GELENEKLE TATİL ARASINDA SIKIŞAN BAYRAMLAR

Kıymetli dostlar, arefe günü geldi çattı. Daha dün ‘Ramazan’a nasıl hazırlık yapalım?’ derken, bugün kutlu misafiri uğurluyoruz. Bayram heyecanı sardı hepimizi. Kimi bayram temizliğiyle uğraşıyor, kimi bayramlık alışverişinde. Ama birçoğumuz için arefe, sadece bayram tatilinin başlangıcı gibi. Oysa eskiden arefe günü, kabir ziyaretleri yapar, komşularla hasbihal ederdik. Şimdi ise tatil planları, deniz-kum-güneş hayalleri arefe gününün manevi havasını gölgeliyor.
Günümüzde arefe günü, tatil planları yapmanın, valizleri hazırlamanın günü oldu. Bayram tatilinin uzamasıyla birlikte, insanlar arefe gününü sevdikleriyle bir araya gelmek yerine, tatil beldelerine gitmeyi tercih ediyor. Kabir ziyaretleri yapmak, komşularla hasbihal etmek gibi güzel gelenekler unutulmaya yüz tuttu. Bayramlaşmak artık mesajlara kaldı.
Kime sorduysam, Ramazan’ın manevi lezzetini yaşadıklarını söylediler. Ramazan, sahurun bereketiyle başladı, iftarın paylaşım sofralarıyla taçlandı, teravihlerin huzur dolu atmosferinde ruhlar arındı, gönüller yumuşadı. Bu mübarek ayda, oruç tutarak nefsimizi terbiye ettik, açlıkla empati kurarak yardımlaşma duygularımızı pekiştirdik. Sahurda ailemizle bir araya gelerek manevi bir bağ kurduk, iftar sofralarında dostlarımızla, komşularımızla paylaşmanın hazzını yaşadık. Teravih namazları, camilerde cemaatle kılınarak birlik ve beraberlik duygularımızı güçlendirdi, dualarımızla Rabbimize yakınlaştık.
Bayramlar, geçmişin sıcak hatıralarıyla bugünün hızlı yaşamı arasında sıkışıp kalmış gibi. Bir yanda, büyüklerin ellerini öpmek, komşularla hasbihal etmek, kabir ziyaretleri yapmak gibi köklü gelenekler; diğer yanda, tatil planları, sosyal medya paylaşımları, modern yaşamın getirdiği bireysellik. Bayramlar, hem geleneksel değerlerimizi yaşatma hem de modern yaşamın getirdiği yeniliklere uyum sağlama çabası içinde. Ancak bu dengeyi kurmak her geçen gün zorlaşıyor. Bayramlar, geçmişle gelecek arasında bir köprü olmaya çalışırken, bu köprünün ayakları zaman zaman sallanıyor. Acaba bayramlar, geleneksel özünü koruyarak modern dünyaya nasıl entegre olabilir? Bu soru, bayramların geleceğini şekillendirecek en önemli sorulardan biri.
Yarın bayram. Bayramlar, sadece tatil ve eğlence zamanları değil, aslında yeniden bir araya gelme, gönül alma zamanları. Kırgınlıkları unutmak, küsleri barıştırmak, sevgi ve hoşgörüyü bol bol yaşamak için harika fırsatlar. Aile bağlarını sıkılaştırmak, büyükleri ziyaret edip dualarını almak, küçükleri sevindirmek, yardıma ihtiyacı olanları unutmamak lazım. Geçmişten gelen güzel geleneklerimizi yaşatmak, geleceğe taşımak da önemli. Birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızı güçlendirerek, hep birlikte daha huzurlu ve mutlu bir toplum olabiliriz. Unutmayalım ki, bayramlar bizi biz yapan değerlerin en güzel yaşandığı zamanlar ve onları yaşatmak, hepimizin ortak sorumluluğu. Bu vesile ile arefe günü ve bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum.