Dünyada bir değişim yaşanıyor: Ruh ve beden sağlığı öne çıkıyor!
Dünyada bir değişim yaşanıyor: Ruh ve beden sağlığı öne çıkıyor!- Nevzat TARHAN- Yeni Meram Gazetesi
Pandemi sonrası dünya ölçeğinde ekonomik ve sosyal olarak ortaya çıkan eşitsizlikler, tüm dünyada ruh sağlığını bozdu. Dünyada artan gelir eşitsizliği, hak ve fırsat eşitsizliği varken insanların mutlu olmasını beklemek mucize beklemek gibi. Dünya çapında politikaları belirleyenlerin bu konuda mutlaka önlem almaları ve üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeleri gerekiyor. Dünyada yeni bir değişim yaşanıyor. Bu değişimde ne var? Artık ruh ve zihin sağlığı öne çıkarılıyor. Ruh sağlığını inkar eden sadece maddeci indirgemeci, insanı yalnızca biyolojik bir varlık olarak gören yaklaşım değişiyor.
Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu’nun girişimi ile 1992 yılından bu yana her yıl 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü olarak anılırken bu yılki tema “Eşitsiz Bir Dünyada Ruh Sağlığı” olarak açıklandı. Dünya Sağlık Örgütü ise bu yılın temasını “Herkes için ruh sağlığı bakımı: Hadi bunu gerçeğe dönüştürelim” olarak belirledi.
Eşitsizliklerin olduğu bir dünyada mutluluk mümkün mü?
Bu özel günde belirlenen tema çok anlamlı: “Eşitsiz Bir Dünyada Ruh Sağlığı.” Covid pandemisinden sonra eşitsizlikler çok daha fazla ortaya çıktı. Dünyadaki eşitsizliğe soğuk savaşın ardından sosyalizm, komünizm, kapitalizm düalizmi zıtlaşması sebep oldu. Günümüzde dünyada kapitalizmin tek süper güç olması nedeniyle gelir eşitsizliği ciddi anlamda arttı. Covid pandemisi de bunu hızlandırdı. Özellikle gelişmiş ülkelerin bencil, açgözlü, empati yoksunu tavırları dünyanın geri kalanının aşıya ulaşmasını zorlaştırdı. Hatta bırakın aşıyı, Afrika’da 2 milyar kişi temiz suya ulaşamıyor.
Dünyada böylesine bir gelir eşitsizliği, hak ve fırsat eşitsizliği varken insanların mutlu olması beklenebilir mi? Elbette çok zor, hatta imkansız.
Krize giderken önleyici tedbir almak şart
Tüm bu eşitsizlikler ve etkenler dünya genelinde ruh sağlığını bozdu. Bu etkenlerin çoğalmasıyla beraber toplumsal olaylar ortaya çıkıyor. Eğer tetikleyenler ve provoke edenler varsa bu olaylar daha erken ortaya çıkıyor. Bunu şuna benzetiyoruz… Bir insanın orta kulağında iltihap varsa ve cerrah kendi kendine geçmeyeceğini anlarsa orta kulağına ufacık bir kesik atar oradaki iltihabı boşaltır ve çabuk iyileşir. Bu önleyici tedbirdir çünkü kendi haline bıraksa daha şiddetli bir şekilde hasar bırakacak. Daha az hasarla bu şekilde hafif bir iz bırakarak bunu temizliyor. Burada da dünya bu yönden krize doğru gidiyor. O nedenle ruh sağlığı konusunda tehditlere karşı önlem alınması gerekiyor. Ne olacaksa olsun diyerek bir kenara çekilip beklersek kontrol dışı olaylar gelişir. O nedenle kontrol altında müdahale etmek ve yanlış giden bir şey varsa patlamadan düzeltmek gerekiyor.
Dünya yalnızlıkla mücadele için savaş veriyor
Bütün dünyada pandemiden sonra intiharların arttı. Japonya’da geçtiğimiz Mart ayında Yalnızlık Bakanlığı kuruldu. İleri yaşta intiharların arttığı bu ülkede yalnızlıkla mücadele için robotlar geliştiriyorlar. Japonya’da sohbet odaları var. İnsanların yalnızlığını gidermesi için devlet sohbet odaları açmış. Hiç tanışmayan kişiler sohbet ediyorlar.
Maddi refah artışına karşın mutluluk düzeyi artmadı
İnsanın mutlu olmadığı bir toplumda maddi refahın yükselmesinin hiçbir yararı ve anlamı da olmuyor. ABD’de yapılan bir çalışmada elde edilen istatistiki verilere göre 1950 ile 2000 arasında gayrisafi millî hâsıla kişi başı 20 bin dolardan 35 bin dolara çıkmış. Aynı şekilde psikolojik refah düzeyi de ölçülmüş. Kendini çok mutlu hissedenlerin oranı hep yüzde 30 civarında kalmış. Maddi refah artmış ama psikolojik refah aynı paralellikte artmamış. Manevi refah aynı paralellikte artmamış. Bu tespitler üzerine bilim çevreleri bununla ilgili projeler yürüterek çözümler üretilmeye çalışıyor. Bu nedenle Dünya Ruh Sağlığı Günü’nde tema olarak eşitsizliklere dikkat çekiliyor.
Sadece beden sağlığını gözetmek yeterli değil
Daha önceleri sadece beden sağlığı üzerinde durulmasına karşın artık ruh ve zihin sağlığının da önemi anlaşıldı. Artık ruh ve zihin sağlığı öne çıkarılıyor. Dünyada yeni bir değişim yaşanıyor. Bu değişimde ne var? Ruh sağlığını inkar eden sadece maddeci indirgemeci, insanı yalnızca biyolojik bir varlık olarak gören yaklaşım değişiyor. Ruh konusu tamamen ilahiyatçılara bırakılıyordu. O da şimdi bilimin ilgi alanına girdi. Ruh, zihin ve beden üzerinde multidisipliner bir alan oluşturuldu. Yale Üniversitesi’nde şu anda kuantumcular, sinir bilimciler, felsefeciler ve ilahiyatçılar beraber çalışıyorlar. Mesela şu anda bir kitap var ‘What the Bleep Do We Know!?’ Türkiye’de de tercüme edildi. Bir fizik profesörü kuantumcu, bir ilahiyatçı ve bir psikiyatrist bilinç konusunu tartışıyorlar. Yani bütün bilgiler yeniden yazılıyor.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.