ANADOLU AJANSINDAN ÜÇ ANLAMLI ESER: TANIK, KANIT VE SANIK
ANADOLU AJANSINDAN ÜÇ ANLAMLI ESER: TANIK, KANIT VE SANIK- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi
28 Kasım 20224 günü İstanbul Üniversitesi ile Anadolu Ajansı (AA) işbirliğiyle “Gazze’de Soykırım Kanıtları ve Medya” konulu bir sempozyum düzenlendi.
Sempozyumda medyanın olayları anlatmadaki rolü ve Filistin meselesinin uluslararası medyaya yansıması üzerinde duruldu. Burada kirli bilgilerin ayıklanması ve gerçeklerin uluslararası düzeyde gösterilmesi anlatıldı. Daha sonra Filistin ve Kudüs’ün ilahiyat, insan hakları, hukuki ve ekonomik açıdan ayrıca ayrı ayrı ele alındı. Yapılan araştırmalara göre ABD toplumunun %58’i Gazze konusunda İsrail’i haklı bulmaktadır. Gazze’de yapılan katliam dikkate alınınca; kitle iletişim araçlarından doğru bilgi, gerçek haber vermeleri beklenir. Fakat bu araçlara sahip olanlar istedikleri şekilde dünyayı yönlendirdikleri için gerçekleri çarpıtmaktadır. Burada iletişimcilerin, gazetecilerin rollerini de unutmamak gerekir. Nitekim Bosna’daki Srebrenitsa Katliamı bu tür çalışmalarla uluslararası yargıya taşınmıştır. Yine İsrail Devletinin kurucusu Theoder Herzl’in çalışmaları da buna örnek gösterilmiştir.
Hakikatin saklanması ve hakikatin ifşası ayrımına dikkat etmek gerekir. Böylece toplumlardan gerçekler gizlenerek ve yanlışlar yayılarak köle haline getiriliyor. Büyük gazetelerin, yayın organlarının Gazze haberlerine dikkat edilirse aynı olayda kullanılan kelimelerin, ifadelerin özenle seçilerek kamuoyunun yönlendirildiği böylece algı oluşturulup katliamların meşru gösterildiği, uluslararası hukukun katledildiğine tanık olunmaktadır. Kurtuluş Savaşı esnasında gerçek haberleri yurtdışına yansıtmak üzere kurulan Anadolu Ajansı son Gazze olayları konusunda da büyük rol oynamaktadır. Her ne kadar karşısında dev mali imkanlara, kadrolara ve desteklere sahip olsa da mazisinden aldığı güçle AA üç çalışma yapmıştır.
Birincisi TANIK, Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail yönetiminin Gazze Şeridi’nde artık “soykırım” düzeyine varan savaş suçlarına karşı uluslararası platformlardaki adalet arayışlarına temel teşkil eden KANIT’ın ardındaki insan hikâyelerine odaklanıyor. (https://www.aa.com.tr/tr/aa-yayinlari/tanik-the-witness/3202937)
İkincisi “Kanıt”: 7 Ekim’den itibaren Başbakan Netanyahu başkanlığındaki İsrail yönetiminin Gazze’ye başlattığı saldırılar, insan hakları temel prensiplerini ve uluslararası hukuk ilkelerini bütünüyle ihlal eden yönleriyle şimdiden kayıtlara geçti. Başbakan Netanyahu başkanlığındaki İsrail yönetimi, bu saldırılarla 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi’nde yer alan “savaş zamanında sivillerin korunmasına ilişkin prensipleri” çiğneyerek, uluslararası hukukun önünde hesap vermeyi zorunlu kılan savaş suçları işlemeye devam ediyor. (https://www.aa.com.tr/tr/aa-yayinlari/kanit-the-evidence-genisletilmis-ve-guncellenmis-3baski/3155437)
Savaş suçu sayılacak deliller toplanmıştır. Mesela uluslararası hukukça da yasaklanan fosfor bombalarının mesken mahallere, şehirlere atıldığı kanıtlanmıştır. Hatta Uluslararası Adalet Divanında İsrail’in yargılanmasını sağlayan Güney Afrikalı savcılar muhabirlerin olayları yer, gün, saat olarak delillendirmelerini istemiş, bu da sağlanmıştır. Bununla da kalınmamış bu bombaları sağlayan ülkenin ABD olduğu da belgelenmiştir. Dolayısıyla sorumluluk artık kanıtlanmıştır. Yine buradaki insanların yaşama imkanlarını ellerinden alındığı, toplu sürgünler yapıldığı delilleriyle ortaya konularak tarihe not düşülmüştür. İki bine yakın medya mensubunun bilfiil takip ettiği olaylarda iki yüze yakın gazeteci ölmüştür. Zira İsrail yaptığı katliamları insanlıktan gizlemek istediğinden basının hem Gazze’de hem de kendi içindeki gelişmeleri aktarmasına, gerçeklerin ortaya çıkmasına engel olduğu belirtilmiştir. Hatta kendi halkının haberlerini de engellediği, Gazze’de olup bitenleri gizlemek için gazetecilerin girmesine engel olduğu da kanıtlanmıştır. Kanıt belgesele de dönüştürülmüştür. İsrail’in yaptıklarının gerçek biçimde anlatılması vicdanları rahatsız edecektir.
Üçüncü yayın “Sanık” ile Uluslarasın Ceza mahkemesinin kararı yerine getirilmeye hazır hale gelecektir. Bilindiği gibi İsrail Başbakanı ve savunma bakanı hakkında tutuklama emri verilmiştir. Sempozyumda konuşmacılar, İsrail’in Siyonist ve İslamofobia lobilerini de kullanarak iletişim stratejileri kullandığı, toplumsal bağımlılık konusunu işlediği İsrail’in sadece ABD’de değil Avrupa’daki aşırı sağ ile de yakın ilişkileri olduğu, burada kalmayıp Hindularla işbirlikleri, kendilerini demokrasinin temsilcileri şeklinde pazarladıkları belirtilerek soykırımların Gazze dışında da pek çok yerde yayılabileceği hususuna dikkat çekilmiştir. Çünkü dünyanın bağımlılık sisteminin esasları olan adalet, uluslararası hukuk, uluslararası kurumlar ile ciddi olarak yeni algılar oluşturulmuştur. Bunda dünyanın önde gelen akademik kurumları da alet edilmiştir. Mesela pek çok ünlü akademik kurumda katliamlar neredeyse normal gösterilir hale gelmiştir. Hatta katledilen Filistinlilerin insan olmayıp, hayvan oldukları bile söylenir hale getirilmiştir.
İsrail’in kendini savunma hakkından hep söz ediliyor ama orantısız güç kullanımı, orantısız savaş hiç dikkate alınmıyor. Bir yandan en modern savaş teknikerini ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin desteğiyle kullanan işgalci devlet, diğer yanda temel insan haklarından mahrum bırakılmış milyonlar… İsrail eleştiriye asla gelemeyip, sıkışığında anti-semitizm silahını kullanabilmektedir. Batı medyasının uzun yıllara dayanan geçmişi ve kültürü vardır. Çok yaygındır, Batı dışındaki ülkelerde de destekleri bulunmaktadır. Bunlarla mücadele etmek kolay olmamaktadır. Bir konuşmacı Gazze’deki soykırımın çocuklara karşı yapılan bir katliam olduğuna dikkat çekti. (Burada Fir’avn’ın İsrail oğullarının çocuklarını öldürtmesi, Musa’nın hadisesini veya iğneli fıçı meselesini hatırlamak mümkün)
Bu önemli eserlere emek verenlere çok teşekkür ederiz, büyük bir tarihi görev yerine getiriyorlar.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.