Ekonomik Kutuplaşma Büyüyor
Ekonomik Kutuplaşma Büyüyor- Mustafa DEĞİRMENCİ- Yeni Meram Gazetesi
Değerli Okurlar; İktisadi gelişmeleri yorumlarken rakamlardan ve verilerden bağımsız bir değerlendirme yapmak mümkün olmuyor. İktisadi kurallar, “ben istedim oldu” veya “bana göre böyle” tarzında sübjektif yorumlara değil de sebep-sonuç ilişkisine göre şekillendiğinden ötürü, uygulanan ekonomi politikalarının yansımalarını da şahsi değerlendirmelere göre değil de yine veriler üzerinden okumak gerekiyor. Geçtiğimiz haftalarda TÜİK’in açıkladığı 2021 yılı “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması Bölgesel Sonuçları”, uygulanan ekonomi politikalarının sokaktaki vatandaşa yansımasına dair çok vahim şeyler söylüyor. Peşinen söylemek gerek, sonuçlar “toplumsal fakirleşme”yi işaret ediyor ve bunun da genele yayıldığını gösteriyor.
Araştırmanın sonuçlarından birisi Türkiye’de ortalama yıllık eş değer hanehalkı kullanılabilir fert gelirinin, 2021’de yıllık 37 bin 400 lira , yani aylık 3117 lira olarak gerçekleşmesi. Geçen sene asgari ücret tutarının 2825 lira olduğu düşünüldüğünde, ortalama gelirin “asgari ücretten hallice” bir noktada olduğu görülmekte. Normal şartlarda bir “gösterge ücret” olması gereken asgari ücretin giderek “geçim ücretine” dönüşmesi de yanlış ekonomi politikalarının toplumun geneline yayılan bir fakirleşme ürettiğine delalet.
Rakamlara bakarak ekonominin büyüdüğü söylenebilirse de (Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülke için yıllık 4-5 civarı büyüme zaten beklenir), aslolan bu kağıt üstündeki büyümenin refah ve zenginlik üretmediği, toplumun geneline yayılmadığı, tam tersine zengini daha zengin yoksulu ise daha da yoksul kılan bir çarpıklıkta olduğudur.
Bir diğer veri de ekonomik durumun insanlar üzerindeki uzun vadeli olumsuz etkilerini gösteriyor. Türkiye’de 2008’de 4 kişi olan ortalama hanehalkı büyüklüğü 2021’de 3,23 kişiye düşmüş durumda. Tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının oranı yüzde 64,4’e gerilerken, tek kişilik hane halklarının oranı da yüzde 18,9’a yükseldi. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle aileler daha az sayıda tabir-i caizse ekonomik manada “bakabilecekleri kadar” çocuk sahibi olmayı tercih ediyor. İçinde bulunduğumuz koşulları düşündüğümüzde evlenmek isteyip de ekonomik imkansızlıklar nedeniyle evlenemeyen insanların varlığı da bir realite. Özellikle büyükşehirlerde asgari 4-5 bin liralardan başlayan kiralar, 150-200 bin lirayı bulan asgari evlilik masrafları gibi hususlar, aslında toplumun yanlış iktisat politikalarından ne kadar kötü etkilendiğinin günlük hayata yansıması sadece. Önceleri haftalık alışverişini yapan insanların artık günlük şeyleri alır hale gelmesi, birçok ürünü ekonomik gerekçelerle tüketmeyi bırakmaları, her şeyin en ucuzuna yönelmek zorunda kalmaları, tabir-i caizse boğazlarından kısmak zorunda kalmaları, toplumsal fakirleşmenin anlık manzarasına dönüşmüş durumda. Kağıt üzerinde bir ekonomik büyüme söz konusu olsa da, bu büyümenin “sıhhatli” bir karakterde olmadığı, sadece “skora endeksli” olduğu, aksine gelir dağılımının giderek bozulduğu, toplumsal fakirleşmenin arttığı, “sefalet ücreti” olan asgari ücretin artık milyonlarca insan için “geçim ücretine” dönüştüğü bir atmosferde, ekonomide devasa sorunlara çare olarak yine ve yeniden “düşük faizli kredi paketi” açıklamak ise başlı başına bir talihsizlik. Saygılarımla…
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.