Kendinle Dost Olabilmek- Mencenur MUTLU- Yeni Meram Gazetesi
En iyi dostlarımıza, sevdiklerimize sevgi, empati, sabır ve anlayış gösteririz. Peki aynı davranışı kendimize gösterebiliyor muyuz?
Genellikle kendimize en kötü eleştirileri yönelten gene kendimiz oluyoruz. Üstelik bunu gündelik hayatımızda sıklıkla yapıyoruz. Çoğu zaman içimizdeki bir ses, kendi kendimizin en büyük düşmanıymış gibi davranıyor. Hata yaptığımızda, bir şeyi mükemmel yapamadığımızda, zorlandığımızda bize hakaret edip, eleştirip, sorguluyor. Kendimizi başkalarıyla kıyaslatıyoruz her daim. Hatalarımız için bizi cezalandırıp, hedeflerimize ulaşmaktan alıkoyuyor.
Elbette bu durumun alt sebepleri var; örneğin çocukluğumuzda öğretmenlerimizden ya da özellikle ailemizden sert ve bazen duyulması zor olan cümleler duymuşuzdur. Özellikle bunun amacı bizleri motive etmek ve daha sıkı çalışmamız olarak görülse de genellikle tersi etki yaratarak isteğimizi kaybetmemize neden olmuştur. Zamanla motivasyon olarak bizlere yönlendirilen bu cümleler ve eleştiriler bir süre sonra iç sesimiz haline gelmiş ve farkında olmadan küçük bir hatamızda zihnimizde yankılanır olmuştur.
"Bak yine beceremedin!" , "Daha iyisini yapabilirdin!" , "Bu işte çok kötüsün yine rezil oldun!" gibi. Kimi zaman bunların "Özeleştiri" olduğunu sansak da bunlar motivasyonumuzu azaltan, kendimizle ilişkimizi bozan, bizi kaygıya sürükleyen ve özgüvenimizi yıpratan kendimizle dost olmamızı engelleyen “Öz-gömme"lerdir. Bununla baş edebilmenin yolu ve kendimizle dost olabilmenin yolu elbette "Öz Şefkat"tir.
Öz şefkat, yani kendimize şefkat göstermemiz ise kendimize en iyi arkadaşımız gibi davranmak, özellikle zor zamanlarda, hata yaptığımızda kendimize sevgi ve anlayış göstermek, en iyi arkadaşımıza söyleyeceğimiz sözleri ve davranışı kendimize de yöneltmektir. Öz şefkat sadece ruhsal sağlığımızı değil, bedensel sağlığımızı da korur. Motivasyonumuzu arttırarak hedeflerimize ulaşmamızı sağlar. En önemlisi de kendimize şefkat gösterdiğimizde çevremizdeki canlı cansız herşeye de şefkat gösteririz ve insanlık şefkatle gelişir ve büyür!
Son yıllarda öz şefkat üzerine yapılan çok sayıda araştırmanın sonucuna göre kendimize şefkat göstermemiz aşağıdaki olumlu durumlarla bağlantılıdır: Mutluluk, yaşamdan tatmin, motivasyon, sağlıklı yaşam tarzı seçimleri, iyi kişiler arası ilişkiler, daha az depresyon, kaygı ve stres, daha az mükemmeliyetçilik.
PEKİ ÖZ ŞEFKATİMİ NASIL GELİŞTİREBİLİRİM?
1- Hatalarıma karşı affediciyim!
Her insanın hata yapabileceğini bilerek hatalarımıza karşı merhametli ve affedici olmak gerekiyor. Kendimizle ilişkimizi en çok bozan durumun hatalara karşı toleranssızlık olduğunu bilmemiz gerekiyor. Eleştirel bir ortamda büyümüş olabiliriz ve bu artık temel iç sesimiz ve düsturumuz haline gelmiş olabilir fakat bu kötü ve eleştirel iç seslerin bizi eğiteceğine ve tekrar hata yapmaktan alıkoyacağına dair olan inancımızı bir kenara bırakmak önemli.
2- Kendime karşı naziğim!
Öz saygı; aslında kendine karşı nazik olmak demektir. Ve özsaygıyı kaybetmek kişiliğini kaybetmekle eşdeğerdir. Bu nedenle kendimizle olan diyaloglarımızda oldukça nazik ve anlayışlı olmamız şart. Tıpkı değer verdiğimiz kırmaktan korktuğumuz bir dostumuza olduğumuz gibi.
3- Mükemmel olmak için doğmadım!
Evet, insanoğlu gerçekten muhteşem yaratılmıştır. Kendi öz motivasyonu ile dünyaya gelir fakat zaman içerisinde kusursuz olması ile ilgili ültimatomlar alır. Ya da almasa bile mükemmel olursa bir şeylerin ters gitmeyeceğine dair inanç geliştirir. Bu da elbette alt yapıda kaygının bir göstergesidir. Mükemmel olma çabası kaygıdan kaçmanın başka bir yoludur. Bu nedenle içimizdeki gücün farkına varıp mükemmel olma çabasındansa bir problemle karşı karşıya gelindiğinde neler yapılacağına odaklanmak ve çözüm yolları geliştirmek çok daha acısız ve sağlıklıdır.
Bunlara dayanarak. Şimdi lütfen elini kalbine koy. Hayatta en çok ihtiyacın olan insan "Kendin" senin en iyi dostun olmayı hakediyor. Bu yüzden ona daha merhametli ol. Anlayışı ve sevgiyi hakediyor. Tıpkı diğer tüm insanlar gibi.