CUMA ÖNEMLİ BİR GÜNDÜR

Bugün güncel konuların başında bilhassa Cuma hutbesinde İslam’da cihad ve şehitlikten söz edilmektedir. Çünkü Türk ulusunun yıllarca rahatsız eden bir terör belasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti terör konusunda karşılıklı, iyi niyetle anlaşalım diye bir yıl mehil verildi. Ama bunlar devletimizin iyi niyetini tamamen suistimal ettiler, ellerinden gelen her kötülüğü gizlice yapmaya devam ettiler. Sığınaklar, çukurlar kazmaya; mayın döşemeye devam ettiler. Bunlar şu hususu bir türlü tahmin edemediler. Çünkü niyetleri bozuktu. Bir gün olup Yüce Türk ulusunun kahraman ordusuyla karşı karşıya geleceklerini hiç hesap edemediler. Şu anda bütün dünyanın gözü kulağı Yüce Türk Ordusunun kahramanla savaştığı mücadelededir. Bu mücadeleyi hayretle izledikleri de bir gerçektir. Sayın Cumhurbaşkanımız, “Bizim maksadımız toprak işgal etmek değildir, herkes bunu böyle bilsin. Eski yurdundan, yuvasından, terörden kaçanların tekrar yuvasına dönmesini sağlamaktır hedefimiz” demiştir ve tüm dünya milletlerine bunu duyurması hayranlık yaratmıştır. Tek hedefimiz insanlığın huzurunu ve güvenliğini ön planda tutmaktır. Terör belasını kökünden kazıp yok etmektir. Müslüman Türk’ün yüceliğini çekemeyen yıkıcılar, her zaman fırsat kollamış, şahaneliğimizi küllemeye çalışmışlardır. Ama elmas küllense de gübrelense de yine elmastır, yine elmas olduğunu gösterecektir. Yıkıcıların her fesadı sonunda kendilerine zarar vermiş, Müslüman Türk yine yüceliğini devam ettirmiştir. İşte bu yücelikten o yıkıcılar tekrar Müslüman Türk’e yanaşmış, beslenip karnı doyduktan sonra kahpeliğini tekrar başlatmıştır. Tarihler boyu böyle olmuştur. Yıkıcı yapıcıya yanaşmış, kene gibi kendini besledikten sonra bir fırsatını bulup kanının gereğini yapmıştır. Bugün de yıkıcı aynı sırnaşıklığını yaparak, kolumuzun altına girmek, yine karnını doyurup kahpeliğini yapmak sevdasındadır. Türk milleti her şeyin en ince sanatına kadar icra eden hassasiyettedir. Savaşmayı hayatının bir parçası gibi görür ama öncelikli amacı insanlığın huzur ve barış içinde yaşaması, yaşatılmasıdır. Savaşın artısını eksisini, muhasebesini yapar. Ama gözünü hiçbir tehlikeden sakınmaz, namusu, şerefi, haysiyeti, onuru ve inancı için yaşar ve yaşatır. Ama Müslüman Türk artık eskisi gibi değildir. Artık “bize bizden başkası düşmandır” ilkesinden hareketle nanköre hizmetten vazgeçmiştir. İsraf etmeyecektir artık hiçbir şeyini. Ne malını, ne canını, ne yüceliğini.