HAYAT PAHALILIĞI VE DÖVİZDEKİ OYUN
HAYAT PAHALILIĞI VE DÖVİZDEKİ OYUN- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi
1980 ile 1986 yılları arasında Konya Çumra ilçesi Cumhuriyet Lisesi’nde Matematik öğretmeni ve idareciydim. İlk üç sene Konya’dan gelip gittim. Son üç sene Çumra’ya taşındım. İlçe merkezinde kiralık ev baktım. En ucuz evler 9.000 TL idi. Maaşım mı? 13.000 TL. Geriye kalan 4.000 TL ile nasıl geçinebileceksin? Çare ne? İlçe kenarında bir ev bulmalıydım. Öyle yaptım. 4.000 TL ye kötü bir ev tuttum. Bir bisiklet aldım ve okula bisikletle gelip gittim. Her şey çok pahalı idi. Kıt kanaat geçiniyorduk. 1985 yılından sonra rahmetli Özal sayesinde artan maaşlarımızla piyasa biraz rahatladı. O günler bu günlerden kötü idi. Allah bir daha o günleri göstermesin. Ev sahibim Almanya’da çalışıp dönüş yapan Ali amca idi. Tabiatı ile akşamları bir birimize ailecek misafirliğe giderdik. Sohbet sırasında Ali amca bana sürekli hoca bizim para gavur parası karşısında neden devamlı düşüyor, diye sorardı. Bildiğim kadarı ile cevap veriyordum. Ama cevaplarımdan Ali amca pek tatmin olmuyordu. Onun içinde bu soruyu baha hep sorardı. Esasen verdiğim cevaplardan ben de memnun değildim. 1985 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine öğrenci oldum. Birinci sınıfta iktisat dersi vardı. Sandım ki Ali amcanın sorusuna o ders ile cevap verebilecektim. Ne gezer döviz, faiz, çapa, çıpa, para sıkılaştırması vs ama net cevap yok. Bir sürü laf kalabalığı… Ali amcanın sorusuna cevap bulamadım. Hatta bu sorunun cevabını baronun odalarında avukat arkadaşlarla tartıştık yine bulamadık. Ta ki devrin ABD Başkanı Trump’ın Türkiye’yi kast ederek dolarla ekonominizi felç ederim, sözünü duyana kadar. Demek ki bu iş ekonominin kurallarına göre oluşmuyor, birtakım ekonomi dışı faktörlerde istenildiği anda devreye sokuluyor.
Araştırmaya başladım. Gerçekten de dövizin belirlenişini ekonomik şartlar belirlemiyor. Dünyada döviz bazı Anglosakson yani ABD ve İngiltere menşeli odaklarca bir ülkenin o odaklara biat edip etmemesine göre belirleniyor. Bakarsanız bazı devletlerin parası hiç düşmez. Oysa ürettikleri hiçbir şey yok. Mesela Ürdün, Malezya vs. Ama Rusya ve Türkiye’nin parası dolar karşısında hep düşer. Çünkü Ruslar hiç biz de 1909’a kadar bu Anglosaksonlara biat etmedik. Bizi 1909’dan sonra Siyonist Yahudilerin kurgusu ile İttihatçıların eli ile yıktılar. 1909’da bir Osmanlı lirası yaklaşık beş dolar idi. Hangi iktidar geldi ise 2012’ye kadar İngiliz’e ve ABD’ye kafa kaldıramadık, kaldırtmadılar. Sürekli borca batırdılar. Zenginliklerimizi bize kullandırtmadılar. Her on yılda yaptırdıkları darbelerle demokrasimizi sürekli sekteye uğrattılar. Bu süreçte de güçlenmeyelim diye paramızı da devamlı düşürdüler. 2012’den sonra Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki yöneticilerimiz bunlara kafa kaldırdı. Ondan sonra gezi ile başlayıp 15 Temmuz darbe teşebbüsüne kadar bir sürü badireler atlattık. Fiili egemenliklerini kabul ettirmek için ekonomik saldırılarını artırdılar. En güçlü araçları da dolar... Ekonominin genel kuralı çok olan ucuzlar az olan pahalanır. Bunun içinde Türkiye’ye giren dolar ve Euro’yu içerideki Yahudi asıllı iş adamları vasıtası ile serbest piyasadan toplayıp yurt dışına gönderiyorlar. Bundan dolayı dolar pahalı oluyor. Hatta Türkiye’deki hayat pahalılığını da yine bu iş adamları çeşitli provokasyonlarla yapıyorlar. Bazı işdünyası kuruluşları bu işte taşerondur. Yüz yıllardır Osmanlı ve Türkiye’yi sömüren vatandaşımız olan Yahudi iş adamları da ülkemizin güçlenmesini istemiyorlar. Hem ülkemizin kaymağını yiyorlar hem de ihanet ediyorlar. Müslüman uyan. İhtiyacın olmadan döviz alma.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.