BUĞDAY PAZARI…
BUĞDAY PAZARI…- Kerim ÇINAR- Yeni Meram Gazetesi
Kadim şehir Konya'nın kalbinin attığı yer; tarihi ticari merkezi eski garaj ve civarıdır. Tarihi ticari alan, Eski Garaj’ dan başlar, Hükümet Meydanı'na kadar ulaşan bir aks üzerinde yer alır. Tarihi ticari alanı oluşturan bu iki odak arasında, ticari ve sosyal mekanlar bulunur. Bunlar ise; Amele Pazarı, Kadınlar Pazarı, Buğday Pazarı, At Pazarı gibi pazar yerleri ve Kızılay Hastanesi ile şehir içi ticari hanlardan ve bedestenden oluşur.
Anadolu'nun buğday ambarı kimliğini taşıyan bu şehir, tarih boyunca zahire ürünlerini alıp satma işlemlerini buğday pazarında yürütmüştür. İnsanlar tarlada ürettikleri zahirelerini pazar yerlerinde satmışlar ve sonra da kendi ihtiyaçlarını buradan temin etmişlerdir.
Buğday Pazarı şehir içerisinde en büyük ve önemli ticari alanlarından biri olmuştur. Çevresinde tek katlı dükkanların dizili olduğu, dört tarafı yollarla çevrili dört ayrı ana kapıdan girilen orta avlulu ve avlu tarafına da bakan beşik çatılı bir dizi dükkanlardan oluşan önemli bir yapıdır. Avluda bir çeşme bulunur. Avlu; köylülerin topladığı mahsullerinin çuvallarını indirip mezat şeklinde sattığı ve ticari faaliyetlerin sürdürüldüğü yerdir. Aynı zamanda develerin, atların dinlendirildiği yarı açık pazar alanıdır. Satılmayan ürünler ertesi güne kalabileceği için, pazar alanı büyük giriş kapıları akşam güvenlik amaçlı kapatılmıştır. Buğday Pazarı dış alanında sıralı dükkanların ve güney köşesinde dışarıdan girilen cami ile kuzey doğu köşesinde konutların yer aldığı kompleks bir yapıdır.
Büyük olan her şey ender bulunduğu gibi kavranması zordur… SipinozaNe var ki kentin büyümesi ve buğday borsasının kentin dışında çıkarılması sonucunda eski Buğday Pazarı âtıl hale gelmiştir. Buğday Pazarı 1990'lara kadar yıpranmış olmasına rağmen ayakta kalabilen tarihi dükkanlarda tarım ürünlerinin azda olsa alındığı ve satıldığı yer olarak işlevini sürdürmüştür. Tarihi ticari alan olarak korunması gereken yapı, küçük ölçekli bakımlar yapılsa da yapı zamanla ayakta kalamaz hale gelmiştir. Köhneleşen yapının avlusu boş kalınca da açık otopark olarak kullanılmıştır. En sonunda tarihi bina olma özelliğinden dolayı ayakta kalan birkaç dükkân ve tarihi kapıları da dokunulamaz olmuştur.
1990'lardan sonra Buğday Pazarı için, Büyükşehir Belediyesi’nin girişimi ile yeniden yapma hevesi içine girilmiştir. O dönem başlangıçta benim de içinde bulunduğum mimari ekip tarafından yapının ayakta kalan bölümlerin korunmasını ve tarihi izlerin günümüze taşınmasını öngören mimari bir tasarım yapılmıştır. Yapılan projeler, koruma kurulunca onaylanıp ve belediye tarafından ruhsatlandırılmıştır.
Ne var ki sene 2020'ye kadar 30 yıl boyunca herhangi bir uygulama yapılmamıştır. Bu süre içerisinde Eski Buğday Pazarı daha çok köhneleşmiş ve elde kalan dükkanların bir bölümü de zamanla yok olmuştur. Yapının kalan temel izleri de arkeolojik kazı sonrası gün ışığına çıkarılmış olup rölövesi alınarak fotoğraflarla kayıt altına alınmıştır. Sonrasında ise yapı tümüyle yıkılarak, belediyenin beklentileri de yeni projeye eklenerek günümüzde görülen son haliyle de inşa edilmiştir.
Buğday Pazarının yeni hali, geçmişteki mimari özelliklerini taşıdığı sanılsa da sadece görselden ibaret olup tarihe dair bir iz ve bir taş kalmamıştır. Yeni yapının altına otopark, üstüne de eskiyi yalın referans alan yeni binalar yapılmıştır. Yeni Buğday Pazarı biçim olarak eskiyi anımsatsa da geçmiş ile alakası kalmamıştır. Yapı mimari olarak dış alanda geçmişin izini taşımayan kolonatlı, arkatlı bir dizi dükkân yapılmıştır. Çok da anlam taşımayan iç avludaki ilave dükkanlar, saçaklar, kapı, pencere, PVC kaplamalar ve detaylarla yeni bir mimari uygulama olmuştur. Kısacası yapılan yeni uygulama ne eskiye benzer ne de günümüzü yansıtır olmuştur.
Amaç ne idi…? Yeni iyi midir…? Yoksa, yeniyi eskiye mi benzetmek…?
Yapılan hiçbir şey eski haline getirilemez ve hiçbir şey yok edilemez. Var olmanın en emin biçimidir. Geçmişin gerçekleri vardır. Nostalji yaşanacak değil sadece yapılan şeyin gerçekleri vardır ve onu anlamak gerekir. Değerli mi…? Anlamlı mı…? Yoksa, sadece yararlı mı olmalı…? Anlam, mantıktan daha derin, değerli ve önemlidir. Geçmiş her zaman anlamlıdır. Geçmişte yaşananları emin bir şekilde içimizde saklarız. Koruduğu veya koruyamadığı ve yararlılığına bağlı değildir. Bir insanın bildiğini zannettiği bir şeyi, öğrenmesi imkansızdır…! Epiktetos Yaşanan an ve zaman bir daha geri gelmez. Ancak, geçmişin gerçekleri, anlamları ve değerleri kaybolmaz. Hiçbir şey bu anlamlardan ve geçmişten koparamaz. Geçmişteki hiçbir şey tekrar erişilmeyecek bir şekilde kaybedilemez. Saygılarımla...-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.