İRAN’DA NELER OLUYOR
İRAN’DA NELER OLUYOR?- Mustafa KAPLAN- Yeni Meram Gazetesi
İran bulunduğu coğrafyada geçmişi binlerce yıla dayanan devlet geleneği olan güçlü bir devlettir. Tarih içinde yaklaşık bin yıl bu devleti Türkler yönetmiştir. 1923 yılında İran ordusunda subay olan Rıza Pehlevi Türk asıllı Kaçar Hanını devirerek yönetime el koydu. Niyeti cumhuriyet kurmaktı. Ancak din adamları buna izin vermedi. O da 1925 yılında meşrutiyet ilan ederek şahlık rejimini kurdu. Kendisi de şah unvanını aldı. Rıza Pehlevi anne tarafından Türk’tü. Petrol yüzünden Batı ile sorunlar yaşadı. Hatta başbakanı Musaddık darbe ile devrilip sonra da asıldı. Rıza Pehlevi’den sonra oğlu Muhammed Rıza Pehlevi şah oldu. Onu da vampir Batı’nın desteği ile yine aslı Türk olduğu iddia edilen Ayetullah Humeyni 1979’da güya İslam’i devrim yaparak devirdi.
İran halkı hangi ırktan olursa olsun geneli İslam’ın Şia mezhebine mensuptur. Çok az Sünni halk vardır. Şia olan halk mezheplerine çok bağımlıdır. Her zaman mezheplerini ırklarından önde tutarlar. Humeyni devrimiyle ülkede nevi şahsına münhasır Şia mezhebine dayalı bir yönetim sistemi kuruldu. Her ne kadar ülkede seçim cumhurbaşkanı bakan olsa da bunların hepsi devletin esas yetkilisi olan ve velayet-i fakih denilen dini lider Ayetullaha bağlıdır. Tüm siyasi, içtimai ve idari kararları dini lider verir.
Cumhurbaşkanının geniş yetkileri yoktur. Zira dini lider izin vermeden kimse cumhurbaşkanı adayı dahi olamaz. Humeyni’den sonra dini liderliğe yine bir Türk olan Seyit Ali Hamaney gelmiştir. Dini lideri de ülkedeki Ayetullahlar seçer. Devrimden sonra iki tane dini lider olmuşsa da çok sayıda cumhurbaşkanı olmuştur. En son cumhurbaşkanı ise İbrahim Reisi idi. O da 19 Mayıs 2024 günü bir helikopter kazasında öldü. Reisi’nin dini lider Hamaney’e çok yakın ve 85 yaşında görevi bırakacak olan Hamaney’in yerine geçmesi çok muhtemel olduğu söyleniyor.
Reisi iç veya dış güçler tarafından tasfiye mi edildi sorusunu ön plana çıkıyor. Zira Hamaney’in politikalarını beğenmeyen İran derin devleti ve dışarıdaki İran karşıtı İsrail, ABD ve AB ülkeleri tarafından bir suikastın yapılabileceği değerlendiriliyor. Bu görüşü destekle enkaz ile ilgili veriler bulunmaktadır. Başta hava şartları, aracın sinyal vericisinin olmaması, kazadan sonraki çelişkili açıklamalar, üç araç harekete geçtiği halde Reisi’nin helikopterin düştüğü ve diğer iki helikopterin varış yerine ulaştığı düşünüldüğünde suikast ihtimali baskın duruyor. İran devleti bu olguları değerlendirip sonuca gidebilir. Ancak bunu dünya kamuoyuna sanırım açıklamaz. Açıklarsa ya bir devletle savaşması gerekir ya da iş İran derin devletine dayanırsa ülkede iç savaş çıkabilir. Dileriz işler komşuda durulur.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.