10.01.2025 11:48
Konya gastronomide birinciliğe oynuyor, tam 78 ürün tescillendi
Necmettin Erbakan Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yılmaz Seçim, Konya’nın eşsiz mutfak kültürüne dair Yeni Meram Gazetesine özel açıklamalarda bulundu. Seçim, “Konya’nın yemek kültürü ve çeşitliliği muazzam bir farklılık ve zenginlik barındırmaktadır. Çatalhöyük mutfağından, Selçuklu mutfağına, Mevlevi mutfak kültürüne ve modern Konya mutfağına kadar geniş bir yelpazeye sahiptir” dedi
Konya’nın, insanlığın ilk yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük’e ev sahipliği yapmasının yanı sıra, eski bir başkent olması nedeniyle yemek kültüründe de büyük bir zenginlik taşıdığını vurgulayan Necmettin Erbakan Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yılmaz Seçim, Konya mutfağının tarihsel evrimini “Konya, insanlığın başlangıç noktası olan Çatalhöyük’ü sınırlarında barındıran en eski yerleşim yerlerinden biridir. Ayrıca eski bir başkent olması da Konya’yı diğer kentlerin önüne geçirmektedir. Özellikle yemek kültürü ve çeşitliliği muazzam bir farklılık ve zenginlik barındırmaktadır. Çatalhöyük mutfağından, Selçuklu mutfağına, Mevlevi mutfak kültürüne ve modern Konya mutfağına kadar geniş bir yelpazeye sahiptir.” şeklinde ifade etti.
“DÜNYA’NIN EN ESKİ EKMEĞİ ÇATALHÖYÜK’TE BULUNDU”
Seçim, Çatalhöyük’te yapılan kazılar sonucunda bölge halkının beslenme alışkanlıkları hakkında elde edilen ipuçlarına da dikkat çekti. 1961 yılında başlayan kazılarda, dünyanın en eski ekmeklerinden birinin burada bulunduğunu belirten Seçim, “Çatalhöyük mutfağı deyince, yazılı kaynakların olmaması nedeniyle bu mutfak kültürünü hayal etmek zor gibi görünüyor. Ancak yapılan kazılar ve elde edilen bulgularla, o dönemin yemek çeşitleri hakkında bir fikir edinmek mümkün. Bu eski yemekler, günümüzdeki yemek çeşitlerini hazırlarken bizlere ilham verebilir,” dedi.
KONYA’DA İKİ BÜYÜK MUTFAĞIN İZLERİ VAR
Konya mutfağının en önemli iki temel taşından birinin Selçuklu mutfağı, diğerinin ise Mevlevi mutfağı olduğunu ifade eden Seçim, “Mevlevi mutfağı, sade ve ölçülü bir yaklaşımı benimsemiş, sofra adabına büyük önem vermiştir. Bu mutfak kültüründe, yemeğin sadece bedenin değil, ruhun da doyurulması gerektiğine inanılır. En güzel örneği, Mevlevi mutfağının simgesi haline gelen ‘Hayatım, hamdım, piştim, yandım’ sözüdür. Bu söz, yemeğin bir bütünlük, sabır ve olgunlukla hazırlandığını anlatan anlamlı bir ifadedir,” diye konuştu. Selçuklu mutfak kültürünün iki ana öğeye ayrılabileceğini belirten Seçim, bunlardan birinin halk mutfağı, diğerinin ise saray mutfağı olduğunu söyledi. Selçuklu halk mutfağının, Mevlevi mutfağından etkilendiğini ve her iki mutfağın da birbirinden paha biçilemez. Her iki kültür de bizler için çok kıymetli ve korunması gereken zenginliklerdir,” dedi.
78 FARKLI ÜRÜNLE COĞRAFİ İŞARET ALDI
Son yıllarda Konya’da yapılan gastronomi çalışmalarının meyvelerini verdiğini söyleyen Seçim, bu alandaki en önemli gelişmelerden birinin coğrafi işaret tescili olduğunu vurguladı. Konya’nın, 78 farklı ürünüyle Türkiye’de en fazla coğrafi işarete sahip ikinci şehir olduğunu hatırlatan Seçim, "Konya’nın son dönemdeki atılımları, unutulmaya yüz tutmuş pek çok geleneksel yemeğin yeniden hatırlanmasına ve korunmasına olanak sağladı. Coğrafi işaretle tescil edilen 25. ürünümüz ise Hüyük çileği oldu. Bu, sadece Konya için değil, tüm Türkiye için gurur verici bir gelişmedir” dedi. Son olarak, Konya’nın coğrafi işaretle tescil edilen son lezzetlerinden biri olan Kifaye tatlısına değinen Seçim, bu tatlının Konya mutfağının önemli bir parçası olduğunu belirtti. Seçim, "Kifaye tatlısı, Selçuklu mutfağına kadar dayanan, yöresel bir tatlı çeşididir. Konya’da, armut kifayesi, ayva kifayesi ve kayısı kifayesi gibi farklı çeşitleri bulunmaktadır. Bu tatlı, kışlık sert armut kullanılarak yapılır ve oldukça hafif, maliyeti düşük bir tatlıdır. Ancak son yıllarda pek çok kişi tarafından unutulmuştu. Coğrafi işaretle tescil edilmesi, bu lezzetin yeniden gündeme gelmesini sağladı” dedi. Son olarak, Seçim, "Bu tür geleneksel tatlıların korunması ve yaşatılması, yerel gastronomi işletmecilerinin de büyük sorumluluğunda. Bu alanda daha fazla iş birliği ve çalışma yapılması gerektiğini düşünüyorum” diyerek sözlerini tamamladı.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.