Devlet Teşvikleri ve Olması Gerekenler
Devlet Teşvikleri ve Olması Gerekenler- Fatih ARSLANPINAR- Yeni Meram Gazetesi
Geçtiğimiz hafta Konya'da yapılan ve bir çok büyükşehir de uygulaması yapılan; İletişim Başkanlığı bünyesinde ki Devlet Teşvikleri tanıtım programına katılım sağladım ve vardığım kanaati sizlerle paylaşmak isterim...
Birçok bakanlığın, kurumun, üniversitenin de yer aldığı fuarda kurumlar arası iletişimin güçlü olmasının faydasını ve başarısını da görmüş olduk. Kurumlar arası güçlü işbirliklerinin yürütülen projeler de daha fazla yararlanıcıya ulaşması için büyük önem taşıdığına da şahit oldum. Yıllardır yaptığım etkinlik ve faaliyetlerde farklı kurumları bir araya getirme çabamın, nihayete ermesinden de mutluluk duydum.
Fakat! Yapılan programda aslında ne kadar çok eksikliğimiz olduğuna da şahit oldum. Devletimizin, farklı bakanlıklarında güçlü teşvikler mevcut... Proje fikirleri, girişimcilik faaliyetleri, Tarım ve hayvancılık, KOSGEB'ler vs... Lakin üretimde ki dışa bağımlılığımızdan bir türlü kurtulmuş değiliz. İhracat rakamlarında gün be gün rekor kırıyoruz ama bu dışa bağımlılık neden azalmıyor? Sorgulamıyoruz... Yerli ve milli adı altında yapmış olduğumuz projelerde bile bu dışa bağımlılık söz konusu maalesef... Birde işin maalesef arka yüzü var. 30 yaş aşşağı girişimcilik oranımızın halen daha %17 civarında olması. Bu oran gelişmiş ülkeler de %70 civarında... 10.000 kişiye düşen işletme açma oranı 1. Dünya devletlerinde; 1.100 civarındayken, bizde bu rakam 100 kişi civarında. İşsizlik rakamları neden mi bu kadar yüksek? İşte bu yüzden bu oranı biz ne zaman arttırabildik işte o zaman herşey değişecek.
Devletin bu konuda yapması gereken ise ortada! Belirli maddi skalanın üstünde ithal edilen ürünlerin listesini oluşturup, güçlü fizibilite çalışmaları ile birlikte, girişimcilere sunulması gerekiyor. Akabinde bu ürünleri müşteri garantisi sunuluarak hibe veyahutta geri ödemeli bir şekilde yatırımcı ile buluşturulması gerekiyor. Sonuç ne mi olacak? Ham madde hariç ithal edilen ürünlerde minimum seviyeler görülerek dış borçlanma azaltılmış, üretilen ürünler iç pazarda alıcı ile buluşmuş olacaktır. Bu sayede kur oranına bağlı iflaslarin ve borçlanmaların önüne geçilmiş, üretimde dışa bağımlı olmayan bir Türkiye oluşturulmuş olacaktır.
*
Bir haberci şu şekilde iletiyor; " Türkiye de herkes çok olumsuz, siz bir fikrinizi yanınızdakiler ile paylaştığınız da etrafınızdaki insanlar size, o işin nasıl olmayacağı ile ilgili saatlerce konuşuyor." Bu sözler maalesef tüm ülke için geçerli. İnandığınız bir proje bir fikirle alakalı gerekli mercilere bilgilendirme yaptığınız da o insanlar; o işin nasıl olmayacağı ile ilgili size öğütler verip duruyor. Bu psikolojiden yada düşünce yapısından nasıl kurtuluruz bilmem ama sebeplerini biliyorum. Ne mi? Koltuk sevdası, sorumluluk almama bilinci, liyakatsiz kadrolar, adamcılık istismar vs...
İşte biz asıl bu konuları yendiğimiz taktirde, birşeyleri başarmaya olan inancı yakalayacağız. Sonrası... Malum; üreten, geliştiren, inovasyon yapan, girişimci, müreffeh bir toplum! Kalın Sağlıcakla...
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.