Konya
°C
Yeni Meram

AYNALARIMIZI NASIL KEŞFEDECEĞİZ ?

AYNALARIMIZI NASIL KEŞFEDECEĞİZ ?- Zeynep KÖREKEN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
20.08.2020 01:36
19.08.2020 17:14
0
7004
ABONE OL
Geçen hafta evrenin ‘’Yansıma Yasası’’nı dışımızda gördüğümüz her şeyin aslında kendi yansımalarımız olduğunu hayatımıza giren herkesin ve her olayın yansıma yasası gereği bize bizi göstermek üzere aynalık enerjisi taşıdığını ve aynalarımızın farkında olursak yüksek benliğimizi keşfedebileceğimizi söylemiş, ancak aynalarımızı nasıl keşfedeceğimizden bahsetmemiştim. Yıllardır üzerine çok düşündüğüm notlar aldığım bu konuda ünlü düşünürlerin sözleri bana çok büyük ışık tuttu. İşte daha iyi 'ben'e yaklaşabilmemiz ve aynalarımızı keşfedebilmemiz için bana ilham veren o sözler; 1.Mevlana'nın dediği gibi ‘’Ayna kişinin kalbidir. Kişi ancak kalbine bakmayı öğrendiğinde, kendini tanımaya başlar.’’ Önce aynayı kendimize çevireceğiz. Kendini tanımayan insan kimseyi tanıyamaz. Öncelikli amacımız kendimizi keşfetmek olacak bu uğurda kendimize karşı dürüst olacağız ve neysek onu yazarak çalışacağız. Başkalarının bizim hakkımızda dediği olumlu olumsuz cümleleri unutacağız o onların bizim hakkımızdaki kendi bakış açılarına göre söyledikleridir dolayısıyla bizi bağlamaz aynayı tamamen içe çevirip artıları eksileri ile ‘’Ben kimim’’ hayat amacım ne? sorularının cevaplarını iyi bileceğiz ki aynalarımızın farkında olalım. 2. Küçük Prens’teki tilkinin dediği gibi: “Kendini yargılamak, başkalarını yargılamaktan daha zordur. Kendini yargılamayı başarırsan gerçek bilgeliğe ulaştın demektir.” Kendimizi yargılayarak yazacağız tabi bu esnada ego hiç susmayacak ve karanlık yüzünüzün ortaya çıkmasını istemediği için sizi bu yoldan vazgeçirmeye çalışacak ama ona teslim olursanız hayatınızdaki düğümleri çözmeniz imkânsızlaşacak. Sizi kıran, üzen ve dedikodunuzu yapan o insanları düşünün ve şimdi onlarla yer değiştirin onlarında sizin hakkınızda aynı şeyleri düşündüğünü göreceksiniz. Hiçbir üzülme kırılma ve dedikodu tek taraflı yaşanmıyor. Canınız yandığı için sizde canını yaktınız, kırdınız, üzdünüz, etrafınıza anlatıp dedikodusunu yaptınız kabul edin! Ben yapmadım diyen yazının devamını okumasın lütfen çünkü ego ben suçsuzumu size dayatmaya çalışıyor. Egosunu dinleyen insanların en büyük problemi bunun farkında olmamaları olsa bile kabul etmemeleridir onlara göre en iyi kalpli, hiç yalan söylemeyen, dedikodu yapmayan sadece olanı anlatan insanlardır kendileri! Eğer bu insanlardansanız aynayı kendinize çevirmeye başlayın ve kendinizi şeffaf bir şekilde yargılayarak yazın bunu başarırsanız tilkinin dediği gibi gerçek bilgeliğe ulaşırsınız! 3. Neden benim başıma sürekli bunlar geliyor?'' diyorsan bir şaman öğretisi şöyle der: ''Ders sen öğrenene kadar devam eder.'' Eğer egonuz bir konuya dair negatif bir his taşıyorsa onu kendi içinizde çözene kadar aynı senaryoyu belirli aralıklarla tekrar tekrar yaşarsınız. Bir önceki maddede egomuzu rahatsız eden yargıları yazıp kabule geçtiğiniz gibi şimdide başına gelen rahatsızlık veren durum ve kişiler neler hepsini sıralayın ve bu listeyi yaptıktan sonra, tek tek her madde için kendinize "ben bunu, nerede, ne zaman, kime yaptım?" diye sorun karma yasası gereği yaptığını yaşarsın ve ondan ders almadığın bakış açını değiştirmeyip hatanı düzeltmediğin sürece aynı şeyler tekrar tekrar seni bulur. En basitinden karşınızdakinin kuyunuzu kazdığını düşünüyorsanız öncelikle kimlerin kuyusunu nasıl kazdığınıza bir bakın! Hayatı bumerang gibi düşünün yaptığınız söylediğiniz her şey dönüp dolaşıp sizi bulur o yüzden geçmişte ve şuanda yaptığınız ve söylediklerinizi düşünün onlar size dönmek üzere yola çıktılar bile! Hatalarınızdan ders alın tecrübeydi bundan şu dersi çıkardım ve bakış açımı şu yönde değiştirdim deyin ve uygulayın herşeyin değiştiğini göreceksiniz! 4. ‘’Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters’’ der Mevlana. Yaşamımızda karşılaştığımız her kişi ve olayın kendi yansımamız ve yaptıklarımız olduğunu bunları kabule geçip değiştirmediğimiz sürece aynı şeylerle karşılaşacağımızı söyledik. Bu karşılaştığımız olumsuzluklar aslında en büyük öğretmenlerimizdir! Her acı, ızdırap, üzüntü, keder bize ne öğretti neyi değiştirmemizi sağladı? Nasip kelimesinin anlamı bir kimsenin elde edebildiği sahip olabildiği şeydir dolayısıyla bunu idrak edebilmek bile nasip işidir! Değişimi gerçekten istediğinizde minik bir olaydan bile ders çıkartıp olayların gidişatını değiştirmek ve bundan sonraki hayatınızı şekillendirmek tamamen sizin elinizdedir. 5. ‘’Sen dünyasın o yüzden sen değişirsen dünya değişir’’ Osho. Ve son olarak Osho’nun en sevdiğim sözlerinden birisi olan sen değişirsen dünya değişir mottosunu unutmayalım. Keşke bu bilgi bizlere küçükken öğretilse veya ders olarak verilse. Başımıza gelen her şey başkalarının suçu bizde suçluların karşısındaki kurban modu ile yaşayanlar değiliz denilse! Yaşadığımız her şeyden sadece biz sorumluyuz hayatımızın direksiyonunda biz varız dolayısıyla değiştirebileceğimiz tek şey sadece kendimiz ve kendi yaşantımızdır! Bizim söylemlerimiz, uyarılarımız, isteklerimizle kimse değişmez boşa uğraş olur bu sadece kendimizi yorduğumuzla kalırız. Dolayısıyla değiştirebildiğiniz tek kişi ve tek bir hayat vardır oda sadece kendimizdir. Evet değerli okuyucular bu sözleri eminim ki hepiniz yıllardır biliyor ve duyuyorsunuz ancak değişimi başlatmak ve daha iyi 'ben'e yaklaşmak için uygulamaya koymak gerekiyor kendinizi keşfetmek için çıktığınız bu uzun ve bir o kadar da keyifli yolda hepinize başarılar diliyorum sevgiyle kalın.. KORONA GÜNLÜĞÜM CORONA TESTİM POZİTİF ÇIKTI - 1 Bu kadar hareketli ve pek çok insanla etkileşimde olan birisi olarak bu hastalığa yakalandığıma çok da şaşırmadım diyebilirim. Günümüzün salgın hastalığı olan, son 6 ayımızı kaplayan ve ne kadar süreceğini bilemediğimiz korona hastalığına nerede ne zaman nasıl ve neden yakalandım onun üzerine konuşacağım bu hafta. Pek çokları bu hastalığa bayram tatilinde yakalandığımı düşünüyor. Haklılık payları olabilir neden mi? Öncelikle yola çıktığımız şehirlerarası otobüsler virüsün bulaşma riskinin yüksek olduğu bir ortamdır. Her ne kadar tekli koltuklarla seyahat etsek de saatlerce kapalı bir ortamda aynı havayı solumak oldukça riskliydi. Bir diğer risk gittiğim şehirler çok sıcaktı ve maalesef kimse maske takmıyordu! Restoranlar da ortak kullanılan tuzluk baharatlıklardan tutunda tek kullanımlık bardak tabak yerine maalesef nasıl yıkandığını bilemediğimiz tabak, bardak, çatal, kaşıklarla yemeklerimizi yedik. Ortak kullanılan alanlara örnek olarak lavabolar, asansörler, havuzlar, denizler, toplu taşıma araçları, piknik alanları, parklar, müzeler, alışveriş merkezleri, çarşı ve restoran gibi yerlerde sosyal mesafe kuralları yok denecek kadar azdı ve virüsün buralarda bulaşma riski çok yüksekti. Tatilden yüksek enerji depolayarak döndüğümde kendimi birkaç gün gözlemledim. Herhangi bir baş ağrısı, ateş, boğazda yanma, kuru öksürük, nefes darlığı veya eklem ağrım yoktu. İlk bir hafta müthiş enerji ve performansla çalıştım. İşim gereği dışarıdan gelen pek çok iş arayan adaylarla mülakatlar yaptım mülakatlar esnasında maske kurallarına çok dikkat ettiğim halde iş aramaya gelen adayların doldurduğu başvuru formlarını benimde elime almam aynı forma benimde yazılar yazmam işin bir diğer risk oluşturduğu kısmıydı. Belki eldiven kullanarak ya da her görüşmeden sonra ellerimi yıkayarak bu riski azaltmış olabilirdim ama nereye kadar! Her gün elinize aldığınız paradan tutun, tuttuğunuz kapı koluna, kullandığınız toplu taşımaya, markette dokunduğunuz o reyona ve soluduğunuz havaya kadar her yerden bulaşma ihtimali olan bir virüstü bu. Dolayısıyla nereden, ne zaman, nasıl bana bulaştığını bilemediğim ve hiçbir zamanda bilemeyeceğim bir virüstü. Tatilden dönüşte ikinci hafta boğazımda yanma, halsizlik ve ateş gözlemledim. Ağır kaldırmadığım, spor yapmadığım halde belim ve bacaklarımda müthiş bir eklem ve kas ağrım vardı. Kadınlar iyi bilir hani bütün gün sivri topuklu bir ayakkabıyla hareketli bir gün geçirdiğinizde veya o çok derin, köşe bucak, indir kaldırlı bir ev temizliği yaptığınız günlerde veya birden kendinize çok yüklendiğiniz, ağır hareketler ve spor aletleri ile kendinizi zorladığınız sporun ertesi gününde beliniz çok ağrır, bacak kaslarınız tutulur yürüyemezsiniz eklemleriniz acır aynı öyleydi. Ben ne yaptım acaba bu kadar tutuldum diyordum. Birden üşümeye başladım hava sanki eksilere düşmüştü ateşim yüksekti ama çok üşüyordum ne yaptıysam ısınamadım bir kas gevşetici içtim ve uyudum demek isterdim ama uyuyamadım da. Tam 2 gece uyuyamadım. Yorgunluk, halsizlik, üstüne birde boğaz ağrısı ve yutkunmada zorluk yaşayınca Medicana hastanesine test olmaya gittim. Tomografi, röntgen ve tam kan test sonuçlarım temiz çıktı Korona test sonucun da negatif gayet sağlıklısın ilaç bile vermiyoruz sadece dinlen 5 gün raporlusun dediler ve gönderdiler. Nasılsa test sonucum negatif deyip raporlu olduğum dönemde kahvaltıya davet edildiğim arkadaşlarım, akşam çayına gittiğim komşularım, ziyaret ettiğim esnaf dostlarım veya cafeye toplu gittiğim arkadaşlarım oldu. İşte asıl risk o anlardaydı test sonucum negatif çıksa da virüs bende kuluçka dönemindeymiş ve ben bunu sonradan öğrendim. Virüsün kuluçka dönemi nedir ve test sonucum nasıl pozitif çıktı bir sonraki yazımda devam edeceğim sağlıkla kalın…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.