İSRAİL “CENGİZ TAKTİĞİ Mİ” UYGULUYOR?

Dünyada en hızlı büyüyen imparatorluk Cengiz/Moğol İmparatorluğudur. Bunun birçok sebebi var ise de en önemli sebep “Cengiz Korkusudur”. Cengiz’in namı ordusunun ve devletinin gücünden daha fazla idi. O, o güne kadar eşine rastlanmayan bir acımasızlığa ve vahşete imza atmıştır ki toplumlar, devletler bundan çok korkmuşlar ve Cengiz’e/Moğollara karşı savaşmak yerine her türlü şarta razı olarak teslim olma yoluna gitmişlerdir. Cengiz bunu bir savaş taktiği olarak uygulamıştır. (Bu eylem/tutum tüm dünyada öyle bir tesir yaratmış ki şiirlere, hikâyelere konu olmuştur. (Mesela Cengiz’den asırlar sonra yaşayan Şair Nedim, zalim! Sevgilisine seslenirken şöyle der:

(“Tahammül mülkünü yıktın Hülâgûhan mısın kâfir”)
Bu korkudan dolayı ülkeler, şehirler kapılarını Cengiz’e/Moğollara direnmeden açtılar. Direnen devletler, ordular öyle bir şiddete maruz kalıyorlardı ki taş üstünde taş omuz üstünde baş kalmadı. Bu nedenle Cengiz İmparatorluğu kısa sürede çok büyük bir alana yayıldı. (24 milyon km2. Tarihin gördüğü bitişik sınırlara sahip en büyük imparatorluk)
GÜÇ, HAK OLMANIN, ZAYIFLIK, BATIL OLMANIN ÖLÇÜSÜ DEĞİLDİR
Güçlü olmak, sürekli zafer kazanmak, bilimde, sanayide, teknolojide, ekonomide… Zirvede olmak; İyi, güzel, haklı olmanın ölçüsü değildir. Bu hükme hem tarihte yaşananlardan, hem günümüzde yaşanmakta olanlardan, hem de İSLAM’ın ölçülerine bakarak varıyoruz. Mesela günümüzde ABD ve Batı, bilimde, sanayide, ekonomide zirvedeler. Pekiyi bu sıfatlar onları iyi, güzel, insani yapıyor mu? Hayır. Filistin’de/Gazze’de, Irak’ta, Afganistan da, II. Dünya savaşında işledikleri cürümlere bakarsanız bu hükmün ne kadar doğru olduğunu anlarsınız. Bu hükmü doğrulayan başka misaller ise şunlardır: (Peygamberlerden bir kısmı hak yolda oldukları halde tebliğ vazifesinde başarılı olamamışlar hatta yakınları bile onlara inanmamıştır. (Mesela Hz Nuh, Lut, İbrahim Peygamberler) Uhud Savaşı zaferle bitmedi. Zulmün sembolü ve temsilcisi olan Roma, Hakkı, adaleti savunan Osmanlı, Selçuklu gibi devletlerden daha uzun yaşamıştır.)

HER FİRAVUN’UN BİR MUSA’SI HER NEMRT’UN BİR İBRAHİM’İ

İsrail'in, Gazze’de hastane, okul, çoluk çocuk, ayırt etmeksizin yaptığı bombalamalar tüm dünyayı şaşkına çevirmiş görünüyor. Öyle ki bazı devlet adamları ve siyaset bilimciler bu manzaralara bakarak, “İsrail kendi sonunu hazırlıyor” diyorlar. Ben de şöyle düşünüyorum; İsrail/Netenyahu bu vahşeti bu kuralsızlığı bilerek yapıyor. Tıpkı O’da Cengiz gibi korkuyu bir siyaset aracı olarak görüyor. Tabi şunu da görmek gerek. Bu gün İsrail (Yahudiler) öyle bir cendere içindelerki adeta susuzluğunu gidermek için tuzlu su içen bir insan durumundalar. Çünkü 75 yıldır misafir olarak geldikleri Filistin topraklarında sürekli kan döküyorlar, aralıksız zulüm yapıyorlar. Toprak ve güç olarak sürekli büyüyorlar ama nüfusları artmıyor. Etrafları ise onlardan nefret eden (bu gün ABD ve Batıdan korktuğu için) ses çıkarmayan lakin gün geçtikçe hınçları, kinleri, nefretleri, nüfusları artan Müslümanlarla ve Araplarla dolu. Hatta İsrail’in Gazze’deki zulümleri tüm dünyada vicdan sahibi herkesi onlara karşı hınçla doldurdu. Elbette tüm zalimlerin sonu hüsrandır. (“Allah’ın lâneti zâlimlerin üzerine olacaktır. Hud 18, “Rabbin, halkı zâlim memleketleri yakalayıp cezalandırdığı zaman işte böyle cezalandırır. O’nun cezası, gerçekten çok acı verici ve pek şiddetlidir Hûd / 102”) Devletler, milletler, krallar, fertler, aileler, ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar kaderin dışına çıkamazlar. Bunun tarihi örnekleri çoktur: Roma, Pers, İskender, Mısır; Firavunlar, Nemrutlar, Kayserler, Şahlar, Çarlar… “Hepsi de gittiler tek tek gidenler gibi.” Tarih mezarlığında, onların mezarlarında şimdi baykuşlar ötüyor. “MENE- TEKEL- FERES”; her dönemin kanunudur.

a- MENE: Tanrı senin krallığını saydı ve onu sona erdirdi.
b- TEKEL: Terazide tartıldın ve eksik bulundun.
c- FERES: Ülken bölündü Medler’e ve Farslar’a verildi
Bu kanun, her devir, her kıta, her sistem, her din, her mezhep ve her etnik yapı için geçerlidir. Çünkü tüm insanlar Hz Âdem’in torunudur. Âdem ise topraktandır. (Yahudilerde kabul etmeseler de. Çünkü onlara göre Yahudiler toprağın değil ateşin çocuklarıdır.)