Halep muammasına aman dikkat…
Halep muammasına aman dikkat…- Hamdi BAĞCI- Yeni Meram Gazetesi
Halep konusu gündemin bir anda en önemli gündem maddesi oldu. Hayat böyle devam ediyor, bazen yerel bir haber ulusal ya da uluslararası habere dönüşebildiği gibi, bazen de ulusal ya da uluslararası gelişmeler yerel haberleri de bastırıyor. Aslında bugün, MHP Konya İl Teşkilatının tertip ettiği, Konya, Karaman ve Aksaray il teşkilatlarını kapsayan “Bir ve Birlikte Hilale Doğru Türkiye Toplantıları” kapsamında Konya Grand Millenium Hotel’de düzenlenen programı yazacaktım. Çok coşkulu bir program yaptı hafta sonu MHP ama zaten Sayın Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı’nın da en önemli gündem maddesi, terör konusu ile bölgemizde yaşanan son gelişmelerin oluşturduğu stresli süreçti. Neticede biz de Halep konusunu bugün yazmak zorunda kalmış oluyoruz.
Ama o programla ilgili mutlaka yazmam gereken konuyu da size şöyle aktarayım; MHP’nin Konya, Karaman, Aksaray teşkilatları Sayın Devlet Bahçeli’nin yanında güçlü bir şekilde duruyorlar, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin son dönemdeki açıklamalarının derinliği teşkilatlar tarafından net anlaşılmış ve fitneye meydanı bırakmıyorlar. Bu notu da sizinle paylaşayım, bu konunun MHP açısından önemli olduğunu düşünüyorum. İleride bu konuları yine yazarız. Neyse şimdi geçelim Halep konusuna…
ABD ve Batı blokunun Ukrayna’ya, Rusya’ya yönelik uzun menzilli füzeleri kullanma iznini vermesi sonrası Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yaptığı açıklamalar ve Rusya’nın Ukrayna’ya karşı, dünyada ilk defa olmak üzere Balistik Füze kullanması ve İsrail’in soykırım ve cinayetleri, Lübnan’la yapılan mecburi ateşkes gibi gündem konuları bir anda geri plana itildi, gündem Halep oluverdi…
Uluslararası ajanslar ve medya kuruluşlarının “Suriye rejimine muhalif olan güçler” olarak ifade ettiği bir topluluk nasıl oluyorsa (inanın anlamak çok zor, çünkü sürecin çok sofistike, çok katmanlı olduğu da net görülüyor) Halep’e girdi. Şimdi sırada Hama var… ve yolları nerede kesilecek, ne olacak? Soru çok…
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad Rusya’daymış, bir sivil Rus Uçağı ile hem de Türkiye üzerinden geçtiğimiz hafta sonunda Şam’a döndü.
Ve günün sorusu; Neler oluyor?
Burada çok tehlikeli bir algı operasyonu görüyorum ben. DEAŞ (IŞİD) sürecinde çok net gördük, bir terörist grubu önce silahlandırıyorlar, sonra onun önünü açıyorlar, o da toprakları işgal etmeye başlayınca, “Türkiye bu grubu destekliyor” diyorlar, ülkemizden de bilinçli ya da duygusal - bilinçsiz bu açıklamalar sanki gerçekmiş gibi açıklamalar yapılıyor ve son safhada ise dillerindeki baklayı ağızlarından çıkarıyorlar ve “Türkiye terörü destekliyor, terörü bitirmek için terörist PKK ile işbirliği yapacağız” deyip Türkiye’nin düşmanı teröristleri canlandırmak için süreci kullanmaya başlıyorlar.
Türkiye mi destekliyor bu muhalifleri? Türkiye’nin bilindik adıyla Özgür Suriye Ordusu, yeni adıyla ise Suriye Milli Ordusu (SMO) dışında Suriye’de direk desteklediği hiçbir örgüt yok. Bu konuda çok net yazayım, hayır Türkiye’nin yönettiği ve kontrol ettiği muhalifler değil Halep’e girenler. Bu konuyu herkesin çok iyi görmesi ve anlaması gerekiyor.
Peki, bu muhalifler kim?
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), bu konuda bir açıklama yaptı ve bu topluluğun muhalif el-Fatah el-Mubin grubu tarafından başlatılan "Saldırıyı Püskürtme Operasyonu"nun bir parçası olduğunu söyledi. el-Fatah el-Mubin’in içinde irili ufaklı 20’ye yakın grup var. Çok farklı angajmanları olan gruplar bunlar ama asıl gövde el-Kaide bağlantılı Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ile Ulusal Özgürleştirme Cephesi ve Ceyşül Izza gruplarından oluşuyor.
Esad karşıtı gruplar Şam yönetimini, bölgede 7 Ekim'den bu yana devam eden çatışma ortamından faydalanarak Türkiye sınırı yakınında muhaliflerin kontrol ettiği yerleri ele geçirmeye çalışmakla suçluyor. HTŞ, İdlib'in büyük bir bölümüyle komşu Halep, Lazkiye ve Hama illerinde küçük alanları kontrol eden bir örgüttü ve fakat koalisyon yaptılar, alan da açıldı, şimdi ilerliyorlar. Nerede duracaklar ya da durdurulacaklar, onu da kimse şu an için bilmiyor. Sadece edindiğim bilgilere göre, Esad’ın kontrol ettiği ordu, İrancı yapılar ile birlikte Hama ile Şam arasındaki yolda konuşlanmışlar ve o noktaya kadar ilerlemenin devam edeceği şimdilik düşünülüyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TRT World Forum’da yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Halep’te devam eden çatışmalara müdahil olmadığını çok net söyledi. Türkiye’nin Suriye sınırında gerekli tedbirleri aldığını belirten Hakan Fidan, “Yeni bir göç dalgasını tetikleyecek hiçbir aksiyona girişmeyiz" diye ekledi. Zaten Türkiye 2018'den beri HTŞ'yi terör örgütü olarak tanımlıyor. HTŞ'nin lideri Ebu Muhammed Golani, 2011'de başlayan Suriye savaşının ilk aylarında El Kaide'nin Suriye kolu olan El Nusra cephesinin lideriydi. Neticede Ankara'nın son saldırılara ilişkin tepkisi "diplomatik" çerçevede kalmaya devam ediyor.
Tabi bizim asıl durmamız gereken nokta şu, Türkiye Esad ile ilişkileri geliştirmek istiyor ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak istiyor ama öyle anlaşılıyor ki bu konular da çok kolay değil. Çünkü Esad’ın kendi karakteri ve gücü kalmamış, Suriye ile ilgili süreçleri Rusya ile görüşebilirsiniz, ABD ile görüşebilirsiniz ama Esad ile görüşmek artık mümkün değil.
Türkiye’nin ajandası belli. Türkiye PKK terör örgütünü Haseke, Tel Rıfat, Mümbiç, Ayn el-Arab, Rakka başta olmak üzere bölgeden atmak istiyor. Zaten Suriye Milli Ordusu, terör örgütü PKK/YPG'ye karşı başlattığı Özgürlük Şafağı Operasyonu'nda Tel Rıfat ilçe merkezinin tamamını aldı, dış kesimlerde de ilerlemeye devam ediyor. Bunun dışında gelişmeleri temkinli ve sakin bir şekilde izlemeye devam edelim, Halep’i alanlar bizim çocuklar değil. Şimdilik bilmemiz gereken bunlar. Türkiye’nin çıkarları belli, perspektifleri net. İzah etmiş olalım.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.