Bazı insanlar ufak tefek bir alışverişte karşısındakini ikna etmek için hemen yemin edildiğini izlemekteyim ve yemin eden kişiye de kızarım.Neden yemin ediyorsun derim.Kişinin ağzı alışmış yeminin ne olduğunu tam bilmiyor veya önemsemiyor.
Olmaz böyle şey eşyayı satmak için yemine sarılmak son derece yalnıştır.Bazı aileler çocuklarına sıkı sıkı söylerler vara yoğu kattı sünnette yemin etme diye ikaz ederler.Bende aynısını yaptım bizde evde yemini kimi ağzını almaz almasıda hiç mümkün değil.Aslında yemin ailelerin ciddi sorunudur.Küçük yaşta nasıl alışmıssa aynen devam eder.
Yüce dinimizde yeminin önemini sizlere sunuyorum.Yüce Peygamberimiz yemin konusunda ne güzel söylemiş.Konu zararına da olsa yemin etme Müslüman yalan söylemez.Yalan yere yemin etmez yalancı şahitlik kati sünnette yapmaz.
Yemin , doğru söylediğine muhatabını inandırmak, yahut bir şeyi yapmak veya yapmamak hususunda kendisine veya başkasına kuvvet kazandırmak maksadıyla Allah’a söz vermektir.
Yemin, ancak Allah’a yapılır.Zira, yeminde ta’zim ve hürmet kasdı vardır.Ta’zim ve hürmete layık olan ise, Allah’tır.Bu sebeple yemin, Allah’ın isim ve sıfatlarıyla yapılmalıdır.Allah’tan başkasına, Allah’ın yarattıklarından birinin başına veya hayatına yemin yapılmaz.Edilen yeminin muteber olması için de, yemin eden kimse, akıllı, erginlik çağına gelmiş ve Müslüman olmalıdır.Delilerin, çocukların ve Müslüman olmayanların yeminlerine bağlı kalmak mecburiyetindedir.
İbadet etmemeye, namaz kılmamaya, oruç tutmamaya, iyilikte bulunmamaya, kötülük yapmaya, içki içmeye, kumar oynamaya yemin edilirse, bu yemini de bozmamak haramdır.
Mubah olan şeyleri yemek veye yememek hususunda yemin edilirse, bu yemine bağlı kalmak da mendubdur.Herhangi bir yemin bozulduğu taktirde kefaret lazımdır.Keffaret, bozulan yeminin cezasıdır.Bu ceza, köle azad etmek, on yoksulu doyurmak veya elbise giydirmektir.Bunlar gücü yetmeyen kimse ise, arka arkaya üç gün oruç tutar.
Peygamberimiz (s.a.v.) ise, hadisi şeriflerinde şöyle buyurur: <<Her kim bir husus için yemin edip de, ondan başkasını daha hayırlı görürse, hayırlı olanını yapsın ve yemininden kefaret versin.>>
Zaruret olmadıkça doğru da olsa yemin etmeyelim.Şayet yemin etmişsek ona riayet edelim.Bozduğumuz yeminler varsa, kefaretini ödeyelim ve ALLAH’tan af dileyelim. Büyük bir günah olan yalan yeminden de son derece sakınalım.Yüce Allah’ımızın, kıyamet gününde yalan yemin edenlerin, yeminlerini menfaat karşılığı satanların yüzüne bakmayacağını, onlarla konuşmayacağını , onları temize çıkarmayacağını bilelim.
İslam’ın ruh ve şuuruna erememiş bazı kimselerin, <<Allah’ın kulu, Peygamberin ümmeti olmayayım, Allah’a iki demişlerden olayım, Allah canımı imansız alsın, İslam’dan uzak olayım, namazım, orucum, o kafirin olsun… vs.. gibi sözlerle yemin ettikleri görülmekte ve duyulmaktadır.İslam adabına ve terbiyesine uygun olmayan bu çeşit sözlerden uzak duralım.Zira bunlar, mü’mini dinin çerçevesi dışına atabilir.O halde, böyle bir hata işlemişsek tevbe ve istiğfar edelim.Hatta imanımızı ve nikahımızı yenileyelim.Hiç unutmayalım ki: Peygamberimiz (s.a.v.) ifadesiyle: Büyük günahlar: Allah’ a şirk koşmak, ana ve babaya asi olmak, haksız yere adam öldürmek, ve bilerek yalan yemin etmektir.
HABER KAYNAĞI : HABER MERKEZİ