ORUCUN VE RAMAZANIN FAZİLETLERİ

Her yıl olduğu gibi çarşıda, pazarda alışverişler hızlandı ama gıda maddeleri aldı başını gidiyor. Geçtiğimiz yıl Ramazan ayı ile kıyaslanacak olursak yiyecek, içecek maddeleri %100 fazla olduğu açık seçik meydanda. Bugün için çarşı, Pazarda artışı önlemek çok zor. Konyalılar Ramazanı bir başka kutlar. Diğer illere nazaran Konya da teravih namazları büyük camilerde hatimle kıldığı memnunluk yaratmaktadır. Bazı kişiler orucu tutmamak için hastalığı öne sürüyor. Aslında sağlam olmasına rağmen oruçtan kaçanlar bir hayli var.

Yüce mevlâmız şöyle buyurmuşlardır:

“Ey iman edenler, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sizin üzerinize de oruç farz kılındı. Umulur ki oruç tutmak suretiyle kötülüklerden korunursunuz.”

Görülüyor ki Ramazan ayında oruç tutmak Allah’ın kesin bir emridir. Bu bakımdan, akıllı olan, buluğ çağına ermiş yani çocukluktan kurtulmuş bulunan her Müslüman, orucunu tutmak mecburiyetindedir. Hastalık, yolculuk, hayız ve nifas hali gibi dini bir özrü bulunan müminler ise, Ramazan ayında tutamadıkları oruçlarını daha sonra kaza ederler. İyileşmesi mümkün olmayan hastalar, oruç tutmaya gücü yetmeyen ihtiyarlar da, tutamadıkları her gün için, bir fakiri doyuracak kadar fidye verirler. Fidye vermeye de güçleri yoksa Allah a dua ve niyazda bulunurlar. Kulluk şuurunu bir ifadesi olan ve Kalplere iman neşeleri saçan, gönüllere sevgi ve kardeşlik duygularını yerleştiren oruç, şeri bir özrü olmadan sonraya bırakılmamalıdır. Çünkü Ramazan ayında tutulan orucun sevabı, başka günlerde tutulan oruçlar elde edilemez. Bu hususta, sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır Allah'ın müsaade ettiği durumlar haricinde Ramazan'da bir gün orucunu bozan kimse ömür boyu oruç tutar Ramazanda tutmadı O güne kaza edemez. Diyerek Ramazan ayında tutulan orucun önemini vurgulamıştır. Sevabı insan ve melek bilgisinin dışına taşan oruçlarımızı, tam bir ciddiyetle ve her türlü kötü davranışlardan uzak kalarak yalnız Allah rızası için tutmak zorundayız. Aslına dayanmayan hiçbir ibadetin dinimize göre değeri yoktur. O halde dilinde kötü söz ve dedikodu düşmeyen gönlünden kin haset ve düşmanlık duyguları silinmeyen, elinden ve ayağından kötülükler gitmeyen, hayır ve hasenatla yoksulların, kimsesizlerin, gönüllerini alamayan kimseler gerçekten oruç tutmuş olmayacakları gibi sadece vücudun mideyi ve böbrekleri dinlendirmek perhiz yapmak ve fazla kiloları atmak düşüncesiyle tutulan oruç da gerçek oruç olamaz. Bunun içindir ki Allah resulü hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: Nice oruç tutan vardır ki orucun ona açlıktan başka bir faidesi yoktur. Diyerek bu konudaki düşüncesini söylemiştir. Oruçlarımızı tam bir samimiyetle, her türlü İslam dışı davranışlardan uzak olarak ve yalnız Allah rızası için tutalım. Çoluk çocuğumuza da oruç tutmanın faziletlerini anlatalım. Müslümanım deyip de hiçbir özrü yokken oruç tutmayan, Ramazan ayına hürmet göstermeyen zavallı kimseler gibi olmayalım. Bilelim ki cihanda en büyük şeref ve saadet, Allah ın emirlerini yerine getirmektir.