Bisiklet Yolu Mu? Engel Yolu Mu?

Değerli Okurlar Bisiklet kullanımında ülkemizde birinci, dünya da ise ikinci sırada bulunan şehrimizde bu alanda yapılan yatırımlar hiç şüphesiz herkesin takdirini bugüne kadar fazlasıyla kazandı. 550 kilometreyle Türkiye’nin en uzun bisiklet yolu ağına sahip olan şehrimizde 7’den 70’e her yaştan insan bisikleti hem ulaşım aracı olarak, hem de spor ve eğlence amaçlı kullanıyor. Belediye başkanımız Uğur İbrahim Altay’ın ise bu konudaki hassasiyeti ve duyarlılığı herkes tarafından bilinen bir gerçek. Geçtiğimiz günlerde yine ülkemizde bir ilk olan bisiklet tramvayının faaliyete geçtiği gün yaptığı açıklamada “2023 yılına kadar 84 kilometre daha ilave bisiklet yolu inşa edeceğiz. Konya, Türkiye’nin önemli bisiklet şehridir. Bugünden sonra da bunun daha çok vurgulanması için çalışmalar ve projeler hayata geçecek. Özellikle bisiklet otoparkları konusunda ciddi bir çalışma yürütüyoruz. İnsanların bisikletlerini güvenli bir şekilde otoparklara bırakabilmeleri için hem mevcut otoparklarımızda bisiklet için yer ayırıyoruz hem de özel bisiklet otoparkları yapmaya başlıyoruz. Şehrimizdeki bisiklet yolları her geçen gün yaygınlaşmaya devam ediyor" diyerek çalışmaların devam edeceğini bizlerle paylaşmıştı. Başkanımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyor ve bugünkü yazımın esas konusunda dönmek istiyorum. Mavi renkle boyanmış, asgari 130 cm. genişliğinde, taşıt yoluna en az 50 cm. emniyet mesafesi bulunan, sadece bisiklet kullanan insanları güvenliği için tasarlanmış ve üzerinde bisiklet logosunun bulunduğu bir yoldan bahsetmek istiyorum. Hepimizin bisiklet kullananlar için yapıldığını bildiği ama bazılarımızın da pekte önemsemediği bisiklet yollarından... Yapılan çoğu hizmeti amacı dışında kullanmayı seven bir toplum olduğumuz gerçeğini maalesef biliyoruz. Tabii aslında olmaması gereken bu sevgimizi bisiklet yollarında da kullanmasak olmazdı değil mi? Şu an bu yazıyı yazarken bile camdan dışarı baktığımda en çok karşılaştığımız görüntüyü görüyorum, bisiklet yolu üzerine park edilmiş araçlar! Ve olayın absürt tarafı bu park eden araçların hemen dibinde otopark mevcut ve bomboş. Sonra ceza yazılınca "Vay efendim devletin paraya ihtiyacı var" diye üstüne bir de bilgiçlik taslayan garip insanlarımız var ki anlamak mümkün değil. Hadi onları geçtik, bir de seyyar satıcılarımız var. Tamam, ekmek parası eyvallah itirazımız yok ama bir rahat bırakın kardeşim şu bisiklet yollarını. Adam tezgâhını ya da seyyar el arabasını getirmiş bisiklet yolunun üzerine kurmuş, zannedersin tapulu mülkü. E tabi bir de kendini “bisiklet zanneden(!)” yayalarımız var bunlara ek olarak. Hemen dibindeki yaya kaldırımından yürümek yerine bisiklet yolundan yürüyor, bisikletli vatandaş hakkı olan yoldan zar zor geçmeye çalışınca da tepki veriyor üstüme mi çıkacaksın diye. Hem kendisini hem de bisikletli vatandaşı tehlikeye atıyor farkında olmadan. Gerçi bu vatandaşlarımız bisiklet yolları yapılmadan önce de ısrarla taşıt yollarından yürüyorlardı, zannedersem bir türlü yaya kaldırımından yürümeyecekler bu da sanırım sadece bizim şehrimize özgü bir durum. Konuyu özetlemek gerekirse, yine yapılan iş doğru fakat uygulamada sıkıntı yaşanıyor. Bisikletine binen bir vatandaş  Süper Mario misali, türlü engelleri aşarak yoluna devam etmek zorunda kalıyor. Arabadan kurtulsa yaya var, yayadan kurtulsa seyyar satıcılar var. Konuyla ilgili denetimlerin artırılması ve gerekli idari yaptırımların sıklıkla uygulanması taraftarıyım. Yoksa yapılan bunca güzel hizmetin faydasını maalesef göremeyeceğiz. Saygılarımla…