Biraz Sükunet, Biraz Dik Duruş, Biraz Güven...
Biraz Sükunet, Biraz Dik Duruş, Biraz Güven... - Fatih ARSLANPINAR- Yeni Meram
Kıymetli okurlar, hemen hemen her yazımında bahsini geçiriyorum. Diyorum ki "ülkece geçirdiğimiz bu zor zamanlarda", bu zor zamanlar bitip tükenmiyor her fırsatta yerine yenisi ekleniyor ve yamaçta yuvarlanan kar topu misali artarak devam ediyor.
Felaketi yaşıyoruz gibi gelebilir sizlere, Pandemik buhrar, Ekonomi de saklanan enflasyonlar, alım gücünün azalması, vergi artışları, oksijen kaynaklarımız ile içimizin yanıp kül olması... Söylemiştik ya gündemimiz de uğraşlarımızda bitip tükenmiyor.
Gelişmekte olan her devleti, kapitalizmin mihenk taşını oluşturan gelişmiş devletler, manda ve himaye altına alarak dışa bağımlılığını isteyerek, kendi ayakları üzerinde durmasına karşı topyekûn bir mücadele içine girip, kapitalizmin yıkılmayan duvarlarını güçlendirmek için elinden geleni yapmaktadır. Elbette ki bu girişim dedelerimizin bize söylediği, bizim çocuklarımıza, çocuklarımızın da çocuklarına söyleyeceği gelişmekte olan bir devlet olan bizleri de etkisi altına alması kaçınılmaz olacaktır.
Lakin değerli okurlar her sene gelecek vizyonu oluşturup belki de hiç gerçekleşmeyecek hedefler kurmak bu hedeflerin içini boş bırakmak ne derece de doğru. Devlet aklı bu sorumluluğu kaldırabilir mi?
Henüz 20 yaşımda olmama ve akranlarım gibi yoğun bir şekilde kullandığım sosyal medya kullanmama rağmen bu mecralara her girişimde kan kusarak çıkıyorum. Biz öyle bir milletiz ki kundakda ki bebekten ölüm döşeğinde ki insanımıza kadar siyaset bilir, konuşuruz. İşimiz haricinde ki her konuya hakim olur, kendi işimizde liyakati boş veririz. Ağızdan ağıza konuşulan yalan haberler tek doğrumuz, işin ilmini bilen insanlar tarafından yapılan her türlü açıklamayı safsata diye geçiştiririz. Tam da bu konuda, 10 yaşında eline telefon alan çocukta Tweet atıyor, 80 yaşında ki büyüklerimiz de... Bilgi kirliliği o kadar yaygın ki doğru bilgiyi seçerek topluyoruz, onunda doğru olduğu meçhul tabi... İnsanlarımız olaylar hakkında bilgi sahibi yada yorum yapma yetisi olmasa bile, bağlı bulunduğu siyasi görüşün yandaş medyalarının paylaşımlarını, Güzelliği veyahutta yakışıklılığı ile sevdiği ünlünün paylaşımlarını paylaşıyor. Elbette ki akil insanların topluma öncülük etmesi medyanın çeşitli olması güzel... Lakin bu akil insanların sanat dünyasının toplumu bir arada tutması, kutuplaştırmaması gerekiyor. Medyanın başımızdaki afetlerden siyasi rant elde etmemesi gerekiyor. Devlet yapması gerekeni yapıyor, varıyla yoğuyla afetlere afetzedelere yardım ediyor ise bu devletin asli görevidir. Bundan siyasi rant elde etme amacı yoktur ve olamaz. Fakat muhalefet böyle bir dönemde siyasi rant elde etme amacı içine giriyor ise bu; toplumu yozlaştırma, insanları ötekileştirme, iç karşılıklığın fitilini ateşlemek istemekten başka bir şey olamaz.
Yanlışın manipülasyonu kolay yapılır... Sosyal medya da; hayatında yangın görmemiş insanların, yangının nasıl söneceği ile ilgili yorum yapması ne kadar da traji komik. Dedim ya yanlış bilinenlerin çok olduğu, doğrunun bulunamadığı sosyal medya da belli bir kitleye hitap edenlerin bu yanlışın manipülasyonunu yapması ve insanların buna inanıyor olması ne kadar da kolay...
Efendim dememiz o ki doğru bilgi olduğunu teyit etmeden olaylar ile ilgili yorum yapmamak, karşılaştığımız olaylara bir sükunet ile yaklaşım gerekiyor. Biraz devlete ve çokça bu millete güvenmek gerekiyor. Selam ve saygılarımla...
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.