Konya
°C
Yeni Meram

KÖRLÜK MÜ İHANET Mİ?

KÖRLÜK MÜ İHANET Mİ?- Kudsi ÖNCÜ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
19.01.2022 01:07
18.01.2022 16:10
0
1795
ABONE OL

İhanet; Bireylerin, toplumların ve milletlerin haklarına, hukukuna bilerek, isteyerek, teammüden aşikar veya gizli/karanlık işler, işlemler ve eylemler kümesinin bütününe ihanet denir. İhanet basit altı harfli bir kelimden ibaret değildir. Yukarda yaptığım tanımda da özellikle ihaneti bir kelime olarak değil, kavram olarak ele aldım.
Kavram; üzerine ciltler dolusu kitap yazılabilecek dikey ve yatay boyutlu mana/anlam derinliğini/zenginliğini ifade eder. Tarih İHANET kavramının saha tezahürleriyle/ yaşanmışlığıyla doludur. İhanetin aracıları ve araçları vardır. Bazen para, bazen kadın, bazen makam, bazen intikam/kin vs .Öyle ki; tarih pek çok imparatorlukların, milletlerin, devletlerin hatta ailelerin yıkılışlarının/yok oluşlarının temelinde ihanetin olduğuna şahit olmuştur.
KÖRLÜK; biyolojik ve sosyal olmak üzere iki boyutu vardır.
1-Biyolojik körlük; insanın görme organının işlevinin doğuştan veya sonradan kaybedilmesidir.
2-Sosyal körlük; sağlıklı insan beyni çevresinden gelen görsel, sözel/işitsel ve fiziksel her türlü uyaranı alır/algılar, beynin assosiyasyon/ayrıştırma/muhakeme alanına gönderir. Nihayet kesin karar belirlenir. Daha sonra karar beynin motor alanı olarak tanımlanan nöronlara/sinir hücrelerine sevk edilir. Artık cevap eylem boyutuna geçer. İşte bu fizyolojinin işleyiş yolunun işlevselliğini kaybetmesi olgusuna sosyal körlük diyoruz. Aslında beyin bu işlevini yerine getirdiği halde kişi irade/bilinç dediğimiz gücü devreye sokarak sosyal körlüğü tercih eder.
Buraya kadar anlattığım konu İHANET ve KÖRLÜK kavramlarının bilimsel açıklamasıydı. Kendi tarihimize ve günümüzde yaşadığımız olaylara baktığımızda zaman her iki kavramında mota mot tezahürüne şahit oluyoruz. Kırk yıldır vatanı bölmek, parçalamak adına yer altı ve yer üstü faaliyet gösteren on binlerce insanımızı, askerimizi, polisimizi ve korucularımızı şehit eden PKK, HDP ve FETÖ terör örgütlerine cephe alma, mesafe koyma cesaret ve basiretini gösteremeyen, hatta siyasi uzantılarına kuzu postu giydirerek kamuflaj taktikleri uygulayan körlere ve ihanetlerine nasıl sessiz kalabiliriz.
Değerli dostlarım işte feryadım bunadır. Hepimizin çok iyi bildiği bazı gerçekleri paylaşarak uyanık olmamız gerektiğini vurgulamak istiyorum. Şeytan daima ayrıntıda gizlidir. Allah bu konuda peygamberini bile şeytanın nezgalarına karşı uyarmıştır. Bazı partilerde ve oluşturdukları müttefiklerinde terör örgütlerinin uzantılarına, maşalarına masumiyet ve mağduriyet gömlekleri giydirme çabalarının arttığını görüyoruz. HDP sırtını kandile dayamış, heykelini dikeceği liderini Öcalan olarak ilan etmiş, PKK’nın tükürüğünden medet bekleyen bir örgüttür. CHP Beidin’dan medet uman, büyük elçileri arayarak imdat butonuna basan, HDP ye yaslanan, ulusalcılık, Atatürkçülük çizgisinden savrulan, yalan dolan, talan bataklığında boğulan, zaman zaman Pensilvanya sendromları yaşayan kökünden kopmuş bir örgüt. İP kendisinin bir proje partisi olduğunu ilân etmiştir. Ancak kimin, nerenin projesi olduğu açıklanmamıştır. Babacandan anlatacağım bir tek ifadesi yeterli bir ölçü olur diye düşünüyorum. Yanılmıyorsam 2021 yılının son aylarından biri olabilir. İfade şu; "Dünyanın en büyük Nobel Ekenomi ödülü almış bir ekonomist dahi Erdoğan'ın bozduğu ekonomiyi düzeltemez, Türkiye iflas etmiştir,2021 i göremez. "Partisinin bir kurucu üyesinin dış güçler hesabına çalışmasına dair veriler ortamdayken savunmaya geçmesi çok şaşırtıcı değil midir.? İlke ve vefa siyasetçinin en büyük sermayesi olmalıdır. Davutoğlun'dan da iki anektot aktarayım. Partisini kuruluşunu müteakiben Diyarbakır'a gitti. Mini bir miting havasında karşılandı. Şu cümleleri kendim duydum. "Bu hükümet sizin kendi seçtiğiniz belediyelere kayyumlar atayarak sizin kendinizi yönetmenizi istemiyor. Demokrasiye tahammülleri yok." vs zırvalar. Şaşırdım bu siyasetçi başbakanlığı döneminde en çok Kayyum atayan adam. Çukur eylemlerinin sürecinde başbakan. HDP’li belediyelerin PKK’nın değirmenine nasıl su taşıdığını en iyi bilen bir siyasetçi. Gazeteci Emin Pazarcıdan kendim dinledim." Gazetecilerden bir gurupla Konya’da ki evinde bir akşam yemeğinde özel bir toplantı yapar. Arkadaşlar sizinle bazı hususları istişare etmek ve yakın dostlarım olarak önerilerinizi almak istiyorum. Ben başkanlık sistemine karşıyım" mahiyetinde ifadeyle söze başlıyor. Alttan alttan bir takım çalışmalar yaptığını hissettiriyor. Emin Pazarcı "Sayın başbakanım bunu hemen medyada paylaşalım" der. Tabi şiddetli bir tepki verir. Nihayet sonunda dananın kuyruğu kopar. Buradan bir sonuca varmak istiyorum. Bizim çok güzel bir sözümüz var. "Kıymeti yok cömertliği olmayınca malın/kıymeti yok vefası olmayınca dostluğun. Tayyib Erdoğan, Davutoğlu'nu mecliste başbakanım diyerek takdim ettiğinde nasıl göz yaşı döktüğü milletin hafızasına kazınmıştır. İlkesi yoksa adamın, hele bir de vefası yoksa salıver yuvarlansın.

Tam da şimdi birliğin, kardeşliğin zamanı,
Bu vatandır kahraman yiğitlerin harmanı.
Hep birlikte dökmedik mi denize düşmanı.
Allahlım milletimize feraset ver, güldürme düşmanı.
Dr.Kudsi Öncü

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.