KUM ZEMİNE BİNA İNŞA ETMEK...

Başlığın dikkatiniz çektiğini biliyorum... İnşaat mühendislerinin arasında, yapılan binanın ne kadar kötü olduğunu, gereksinimlerin çoğunu karşılamadığını anlatan trajikomik bir cümle. Mahiyeti de yapılan binanın temelinin boş olduğunu, yanlış yapıldığını; o temel üzerine yapılan inşaatın hezeyana uğrayacağını söyler bize. Bu söz, zamanla halk arasına da yayılmıştır... Gerekli bilgi ve birikime sahip olmayan insanlar belirli mevkiye yada konuma getirildiği vakit yine bu söz söylenir. İşin aslı bizim Türkiye siyasetini, adamcılığı, ekipciliği de çok iyi özetler aslında... Ara ara bahsettiğim "liyakatsiz insanlar" tabirini de çok güzel özetler. Bu tabirin mahiyeti de sonradan görmelere, içi başka dışı başka olanlara, halka yansıttığı ile özünde olanın zıt yapılar barındırdığı, Teşkilat tabiri ile de; yola çıktığını yolda bulduğuna değişen insanları tarif eder. Bu anlattıklarım ile neyi kast ettiğimi biliyorsunuz... "Evvel Refik Badel Tarik" der eskiler. Önce yolcu sonra yol... Yolcusunu iyi seçemeyenler ile akıbeti hüsran olanlar arasında dosdoğru bir ilişki vardır. Kum zemine bina inşa etmiş, mayası bozuk, yolda bulduğunu yola çıktığına değişen insanlarca kurulmuş olan 6'lı masanın zafer kazanması muhtemel bir şey midir? Akıbeti uzun sürmez dedim ya. Sürmedi de... Kararlaştırılan çatı adayın ikna edilemediği yada çatı adayın her parti tarafından kabul görmediği düşünülürse akıbeti tahmin etmek hiç zor değil.
Nasıl bir hırs, ülkenin başbakanlığını yaptığı halde anamuhalefet liderini çatı aday gösterebilir; işte bunu aklım hafsalam almıyor... Tabii bu durum her yerde geçerli. Tabirlerin arasında bahsettim ya; her teşkilatın içinde menfaatçi, ekipçi, liyakatsiz insanlar var. Temizlenir mi diye sorarsanız, çok zor...
*
Ramazan Bayramı'nın tüm milletimiz adına; esenlikli, kardeşlik bağlarının güçlendirildiği, barış ve huzur ortamının yaşandığı bir bayram olmasını temenni ediyorum. Kalın Sağlıcakla...