Konya AZ BULUTLU 19°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TORKU BİSKÜVİ

KALİFİYE ELEMAN PROBLEMİ

Konjonktür gereği midir bilinmez AB standartlarına çok hızlı bir şekilde giriyoruz. Avrupa’da sınırlarımız olduğundan mı bilinmez huyumuz, ekonomimiz ve diğer değerlerimiz gün geçtikçe Avrupa ülkelerine benziyor.
Avrupa’da en önemli problemlerden bir tanesi işçilik ücretlerinin afaki olması, fahiş fiyat uygulamaları. Kapitalizmin cirit attığı AB’de kalifiye ustaların saat ücretleri Euro bazında ve çok yükseklerde. Durum öyle bir hale gelmiş ki malzeme fiyatları makul seviyelerde olmasına rağmen işin içine ustalık ve kalifiye usta işçiliği girdiği anda astarı yüzünü geçiyor.

Yaşlı ve heyecanı bitmiş bir AB, alsanız da almasanız da 50 yıldır kendi tabirinizle kapınızda beklettiğiniz Türkiye’ye muhtaçsınız. Türkiye’yle savunma alanında ve ülkeler arenasındaki etkin politikaları doğrultusunda muhtaçsınız.
Konumuz kalifiye eleman. Bir taraftan asgari ücret ve onun biraz üzerinde çalışan milyonlarca emekçi varken diğer taraftan da bulunmaz ve özel mesleklerde problem yaşanıyor. Hatırlayın, eskilerden sanayilerde CNC operatörleri bulunmaz Bursa kumaşı idi. Maaşları 3-4 asgari ücret civarında olurken operatörün sağa sola kaçmaması için personele ev alınır, borçlandırılırdı. Şimdilerde de aynıdır muhtemelen.

Memleketimizde her meslekten insanımız var. Meslek övmek ya da yermek adına söylemiyoruz ancak on binlerce ziraat, inşaat, jeoloji, makine ve diğer mühendislerimiz iş bekliyor. Hatta bunlardan birçoğu da mesleği dışındaki sahalarda çalışmakta. Bu gözler ziraat mühendisi olup da belediyelerin yeşil alanlarında çim sulayan kardeşlerimizi gördü. Ne yapsın, hem ihtiyacı var hem de aldığı kredilerin 2 sene sonra ödemesi başlıyor.

Sadece mühendislik mesleği değil iktisat, işletmeci, avukat, öğretmenlik ve diğer onlarca meslekte bir fazlalık var. Bir zamanlar revaçta olan bazı meslek dallarında üniversitelerde kontenjanlar dolmuyor. Düşünmek lazım. Demek ki ihtiyaç kadar insanı donanımlı olarak, pratik yaparak yetiştireceksiniz.

İşin özü eleman çok ancak istenilen evsafta kalifiye insan bulmak problem. Suriyeliler gittiğinde (tabii ki giderlerse) bizim ayakkabıları kim üretecek, inşaatlarımızı kim yapacak? Ya da Afganlar giderse tarım ve hayvancılığı kime yaptıracağız? Daha dün haberlerde vardı. Aylığı 100 bin TL’ye çoban bulamıyoruz diye.

Eskiden yaptıklarımız daha mı doğruymuş bilmiyoruz. En eski ismi ile Zanaat Mektebi, bir önceki ismiyle Sanat Okulu, son ismine göre Endüstri Meslek Lisesi adı altında okullarımız vardı. Okullarda pratik de yapılarak özellikle sanayi için kalifiye eleman yetiştirilirdi. Ve en önemlisi sanayici üretim aşamasında dara düştüğünde sanat okuluna gider ve üretim onların tarifi ve yönlendirmesi ile yapılırdı. Şimdilerde yüzlerce makine fakültemiz var ancak üretim aşamasında üniversite – sanayici tam bir uyum içerisinde değil.

Eskilerden hatırlarız, mühendisler şantiyelerde yetişirdi. İnşaat mühendisine tuğla duvar ördürülür ve demir bağlatılırdı. Hatta bazı dar gelirli mühendis kardeşlerimiz yaz aylarında sanayide, inşaatlarda çalışarak zaten mühendis olarak yetişirlerdi.

Tüm meslek dallarında bir fazlalık bazı meslek dallarında da bir eksiklik var. Üniversite mezunu yetiştirmek mesele değil, mesleğini bilen mesleğinin duayeni ve ihtiyaç kadar kalifiye eleman yetiştirmek esas olmalı.
Devlet çok önemli bir karar aldı. Tüm üniversitelerin ikinci öğretimlerini kapattı. Düşünün efendim hiçbir iş güvencesi olmayan ihtiyaç da hissedilmeyen üniversitenin… Dili ve Edebiyatı’nın gece bölümünü niçin kapatmayacaksınız? Aynı fakültede gündüz bölümünü bitirenlerin iş güvencesi ve meslek ihtiyacı yokken 2. Öğretim ne işimize yarayacak ki?

İyi ve rantabl bir eğitim politikası uygulayarak yeterli miktarda deneyimli, bilgili, kalifiye eleman yetiştireceksiniz. Düşünün bir zamanlar çokça mezun ettiğimiz bütün öğretmenlerin şu andaki durumu ne olacak?
Gönül arzu ediyor ki endüstri meslek liselerimiz şehrin üretim ihtiyaçlarına göre bölüm açsın, buradan birikimli bir şekilde yetişsinler ve iş garantisi olarak diplomalarını alsınlar. Böylece sanayinin ara eleman sıkıntısı da giderilmiş olur.

Örnek var mı derseniz olmaz olur mu? Birkaç uygulama var tabii ki. Organize’nin içindeki rahmetli Mehmet Tuza’nın yaptırdığı meslek lisesi.
Allah razı olsun.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

MÜNAFIKLIK BİR HASTALIKTIR

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.