TEKNOLOJİNİN SÜREKLİ OLUP OLMAMASI-1
TEKNOLOJİNİN SÜREKLİ OLUP OLMAMASI-1- Adem Esen -Yeni Meram Gazetesi
Teknoloji tarihi insanın dünyaya ayak basması ve sonraki medeniyet çalışmalarını ele alır. İnsanın kullandığı veya ihtiyaç duyduğu maddelerin pek çoğu tabiatta hazır haldedir. İnsan bunları farklı şekillere getirir. Allah sütü yarattı ama sütlacı insan yapıyor. Aslında teknoloji o sütlacı yapabilme sürecidir.
Özellikle insan ürünü olan şeylerin çeşitliliği canlı türleri kadar farklıdır. Taş aletlerden mikroçiplere, su değirmenlerinden uzay gemilerine, gökdelenlere kadar geniş bir teknoloji çeşitliliği vardır.
Mahmud Es’ad Seydişehri sanatın, sanayiin ortaya çıkışını ihtiyaçlara bağlar ve şöyle der: “Tarihte sanayi‘in ilk zuhuruna kesb-i ıttıla için insaniyetin ta mebdeine kadar çıkmalıdır. Hiss-i tehaffuz, insan için ne kadar tabii ise sanayi‘ dahi o kadar tabiidir. İnsan ihtiyacıyla san‘atkâr, fikriyle sahib-i hünerdir. İnsan kendi ihtiyacatına yahut müdafaasına lazım olan şeyleri i’dada kalkıştığı zaman bir san‘at ihdas eder.” [Mahmud Es’ad Seydişehri. Tarih-i Sanayi, İzmir, 1307 s.10, Bu kitap günümüz Türkçesiyle daha basılmamıştır]
1867 yılında Marks İngiltere'nin Birmingham kentinde 500 farklı tip çekicin üretildiğini öğrendiğinde çok şaşırmıştır. Normal olarak buna şaşırmaması gerekirdi. Çünkü her bir çekiç farklı alanlarda kullanmıyordu. (Burada Ebu Hanife'nin metodolojisini üretirken piyasayı gözetmesini hatırlamak gerekir.)
Francis Bacon, Rönesans Avrupa'sındaki büyük değişikliklerin kaynağı olarak matbaa, barut ve manyetik pusulayı sayar. Bunlar da Avrupa’nın değil aslında Çin uygarlığının ürünleriydi. Böylece edebiyatın savaşma şeklinin belirleyiciliğin tümünü değiştiren bu üç aletti.
İcadın anası ihtiyaçtır yani ihtiyaçlar icatları ortaya çıkarmıştır. Kişiler içinde bulundukları sorunları çözmek için yeni aletler ve makineler icat etmek üzere zekalarını kullanmıştır. Böylece hem temel biyolojik ihtiyaçları karşılanmış hem de teknolojik ve toplumsal ilerlemeye katkı sağlamışlardır.
Somut nesnelerin icat edilmesi üretilmesi ve kullanılmaları konularında ele alan teknoloji tarihi teknolojik gelişmenin doğrusal olmadığını gösteriyor. Nitekim tarihi ve bilim felsefesi alanında yapılan son dönem akademik çalışmalar bilimsel değişmenin süreksizlik özelliğini kabul etme eğilimindedir. Bu sebeple “sustainibiliy” süreklilik kavramı kullanılmaktadır.
İlerleme fikrine göre insanlar sürekli ilerleme halindedir. Oysa arkeolojik kazılar böyle söylemiyor.
Bilim ve teknoloji birçok noktada karşılıklı etkileşim içindedir. Bilim tabiatı ve maddeyi kuramsal bir anlayışla ele almakla beraber teknolojinin bilimin emri altında olduğu da kesinlikle söyleyemeyiz, denilir.
Teknoloji İnsanlık tarihi kadar eski olmakla beraber taş, ahşap imalatı gibi taştan metale geçiş, daha sonra modern metal üretimi metotları yerini almıştır. Teknoloji bilimden daha eskidir, eski Çin uygarlıkları ve diğer eski uygarlıklar böyle açıklanıyor. Belki o döneme ait bilimsel kitaplar ya da çalışmalar günümüze yeterince yansımadığı için…
Modern bilimin ortaya çıkışı teknolojik çalışmaların ivmesini arttırmıştır. Nitekim günümüzde bilim ve teknoloji endüstride birbirine eş değer etkinlikler olduğu söylenebilir.
Teknoloji ile teknolojik değişmenin merkezinde ise bilimsel bilgi-teknik cemaat veya toplumsal ve ekonomik faktörler değil İnsan ürünü nesneler yer alıyor. Teknolojide yeni bir ürün bilimsel sonuçta ise yeni bir kuramsal konum ortaya çıkıyor.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.