Konya önceden nasıldı? Şimdi nasıl?
Konya önceden nasıldı? Şimdi nasıl?- Muammer BAĞCI- Yeni Meram Gazetesi
Konya’mız kısa bir zaman içinde nereden nereye geldi. Yaşım itibariyle Konya’nın eski durumunu çok iyi hatırlarım. 1950 yıllarında Demokrat Parti iktidara geldi. Amerika’da Türkiye’ye Mareşal yardımı adı altında çok büyük bir yardım yaptı. Yol yapmak için makineler gönderdi.
Gelen o yol makineleri sayesinde şehirlerarası yollar açıldı. O tarihte Konya- Ankara yolu topraktı. Vasıta gidemezdi. Konya-Mersin yolu yok denecek kadar kötü idi. Konya- İstanbul yolu yoktu şöse bile değildi. Konya’nın çevre illerine bağlantısı, kara yolu bağlantısı olmadığından dolayı kesikti.
1950 yıllarında Konya’nın bütün evleri toprak damdı. Beton bina olarak Alaaddin caddesinde Hayat apartmanı vardı. Ben o tarihte Cumhurbaşkanlığı muhafız kıtasında vatani görevimi yapıyordum. 19 ay sonra 10 günlük bayram izni 6 kişiye çıktı.
Konya’ya gelmek için Ankara Gençlik Parkı karşısında Hergele meydanı olan yerden Konya’ya otobüs kalkardı. Adı Oto Nakliyat. Konya’ya gitmek için 6 kişi ile birlikte müracaat ettik. Yarın sabah otobüs kalkacak dediler, biletleri aldık. Konya’ ya doğru hareket ettik.
Yol var ama toz, toprak, çukur…Çok kötü. Akşam ezanı okunurken Dedeler Hanına geldik. Şimdiki Saray Çarşısının olduğu yer. Eskiden Dedeler Hanı idi. Yolda gelirken otobüs içine toz giriyordu. Hep birlikte düşündük. Konya’ya geldik.. Bu halde evlere gidilmez dedik ve Aziziye Camisinin güneyindeki mahkeme hamamına gittik. Hamamcı hamamın içine almadı. Bizim halimize şaşırdı. Hamamcıya yalvardık ancak nereden geldiniz, nedir bu haliniz, pislik içindesiniz dedi.
Otobüs içeriye toz aldığı için bazı arkadaşlar hastalandı. İstifra ettiklerinden dolayı elbiseleri kirlendi. Sonra hamamcı asker olduğumuz için insafa geldi ve Aziziye Camisinin güneyine soyunun, sizden para almayacağım, sizlere bir peştamal getireyim, hamamda yıkanın, dışarıda giyinin dedi. Çok sevindik. Hamamcının elini öpmek istedik, elini öptürmedi. Biraz olsun temizlendik, evlerimize gittik. Şimdi nereden nerelere geldik. Ankara 1 saat, pantolonun ütüsü bozulmadan git gel. Eskiden dişin ağrı yaptığı o tarihte Konya’da dişçi yoktu. Dişlerini berberler çekerdi. Daha evvel ki yıllarda dişi nalbantlar çekermiş. 1955 yıllarına doğru Konya’ya Kober diye bir Ermeni dişçi geldi.
Konya halkı diş konusunda biraz rahat etti. 1944 yılında damdan atladım, fıtık oldu. Babam beni Devlet Hastanesine götürdü. Beni Asıl Mukbil isminde bir Ermeni Cerrah ameliyat etti. Ameliyattan önce karnımdan bir iğne yaptılar. Onun acısını yıllardır unutamadım. 3 kereden sonra iğne karnıma girdi. Sonra öğrendim iğnenin ucu kör imiş. Ameliyat bitti beni koğuşa götürdüler.
Koğuşta olan yatağa ayak bileklerimden, karnımdan, omuzlarımdan sıkıca bağladılar. 6 gün yemek içmek yasak. Ameliyat yerim kaynak olacakmış. O tarihte serum yoktu. Serumu bilen bile yoktu. Şuna hep birlikte inanalım. Bu yüce ulus kısa bir sürede nereden nerelere geldi. Türkiye’ye hizmet eden, faydası dokunan bütün idarecilerin ve yüce Türk ulusunun kıymetini bilelim.
-
Mustafa çalışır2022-04-12 18:56:05Osmanlıyı fes edip cumhuriyeti ilan eden yöneticiler ne işle meşguldüde memleket o kadar perişandı, gariban halka şapka giydirmekle, giymeyenler asmaklamı meşguldüler acaba.
-
Kubilay e Esem2022-04-16 00:24:21Sayın çalışır, Atatürk sana kimlik verdi, bağımsızlık verdi, kız kardeşine eşit miras hakkı verdi, Konya ya ivriz koy enstitüsü verdi oradan yetişen her Türk çocuğu dinine vatanına bağlı deli gibi çalıştı köy çocuklarını egitti, camiilerimizin kilise olmasını engelledi, konya da güzel sanatlar galerisi açıldı. Şapka ya gelince savaştan defalarca kaçıp düşmana bilgi verenler asılırken dediler ki " şapka da giymiyorlardı.Anlamadin tabıı..şapka giymedi diye asılan yok.doğru değil..