■ Kanaat eden doyar.
■ Kendini başkasından sadaka isteyecek hâle düşüreni, Allahü teâlâ yetmiş şeye muhtaç eder.
■ Elinin emeği, alnının teri ile ye, dinini satıp yeme!
***
Kişioğlunun ailesinin ve kendisinin bütün gereksinimlerini gidermek için helâlden
kazanmalı, kimseye muhtaç olmamalıdır;
■ Bir Müslüman, helâl kazanıp, kimseye muhtaç olmaz komşularına ve akrabasına yardım ederse, kıyamet günü, ayın on dördü gibi parlak, nurlu olacaktır.
■ Bir zaman gelecek insanlar, yalnız malın, paranın gelmesini düşünüp helal ve haramını düşünmeyecekler.
Hz. Ömer der ki;
■ Çalışınız, kazanınız, Allahü teâlâ rızkımı çalışmadan gönderir, demeyiniz! Allahü teâlâ, gökten para yağdırmaz!
Hz. Lokman hakim de oğluna öğütte bulunurken helal kazanmaya vurgu yapıyor;
■Çalış, kazan! Çalışmayıp, herkese muhtaç kalanların dini ve aklı noksan olur, iyilik etmekten yoksun kalır.
İslam büyüklerinden birine sormuşlar;
– Özü sözü doğru olan tüccar mı, yoksa geceleri namaz kılan, gündüzleri oruç tutan âbid mi daha yüksektir?
Sorunun muhatabı yanıt vermiş;
-Emin olan tüccar daha değerlidir. Şeytanla her saat cihad etmektedir. Şeytan, alışta, verişte, tartmada onu aldatmaya uğraşmakta, o ise Allahü teâlânın emrini, rızasını gözetmektedir.
Hz. Evzai, Hz. Hz. İbrahim Edhem’i sırtında odun götürürken görünce sordu;
– Niçin bu kadar sıkıntı çekiyorsun? Kardeşlerin, seni hiçbir şeye muhtaç bırakmıyor,
Hz. İbrahim Edhem yanıt verir;
-Öyle söyleme, Peygamber efendimiz, bir hadîs-i şerîflerinde;
■ Açlıktan ölmek üzere olan bir kimse, ölmüş köpek ile başkasına ait koyun eti bulsa, ikisi de harâm ise de, başkasının malını yemeyip, köpeği yemesi lâzımdır. Köpek yok ise, başkasının malını, ölmeyecek kadar yiyebilir.
Kişioğlu, her aldığını, helâl mi, harâm mı düşünmeli, harâm ise almamalıdır. Aldığı şeyde hakkı olanlara vermeyi, yoksullara, kimsesizlere yardım etmeyi yeğlemelidir. İnsanların iyisi, insanlara iyilik edendir. İnsanların kötüsü, insanlara kötülük edendir. İnsan, kazandığına kanaat etmelidir.
Yüce Allah, beş şeyi, beş şey içine koydu; bu beş şeyi alan, içindekine kavuşur:
“İzzeti, şerefi, ibâdete; zilleti, sefâleti, günâha; ilmi, hikmeti, çok yememeye; heybeti, onuru, gece namaz kılmaya; zenginliği, kimseye muhtâç olmamayı da, kanâate tâbi kılmıştır.”
BİR DAMLA:
Hz. İsa, bir mümine sordu;
-Ne iş yapıyorsun?
Yanıt verdi;
-İbâdetle vakit geçiriyorum.
Yeniden sordu; cevabını verir.
-Peki nereden yiyip geçiniyorsun?
Bu soruyu da yanıtladı;
-Her şeyimi kardeşim veriyor.
Hz. İsa’nın söylemi tam kıssadan hissedir;
-O halde, kardeşin senden daha değerli ibadet yapmaktadır!
Evi camdan olan komşusuna taş atmaz!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.