması arzumuzu dile getirip, bu rüya hakikat olsa temennimiz dökülüyor dudaklardan.

Yüce Rab’bimiz, çok partili hayata girdiğimizden bu yana akıp giden 72 yılda kurulup siyasi partiler çöplüğüne giden anlı şanlı siyasi kuruluşlarımızın eriyip yok olmalarının bir benzerini yaşamaktan korktuğumuz içindir ki, bu kez olsun şu siyasi aşı tutsun dileklerimiz var Yüce Yaradan’dan… Bu vesile ile Ramazan Bayramımızın basın camiamız başta olmak üzere tüm okurlarımıza kutlu olsun dileklerimizi de yenileriz.