Fikir ve fiyat özgürlüğü
Fikir ve fiyat özgürlüğü- Mustafa DEĞİRMENCİ- Yeni Meram Gazetesi
Değerli okurlar, farkında mısınız bilmiyorum ama ülke olarak son derece hızlı değişen bir gündemin içerisindeyiz. Her yeni güne uyandığımızda güne başlamadan önce gazete veya internet üzerinden haberleri okumaya korkar olduk artık. Aynı şekilde akşam haberlerinde de olumlu ya da güzel bir habere hasret kaldık desek yanlış olmaz. Kadın cinayetleri, hırsızlık, market reyonlarındaki fahiş fiyatlar, siyasi atışmalar, kuraklık, aşılama çalışmaları, mutasyonlu virüs vb. haberler tabiri caizse “gına getirmeye“ başladı insanlara. Ve son olarak buna bir de Boğaziçi Üniversitesindeki olayların eklenmesi tüm bu gündemin tuzu biberi oldu. Konuyu uzun uzadıya yazıp inceleme derdinde değilim ama öyle zannediyorum ki dünya üzerinde devletine ve birliğine bu kadar düşman olan ikinci bir topluluk daha yoktur. Müslüman bir ülkede Kabe–i Muazzama’nın fotoğrafını yere serecek kadar ileriye gidebilmek, yanlış ya da doğru düşünceye sahip olsa bile tepkisini polisle çatışarak vermeye çalışmak ve tüm bunları yapanların sözde fikir özgürlüğünü savunması aptallık ve ahmaklıktan başka bir şey değildir. Yaşanan olaylarda sonuna kadar devletimizin ve polisimizin arkasında olduğunu şahsım adına belirtip, olayları yatıştırmak için kullanılan şiddetin derecesinin gerekli görüldüğü takdirde kat ve kat arttırılması taraftarıyım. Hiç kimse kusura bakmasın hele ki böyle bir dönemde hiçbir kolluk kuvveti sizin tencere ve tavanızla uğraşmak zorunda değil. Bizlerde geçtik o üniversite sıralarından, edebimizle ahlakımızla okulumuzu bitirip sonra da işimize gücümüze dört elle sarıldık. Öğrencilikle uzaktan yakından alakası olmayan, hiçbir konuda tam bir bilgiye sahip olmadan hariçten gazel okuyan, saçı başı birbirine karışmış, ahlak ve edep kurallarından bir haber olan insanlara hiçbir şekilde müsamaha gösterilmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti devletinde yaşıyorsanız, bu devletin kanun ve kurallarına uyacaksınız. Size yanlış geldiğini düşündüğünüz bir husus varsa, bunu yetkili mercilerle irtibata geçerek ya da en son çare kanun yoluyla çözeceksiniz. İllegal tavırlarla yaklaşımda bulunursanız, göreceğiniz tepkiye hiç kusura bakmayın itiraz edemezsiniz.
Ve bugünkü yazımda bir diğer sitemim market reyonlarındaki fahiş fiyatlarla alakalı olacak. Ne hikmettir ki son günlerde müthiş bir zam furyası oluştu ülkemizde. Tabi bunu da hemen kuraklık ve korona virüse bağlayacak bazı fırsatçılar. Tamam kabul edilebilir bir dar boğazdan geçiyor ülkemiz, fakat bunun yanına açgözlülüğünüz eklenince olan yine kıt kanaat geçen vatandaşa oluyor. Suçluyu tek bir noktada aramamak lazım aslında, üreticiden tüketiciye kadar gelen süreçte herkes bu noktada kendini sorgulamalı. Üretici maliyetinde 50 kuruşluk artış varsa bunu 1 lira olarak yansıtıyor. E tabi hazır ortam müsait ne götürürsek kâr değil mi? Zihniyet tam da bu şekilde. Sonra toptancı ürüne ödediği paranın yanı sıra nakliye bedelini de ekleyip 1,50 liraya mal ettiği malı önceden 3 liraya satıyorsa 4 liraya satmaya kalkıyor. E şimdi o da haklı maliyetler arttı! En sonunda ürün tüketiciyle market reyonlarında buluşuyor fiyat 7 lira! Marketçiye sorsan onda da aynı cevap. Hepsinde ağzı birliği var, çünkü hepsi kendi çapında cebini daha çok doldurmanın derdinde. Fiyat artışlarındaki başka bir husus da toptancıdan marketlere bilerek ürün verilmemesinden kaynaklanıyor. Toptancı ürününe istediği fiyatı yazmazsa marketçiye ürününü satması için vermiyor. Çünkü piyasadaki diğer firmaların fiyatlarıyla kendi ürününün fiyatını bir tutma çabasında, aynı zamanda 5 yerine 10 kazanayım derdi var. Onlara göre vatandaş nasıl olsa almak zorunda, çünkü yaşamak için yemek şart. Ama bu fırsatçılığa elbirliği yapan her kim var ise unutmasın, bu dünyanın üstü varsa altı da var illa ki gün gelir hesaplaşırsınız bu yaptıklarınızla. Bu ülkenin ekmeğini yiyip, suyunu içiyorsunuz utanacak bir yüzünüz varsa biraz olsun utanmanız dileğiyle...Saygılarımla
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.