Kirli provokasyon tutmadı

Hafta içi birbiri ardına gelen, alevler yükseldikçe hayatların, yüreklerin ve yaşamların yok olduğu orman yangınlarını söndürme çalışmaları devam ederken haftanın son günü cuma akşamı gelen katliam haberiyle adeta şoke olduk.
Hasanköy Mahallesinde yaşanan ve geçmişi 11 yıl öncesine dayanan iki aile arasındaki husumet ne yazık ki aynı aileden 7 kişinin hayatını kaybetmesiyle birlikte katliamla sonuçlandı. Aralarında kadınların da yer aldığı vefat eden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet yakınlarına baş sağlığı ve sabır diliyorum. Acı büyük, ateş düştüğü yeri yakar ancak elden de bir şey gelmiyor rahmet dilemekten başka.
Tabi olayın faili güvenlik güçlerinin titiz çalışması sonucunda belirlendi ve bununla birlikte 14 kişi gözaltına alındı. Olayı gerçekleştiren katil zanlısı Mehmet Altun’un yakalanması an meseli zaten. Yakalandıktan sonra da en ağır şekilde gerekli cezayı alacağı aşikardır.
Şimdi gelelim olay sonrası sosyal medyada yaşanan şerefsizliklere…
Olay olmuş, ancak daha neyin ne olduğu ortaya çıkmamışken sosyal medyada yayılan ifade “Konya’da etnik bir çatışma" ve "Kürt aile katledildi” şeklindeydi. Hemen ardından olağanüstü kararlar, toplantılar falan...
Amaç Konya’daki katliam üzerinden ülkeyi karıştırmak, tıpkı ormanlar gibi ateşe vermek. Daha olayın iç yüzünü öğrenmeden, bilmeden yapılan yorumlar, kullanılan ifadeler hem şehrimize hem ülkemize atılan el bombalarıdır.
Ne oldu, savcılık ve güvenlik güçleri gerekli incelemeyi yaptı. Hatta katledilen ailenin yakınları da çıktı açıklama yaptı olayın iç yüzü ile ilgili olarak. O fitne ve ırkçılık kusmukları olanlar ise buna rağmen hala ürümeye devam etti.
Söz konusu işlenen cinayeti etnik bir çatışma gibi sunanların amacının provokasyon olduğu, canice gerçekleştirilen bu olay üzerinden provokatif amaçları ve açıklamaları olanların ülkede kapsamlı bir iç karışıklık çıkarma hevesinde olduklarını tüm dünya görmüş oldu.
Irkçılık yaklaşımının düşünülemeyeceği illerin başında gelen Konya’da böyle bir yakıştırmanın olması ise, adeta Konya için büyük oyunlar planlandığının resmidir. Şöyle ki şehrimizde Kürt kökenli vatandaşlarımızın sadece bir iki aile olmadığı 100 yıllık bir geçmişe sahip olunduğu açıkça biliniyor. Konya’da ilçelerden kasabalara köylerden mahallelere kadar büyük bir kitlenin olduğu ve etnik kimlik ayrımı yapılmadan yaşandığı da gerçektir. Hatta sanayiden tarıma, hayvancılıktan birçok sektöre kadar çalışanlarıyla ticareti ve alışverişi ile kardeşçe yaşanan bir şehirdir Konya.
Öyle ki Türkiye’nin her şehrinde olduğu gibi Konya’mızda da yüzyıldır süre gelen gerçekler var. Şöyle ki, daha geçtiğimiz gün Kurban Bayramı'nda büyük bir kesim kurbanlarını doğu kökenli kardeşlerimizden almadı mı? Bu ticaret yapılırken ayrım mı yapıldı? Düğünlerde derneklerde bir arada olunmadı mı? Akrabalıklar kurulmadı mı?
Bu soruların cevabını düşünmeden Konya’yı ve ülkemizi lekelemek isteyen beyinsizler, kendi amaç ve ideolojik yapılarına yarayacak her ne varsa kene gibi tutunmanın peşindeler.
Ancak her zaman olduğu gibi bu acı olayda öncelikle katledilen Dedeoğulları ailesinin yakınları ve büyüklerinin itidalli olmaları, ağız salyası ile bekleyenlere en güzel cevap oldu. Bunun yanı sıra cenaze törenine bakanlarımızın ve şehir protokolünün katılması ve aileye taziye ziyaretinde bulunması da ırkçılık yalanlarına inat, kardeşliğin en net resmi oldu.
Unutmadan…
Türk Tabipleri Birliği adı altında ismine yakışmayan çizgide olan kuruma da olay sonrası yaptıkları “Konya’da gerçekleştirilen ırkçı saldırıyı kınıyoruz. Irkçılığı körükleyen söylemler, hukuksuzluk ve bu iklimi yaratanlar katliamın asıl sorumlusudur” açıklamasını aynen iade ediyorum.
Kalın sağlıcakla...