Konya
°C
Yeni Meram

Namaz ve miraç

Namaz ve miraç- Hüseyin TOPTAŞ-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
31.01.2025 00:05
30.01.2025 12:11
0
1576
ABONE OL

Recep ayının 27. Gecesi olarak idrak edilen Mi’râc bir arınma ve Allah’a yükseliştir.
İslâmiyet’te bugün bilinen şekliyle beş vakit namaz hicretten bir buçuk yıl kadar önce Mi‘râc gecesinde farz kılınmıştır. İslâm’ın ilk dönemlerinden itibaren namaz ibadetinin mevcut olduğu ve beş vakit namaz farz kılınmadan önce de sabah ve akşam olmak üzere günde iki vakit namaz kılındığı sahih kaynaklarda belirtilmektedir. Hatta Hz. Adem (as) den itibaren tüm peygamberlerin hayatlarında da namaz ibadetinin olduğu Kur’an-ı Kerim’de haber verilmektedir.


Hz. Âdem, Nûh ve İbrâhim’den sonra namazı terk eden nesillerin geleceği (Meryem 19/59), Hz. Zekeriyyâ’nın namaz kıldığı (Âl-i İmrân 3/39), Hz. İbrâhim’in yanı sıra Lût, İshak ve Ya‘kūb’a namaz emrinin vahyedildiği (el-Enbiyâ 21/73), Hz. İsmâil’in halkına/ailesine namazı emrettiği (Meryem 19/55), Hz. Lokman’ın oğluna namazı hakkıyla kılmasını öğütlediği (Lokmân 31/17), Hz. İbrâhim’in namazı yalnız Allah rızâsı için kıldığını söylediği (el-En‘âm 6/162), kendisini ve neslini namazı dosdoğru kılan kullarından eylemesi için dua ettiği (İbrâhîm 14/40), Hz. Mûsâ’ya Allah’ı anmak üzere namaz kılmasının emredildiği (Tâhâ 20/14) ifade edilmekte, Allah’ın İsrâiloğulları’ndan yerine getirme sözü aldığı görevler arasında namazın da yer aldığı görülmektedir (el-Bakara 2/83; el-Mâide 5/12). Yine Ashâb-ı Kehf kıssası anlatılırken mescid kelimesinin zikredilmesinden (el-Kehf 18/21) o dönemde namaz ibadetinin var olduğu sonucunu çıkarmak mümkündür.


Kulluk vazifelerimizin yerine getirilmesinde önemli bir ibadet olan namaz, Kur’an-ı Kerimde yaklaşık olarak yüz defa bizlere hatırlatılarak ihmal etmeden, üşenmeden, şuurlu bir şekilde eda etmemiz istenmektedir. Rabbimiz buyuruyor ki;
“Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görür.” (Bakara, 2/110)
“Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 2/153)
“Sabrederek ve namaz kılarak (Allah’tan) yardım dileyin. Şüphesiz namaz, Allah’a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir.” (Bakara, 2/45)


“Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekâtı verenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.” (Bakara, 2/277)
“Mü’minler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir. Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler.” (Mü’minun,23/ 1-2)
“(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor.” (Ankebut, 29/ 45)


Namazlarını ciddiye almadan gösteriş için kılanlar da Rabbimiz tarafından şöyle lanetlenmiştir;
“Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar.” (Ma’un, 107/ 4-7)
Bu geceyi idrak ederken imanımızın amellerimize ne kadar tesirinin olduğu sualini kendimize sorarak, hareketlerimizin ve yaşantımızın bir otokritiğini yapalım. Kur’an’ın yaşantımızda ne kadar yer aldığını sorgulayalım.
Namazı gerçek manada eda edebiliyor muyuz? Yoksa günlük belli saatlerde otomatiğe bağlanmış bir hareketler bütünü olarak mı tekrar ediyoruz? Suallerine cevap arayarak ibadetlerimizi şuurlu bir şekilde yapmanın gayreti içerisinde olalım.


İbrahim (as)’ın duasını, dilimizden hiçbir zaman düşürmeyelim.
“Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.” “Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla.” (İbrahim, 14/ 40-41)

HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.