KENDİNİZE RAMAZAN PROGRAMI YAPTINIZ MI?
KENDİNİZE RAMAZAN PROGRAMI YAPTINIZ MI?- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
Daha dün Ramazan’a hazırlık yaparken bugün ortasına yaklaşıyoruz. Sayılı gün tez geçer derler. Geçmiyor resmen uçuyor mübarek. Peki, Ramazan’ın ruhunu sokaklarımızda, evimizde, gönlümüzde, hücrelerimizde zerrelerimize kadar hissedebildik mi? Plan yapılmayan her şey savrulup gidiyor. Dünya hayatının meşgalesi zaten yeterince zamanımızı alıyor. Önemli olan programlı bir şekilde maneviyatı ciğerlerimize kadar soluklamak. Zannediyorum ki, en çok zamanımızı alan şey telefon. Öncelikle sosyal medya orucu tutarak başlayabiliriz. Çünkü bunu kontrol edemezsek gözümüzü haramdan, vaktimizi gafletten, kalbimizi kasvetten kurtaramayız. Televizyonu, interneti ve telefonu kontrol edemeyenlerin Ramazan gündemini televizyon, internet ve telefon belirler.
Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki: Kişinin dininin güzelliği malayağni yani boş sözleri terk etmesidir. Hal böyleyken dilimize de bir çeki düzen vermeli. Gıybet, tartışma ve küskünlük. Çünkü gıybet, yaptığımız salih amellerimizi yiyip bitirir. Tartışma, kavganın, gürültünün, kin ve nefretin kapılarını açar. Geride oruç ahlakından bir şey kalmaz. Küskünlük, Ramazanı bize zehir eder. Bu üç hata Ramazanımızı mahvetmesi için şeytana sunulmuş en büyük fırsatlardır.
Ramazan’ı hakkıyla ihya etmek için, Kur’an tilavetine ve kalpleri dirilten sohbetlere devam etmeli. Kur’an tilaveti, kalplerimize şifa, evlerimize bereket olur. Sohbet, ruhumuza gıda, ailemize nasihat olur. Tüm bunları elde etmek için teravihimizi ailecek kılacağız. Mukabelemizi ailecek yapacağız.
Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de; “Eğer duanız olmasa Rabb’inin katında ne ehemmiyetiniz var.” (Furkan suresi 77.Ayet) buyuruyor. Çokça bolca dua, istiğfar ve zikir. Çünkü dua ibadetin özüdür. Ailecek yapılan dualar aileyi birbirine bağlar. İstiğfar, bela ve musibetleri engeller ve Allah’ın rahmetine kapı açar. Zikir ise kalbimizi yumuşatır, yüzümüzü nurlardır ve manevi derecelerimizi arttırır.
Kıymetli dostlar bu arada orucu uykuya tutturmayacağız. Konya yemekleri epeyce zengindir. Davetlerde su börekleri sarmalar dolmaları yerken ölçü elden kaçırmamalıyız. Çok yemeyi, çok uyumayı, çok konuşmayı olabildiğince minimalize etmeliyiz. Çünkü çok yemek hastalığa, çok uyumak tembelliğe, çok konuşmak çok hataya sebep olur.
Kur’an-ı Kerim’de diyor ki; “Nereye bakarsan Allah’ın yüzü oradadır.” Gün içerisinde iletişim kurduğumuz kim varsa konuşurken sanki Allah ile konuşuyormuşuz gibi düşünürsek son derece hassasiyetle konuşuruz değil mi? Sinirlensek bile ben oruçluyum diye sakinleşmeliyiz. Nefsimiz bu Ramazan’da ıslah olmayacaksa bir daha ne zaman ıslah olacak. Kalp kırmaktan, ayıp araştırmaktan, kul hakkına girmekten son derece sakınmalıyız. Çünkü kalp kırmak evin huzurunu, ayıp araştırmak kalbin huzurunu, kul hakkına girmek ise dünya ve ahiret huzurunu kaçırır. Özellikle eşlerimizin kalbini kırıp, ayıp ve kusurlarını yüzlerine vurup, kul hakkına girmekten kaçınacağız. Kendimizi çek edeceğimiz günlerde oruçlarımız avamın orucu gibi. Hep merak etmişimdir acaba havas yani Allah’ın özel kullarının oruçları nasıldı diye. Rabbim bizlere de ikram eylesin. İnsanlardan kendim için bir şey istemem. Söz konusu dua ise ısrarcı olabiliyorum. Öyleyse iftar saatinde birbirimize dua edelim. Çünkü orada oluşan sinerjiyle hayatımız cennete dönüşecektir. Vesselam..
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.