DOĞA OLAYI MI? AFET Mİ? İHMAL Mİ?

Geçtiğimiz hafta sonu Giresun’da yaşanan sel felaketi sebebi ile birçok vatandaşımızı kaybetmenin yanı sıra kolay sarılamayacak zararlar ile karşı karşıya kaldık. Doğadaki nizamı anlamadan ona yaptığımız ya da başka bir deyişle dayattığımız her müdahalenin sonucu Giresun’da yaşananlardan farklı olmayacaktır. Doğa unutmuyor, kendinden aldıklarınızı da günü geldiğinde sizden geri alıyor. Peki deprem, yağmur, kar, rüzgar, toprak kayması vb doğa olaylarının ülkemizde birer felakete dönüşmesi tesadüfle izah edilebilir mi? Doğadan güçlü değiliz ve asla olamayacağız. Bu sebeple milyarlarca yıldır gerçekleşen bu doğa olaylarının ortaya çıkaracağı etkileri tetikleyerek büyüten anlayıştan hızla uzaklaşmamız ve yapılmış yanlışları süratle düzeltmemiz gerekiyor. Basit bir doğa olayı olan depremin Japonya ve Ülkemizdeki etkilerini karşılaştırdığımızda aslında hatayı nerede yaptığımız kolayca ortaya çıkıyor. Bizler her depremden sonra haftalarca bir sonraki depremin büyükleri ve yeri konusunda tahminleri konuşmaktan, yapı stoğumuzun mevcut durumunu ve bu stokun en verimli ve hızlı şekilde -her zaman olan ve olmaya devam edecek- depremlere hazır hale getirileceğini konuşamıyoruz. İmar Affı ile nasıl ve ne şekilde inşa edildiği belli olmayan milyonlarca yapı ile barışıyor, hemen yanı başında mühendislik hizmeti alarak, kanun ve yönetmeliklere uygun yapıları da adeta cezalandırıyoruz. Dere yataklarını imarlı alanlara çeviriyor, dere kesitlerini daraltıyor, ilk büyük yağmurda kendi elimizle yağmuru felakete çevirmiş oluyoruz. Tatlı su havzalarında yapılaşmaya müsaade ederek kullanım ve içme suyumuzu zehirliyor, gerekli denetimi yapmayarak sanayi tesislerinin atıkları ile kirlenen kaynaklardan bitkisel sulama yapıyor, filtresiz bacalardan çıkan dumanı soluyor sonrasında da kanser, ve envai çeşit hastalıkla mücadele ediyoruz. Giresun felaketinin suçlusunu açıklayan bazı medya kuruluşları oldu. Dere yatağını imara açan belediye, buna göz yuman ve müdahale etmeyen ilgili devlet kuruluşları, imar barışı ile barışan vatandaş, mühendislik hizmeti almadan ev yapan müteahhit suçsuz! Suçlu Charlie Brown bulutları!!! Mühendisin, Mimarın, Şehir Plancısının elinin değmediği, öncelikli amacın doğayı anlayarak hem ona hizmet etmek, hem de sunduklarından ölçülü şekilde faydalanmak olmayan yapılaşma hüsranla son bulur. Son olarak dünyanın felaketi koronavirüs konusunda hepinizi azami şekilde dikkat etmeye tekrar davet ediyorum. Hayat Eve Sığar uygulamasında kıpkırmızı bir Konya ile karşılaşıyoruz. Özellikle aile büyüklerimiz ve kronik rahatsızlığı olanlar için durum iç açıcı değil. Hep birlikte mücadele edersek bu hastalığın üstesinden gelebilir sevdiklerimizi koruyabiliriz. Sağlıkla ve huzurla kalın Dr.S.Kamil AKIN İMO (İnşaat Mühendisleri Odası ) Konya Şube Başkanı