Konya
°C
Yeni Meram

GÖÇ…

GÖÇ…- Kerim ÇINAR- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
15.06.2021 13:03
15.06.2021 13:05
2
3037
ABONE OL

Göç, insanların bulundukları yerden siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel nedenlerden dolayı başka bir yere gitmelerine verilen bir ad ve evrensel sosyal bir olaydır. Kırsal yerleşmelerden kentsel alanlara göç, düzensiz yerleşmeye ve kullanıcı mekân etkileşiminde sorunlara neden olmaktadır. Ülkemizdeki konut sorununun en önemli nedenlerinden birisi olan göç, kullanıcıların gereksinimlerine uygun olmayan mekanlarda yaşamalarına neden olmaktadır. Ayrıca, sürekli değişen fakat ihtiyaca tam olarak cevap veremeyen mekanlar oluşturulmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla kırsal kesimden kente göç Türk sinemasına da yansımış ve uzun yıllar göç konusu işlenmiştir.
Kırsal yerleşmeler; şehir dışında kalan bütün yerleşme alanlarını içine alan geniş bir mekânı ifade etmekle beraber; iklim bölgelerine, topoğrafya, bitki örtüsüne, arazi mülkiyetine, sosyo-ekonomik yapıya, ulaşım imkânlarına ve tarım yapısına göre farklı özellikler gösteren yerleşmelerdir. Kırsal yerleşmeler, bulundukları bölgenin coğrafik, jeolojik yapı, topografya, iklim-bitki örtüsü ve kullanılan yapı malzemesi gibi özellikleri nedeniyle ova köyü yerleşmeleri ve dağ köyü yerleşmeleri olarak sınıflandırılabilir.
Bu farklılık yıllarca devam eden kültürel bir yapının sonucu oluşmuştur. Bu tür yapı kültürü, kente göç durumunda da değişmeden kente aktarılmıştır. Yapılan araştırmalarda Konya’nın kent çeperlerindeki konutlarda da kırsal konutların karakteristik mimari ve sosyo-kültürel niteliklerinin, mimari mekanların kullanımlarında ve şekillenmesinde etkin olduğu görülmüştür. Bu bağlamda kente göç ile kırsal alanda yoğun olan insanın mekânla ilişkisi azalmıştır.
Ekonomik, siyasal ve sosyal gelişmeler kentin büyümesine ve kırsaldan kente doğru göçlerin başlamasına neden olmuştur. Göçler ile kent çeperlerinde yerleşim bölgeleri oluşmuş, zaman içerisinde gelişime ayak uyduran ve kentli olan aileler, kent merkezine doğru ilerlemişlerdir. Bu süreç kentin yerleşim formunu etkilemiş, kentin gelişim yönünün belirlenmesinde etkin bir faktör olmuştur.
“Göç hassas bir konudur…” Mario Diaz-Balart

Sene 1964 yılında babam da kardeşleri gibi köyden kente göç eder. Doğduğu, büyüdüğü köyde tarım ve hayvancılıkla hayatını kazanan çiftçi babam, ova köyünden kente kardeşlerinin ve aynı köyden gelenlerin yaşadığı mahalleye yerleşir. Yediler mahallesi, Konya’nın çeperinde önceleri geniş üzüm bağlarının bulunduğu yeni yerleşim yeridir. Çoğunlukla ova köylerinde göç edenlerin ve birbirini tanıyan insanların yer aldığı mahalledir. Babam bu mahallede beş yüz metrekare arsa üzerine üç oda bir mabeyin ve önünde sekiden girilen bir ev, evin dışında hela, ahır, samanlık ve depodan oluşan köydeki evlerin plan kurgusuna benzer şekilde ev yapar. Yapı malzemesi ve yapım tekniği olarak da yöresel alışkanlıkların devamı şeklinde duvarları kerpiçten, üst örtüsü de ahşap kirişli ve kırma çatısı çamur sıvalı ev inşa eder. Köy evinden farklı olarak mutfak ve kileri ise, taş duvardan oluşan bodrum katında yapar. Kısıtlı imkanlarla yapılan evin kırma çatısına iki yıl kiremit örtü yapılamadığı için çamur sıvalı çatıdan, kış ayları yağmur suları odaların içerisine kadar akmıştır. İlk yıllar avlu duvarı olmadan mekanlar arası ilişki açık alandan sağlanıyordu. Ancak kentin sıkışık dokusu ve mahremiyet duygusuyla üç yıl sonra kerpiç malzemeden çamur sıvalı yüksek bahçe duvarı yapıldı.Köyden kente göç eden bizler, çevremizdeki insanların akraba ve aynı kırsaldan gelenler olmasına rağmen kente uyum sağlamakta güçlük çekiyorduk. Köyden ayrılmadan önce küçükbaş hayvanlarımızı elden çıkarmak zorunda kaldık. Bir gözü hasta olan kangal cinsi iri koyun köpeğimizi büyük amcama bıraktık. İki inek ve bir siyah tüylü küçük “pali” isimli köpeğimiz ile kente geldik. Küçük “pali” şehrin sıkışıklığına, gürültüsüne ve insanlarına alışamamış olmalı ki bir gece evden sessizce ayrıldı. Bir daha da geri dönmedi. Onun evden ayrılışı bütün ailemizi hüzne boğdu ve yıllarca unutulmadı. Belli ki; o göç ettiğimiz kente alışamadığı gibi, alışmak da istememişti.
“Yola çıktım mevsim kıştı,
Köyler gezdim çoğu boştu,
Köylüm gurbet ele düştü,
Köyden şehre göç oluyor…” Şevki Çobanoğlu

Kırsal konutlar, hem çevresel faktörlere göre biçimleniş özellikleri hem de mekân organizasyonu bakımından Anadolu kültürünün özelliklerini taşıyan en özgün örneklerdir. Yerel kimlik ve kültürel miras açısından bakıldığında, özellikle konut tasarımında, Anadolu’nun gelenek ve göreneklerinin, alışkanlıklarının ve yaşam tarzının izlerini kırsal alanda görmek mümkündür. Geleneksel kültürümüzün temel kaynaklarından olan kırsal konutlar, köydeki yaşantının kente yerleşilmesi ile mekânsal anlamda farklılaşması ve adaptasyon süreci zor bir süreçtir.Alışkanlıklar ve kültürel kökler insanların mekân kültürüne yansımakta ve insanlar kültürel izlerin devamlılığını konutlarında aramaktadırlar. Kültürün ve çevre-davranış etkileşiminin mekânsal yapı üzerinde ne denli etkisinin olduğu görülmektedir. Sosyal değerler- sosyal normlar ve mimari değerler- mimari normlar arası ilişki modeli, sosyal kavramların mimari üzerindeki fiziksel etkilerini görmek mümkündür.
İnsanlar vardır, nereye giderse gitsin, gittiği yere kendisini götürür…
Sonuçta, kültürel geleneklerin ve alışkanlıkların izlerinin mimari mekânda okunabilirliği ve insanların kırsaldan kente göç sürecinde alıştığı mekândaki yaşam kültürünü kolay terk edemediği görülmektedir.
“İster kral ister köylü olsun, dünyada en mutlu insan evinde huzur olandır...” Goethe
Sevgilerimle….

HABER YORUMLARI
  1. mesut kösen
    2021-06-16 12:17:09
    Yazılarınızı zevkle okuyoruz Kerim bey. Belki de aynı ortamlarda yaşadık. Yazmaya devam.Selamlar.
  2. Mehmet Yaralıoğlu
    2021-06-16 18:50:01
    Kalemine ve yüreğine sağlık saygı değer hocam.