DİLAN POLAT’IN PERDE ARKASI

Kıymetli dostlar, Türkiye gündemini etkileyen ve tahliye edilen Dilan Polat hakkında toplum yine ikiye ayrılmış durumda.
Dijital dünyaya geçişimizle sosyal medya bir uzvumuz gibi oldu. Sonrasında fenomen-influencer kavramlara girdi hayatımıza. Bu insanların pek çok ortak özelliklerine şahit oluyoruz. Örneğin, daha birkaç yıl öncesine kadar orta halli sayılabilecek bu insanlar; önce fenomen, sonra milyoner oldu..
Villaları, milyonluk otomobilleri ve takılarını, lüks hayatlarını ve umre ziyaretlerini sosyal medyalarından paylaşan, daha çok şöhret ve konuşulmak için şarkı söyleyen, klip çeken ve özellikle bu fenomenlerin fiziki görüntülerine yatırım yapmak gibi ortak bir özellikleri daha var. Kadınlar Cindy bebek, erkekler Brad Pitt.. Bütün bunların “tamamen tesadüf” olması mümkün mü? (İçlerinde hakikaten işini hakkı ile yapan yok denecek kadar az olanlarına da şahidiz.)
Dilan Polat, tahliye olunca insanların en çok merak ettiği şey; yine “enerciii” diye kafa şişirecek mi? Altın tozlu kahvesini yine ekran karşısında höpürdeterek içecek mi? Yine Eurolar’dan başına taç yapıp hava atacak mı? Yine güllerle donatılmış yatak odasında müstehcen danslar yapacak mı? Videolar çekip mahalle kavgası yapacak mı? Süslenmiş özel uçakların önünde görgüsüz pozlar verecek mi? Milyonluk arabalarına binip yesmar yesmar şarkısını son ses dinleyecek mi? Ya da “Bir daha telefonuma elimi bile sürmem” kararlılığında mı?
Haberlerde görmüşsünüzdür, tahliye kararının ardından bir vatandaş, Dilan Polat hayrına sokakta su dağıttı. Görüntü sosyal medyada dikkat çekti. Sevenleri gerçekten çok fazla. Özellikle sosyal medyada, adaletin satılık olduğu ile ilgili olumsuz pek çok yorumlar vardı. Devletimiz bir yıl boyunca ilmek ilmek eledi, mutlaka bir bildiği vardır.
Burada özellikle dikkat çekmek istediğim ve gözlemlediğim şey, bunlar bir ajansla anlaşıyorlar. Ajanstan gelen tüm kıyafet kozmetik vb. şeyleri kullanmadan (sanki uzun süredir kullanıyormuş gibi) tanıtımını yapıyorlar. Artı dikkatimi çeken şey, ablama aldım, abime aldım, anneme hediye götüreceğim diye işin içerisine yalan da giriyor. İnsanlar güvendikleri için tercih ediyorlar. Bakıyorlar ki, aldıkları ürünler çöp. Tabii ki hakkı ile yapana, dürüst olana saygımız sonsuz.
Farkında mısınız, son zamanlarda katledilen Türkçemizle birlikte sosyal medyada en çok gördüğünüz duyduğunuz; üzgünken ben (tabii bu arada dudakların büzülmüş garip bir görüntü olan hastalıklı birisiymiş gibi olması gerekiyor), mutlu ben, tesettürlü ben, evdeyken ben, yatarken ben, yemek yerken ben gibi paylaşılan fotoğraflar bir anda sosyal medyada binlerce insanın ekranına düşüyor. Sonuç olarak insanlar anında kopyalıyorlar.
Bir de, artık dünyayı ünlüler fenomenler influencerlar şekillendiriyor. Onların her yaptıkları giydikleri taktıkları konuştukları sözleri insanlar kendilerine model alıyorlar. Dolayısıyla bu konumda olan herkesin son derece dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum. Vesselâm.