FURKAN VAKFI VE ALPASLAN KUYTUL

1950 yılına kadar ülkemizde dine ve dindarlara yapılan baskı nedeni ile dindar Anadolu insanını o süreçte esasen kapatıldıkları halde yer altına geçerek faaliyetlerini kısmen sürdüren cemaat ve tarikatlara yöneltmiştir. Bunlara o dönemde Nur Cemaati'ni, Süleymancılar Cemaati'ni, Nakşi ve Kadiri Tarikatı'nı örnek olarak verebiliriz. Elbette dinin gerçeklerini esas alan cemaat ve tarikatlar olduğu halde farklı ideolojileri esas alan şeyh ve hoca efendi vs. merkezli cemaat ve tarikatlar da vardır. Hatta müritlerinin şeyh veya cemaat başı, efendiye olağanüstü haller vehmettiği oluşumları da görmek mümkündür. Bu konuları anlatmaya bir köşe yazısı yetmez. Ancak yakın geçmişte ülkemizde bir ihtilal girişiminde bulunan Fetullah Gülen cemaatinin hala devletimizi uğraştırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz. 1960’lı yıllarda Diyanet İşleri Başkan yardımcısı üst derece Mason olduğu iddia elden CIA ve aynı zamanda MİT ajanı olduğu da söylenen Yaşar Tunagör isimli kişinin öncülüğünde Fetullah Gülen tarafından kurulmuştur. Tunagör’ün ve Gülen’in resmi bir dini tahsilleri de yoktur. Tünagör Kadastro Lisesi, Gülen’de ilkokul mezunudur. Dini tahsillerini medresede almışlardır. 15 Temmuz 2016 darbesi ile terör örgütü olduğunu gördüğümüz Gülen Cemaati, bugün dahi o kadar çok elemanı takibata uğradığı halde gizli gizli faaliyetini devam ettirmeye çalışıyor. Bunu yeni kurulan ve tespit edilen hücre evlerinden anlıyoruz. Örgütün ABD ve AB bağlantılı olduğunu artık herkes biliyor. Bu arada Adnan Oktar cemaatini de anabiliriz. Devletimizde bunlarla ve diğerleri ile kesintisiz mücadelesini sürdürüyor. Bu örgütler yetmiyormuş gibi devletin başına bir de Alpaslan Kuytul cemaati çıktı. Cemaat ismini kurucusunun adından almaktadır. Kimdir bu Alpaslan Kuytul? 1965 Adana doğumludur. Çukurova Üniversitesi İnşaat Fakültesini bitirdikten sonra Mısır’da El Ehser Üniversitesinde İslam Fıkhı bölümünü bitirdi. Mısır'da okurken yurda gelip Furkan Vakfını kurdu. Mürit edinerek faaliyetlerine başladı. İslam adına çok farklı ve olumsuz görüşleri olduğu söylenir. FETÖ'nün darbesi başladığında sevinç gösterileri atmış, darbeyi desteklemiştir. Günümüzde bile Gülen hakkında iyi düşünceler içerisindeymiş. Son günlerde izinsiz gösteriler tertip ederek müritlerini sokaklarda devlete karşı yürütmektedir. İç işleri Bakanı Sayın Soylu, bu cemaatin dış bağlantısının olduğunu söylemiştir. Son gösteri yürüyüşlerinde polisleri tahrik etmişlerdir. Yani açıktan bir terör örgütünün ayak seslerini mi duyuyoruz diye milletimiz tedirgin de olmaktadır. Devletimiz PKK-PYD,FETÖ derken bir de Furkancılarla mı uğraşmak zorunda kalacaktır? Ne olur, yeter artık! On yıllarımız daha heba olmasın.