TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDEYMİŞ

Gündemin bazen ışık hızıyla değiştiği güzide bir ülkede yaşıyoruz. Ülkeyi meşgul eden şu andaki gündem, diploma krizi ve gözaltılar. Hatırlarsanız yıllarca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diploması ile ilgili ne spekülasyonlar yapıldı. Derler ya, “Camdan evi olanlar başkasının evine taş atmamalıdır.” Nitekim diploma krizi Sayın İmamoğlu’nun ne kadar etkilemiş ve etkileyecek ise CHP’yi de bir o kadar derinden sarsacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanı hatırlarsanız belli bir zaman diliminde, yakın geçmişte, “Turpun büyüğü heybede.” Demişti. Takdir etmek gerekiyor ki devletin yüksek mercilerinde yer alanlar devlette ve yerelde olan biteni sürekli takip ederler. Yine bir özdeyiş, “Devlet yarına bırakır ancak yanına bırakmaz.” diye.
Diploma iptali ile ilgili ayrıntıya fazla girmeye gerek yok ancak yine de Girne Amerikan Üniversitesinin denkliği yok, puan yeterliliği zaten yok, bir başka bölüme geçme lüksü zinhar yok. İstanbul Üniversitesi gibi güzide bir üniversiteye geçiş hakkı hukuku yok, yok, yok. Ancak ne garip tecellidir ki gizli bir el devreye giriyor. Bütün olmazların önü kapatılıp olurlara kapılar sonuna kadar açılıyor. İyi araştırılırsa belki de bu işin ötesi okyanus ötelerine kadar dayanabilir.
Sonuç İmamoğlu dâhil 28 kişinin diplomaları iptal edildi. 28 kişinin bir üst mahkemeye müracaatlarından da bir sonuç çıkmazsa diplomalar yok hükmünde olup ellerinden alınacak. Diplomaların iptal sebebi ise “yokluk” ve “açık hata” gerekçesi.
Bir örnek verirsek yine diploması iptal edilenlerden Galatasaray Üniversitesi İşletme Bölümü Başkanı Prof. Dr. Naciye Aylin Ataay Saybaşılı şu an görevinde. Şayet bir üst mahkemeden aleyhte karar çıkmazsa “lise mezunu” olacak ve görevden alınacak. Şimdiye kadar diplomalı aldığı özlük hakları ne olacak, o da bir muamma.
Anayasa metnine cumhurbaşkanı adaylarında üniversite şartını getiren CHP. Asıl tuhaf olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için yüksekokul şartı yok, milletvekili olabilmek için üniversite şartı yok, cumhurbaşkanlığı adaylığı için var.
Heybeden turpun büyüğü mü çıktı yoksa daha büyük turp ya da turplar var mı, göreceğiz. Dün devletin güvenlik birimleri İBB Başkanı İmamoğlu ile birlikte 106 kişiyi soruşturma için gözaltına aldı. Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun, sanatçı Ercan Saatçi, bazı meclis üyeleri, başkan yardımcıları ve iş insanları gözaltına aldı.
Suçlamalar yenilir yutulur gibi değil.
-Suç örgütü yönetici olmak
-Suç örgütü üyesi olmak
-Nitelikli dolandırıcılık
-Rüşvet
-Kişisel verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirmek
-İhaleye fesat karıştırmak
-İrtikâp (kamusal görevli çıkar sağlama, adam kayırma)
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı “örgütlü rüşvet eylemi yapıldı.” diyor. Biraz daha ayrıntı verirsek Medya A.Ş.’deki ihaleler, PKK ile CHP arasında yapılan “kent uzlaşısı” soruşturma kapsamına alındı. Dahası İBB ve CHP’yi derinden etkileyen “para sayma” görüntüleri de soruşturma kapsamında. Başkanların evlerinde aramalar yapıldı. Bakalım soruşturma sonucunda hukuk, “diploma iptali”vari bir karara varacak mı?
Gelin eskilere bir gidelim. Uzun süreli Anavatan Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından sonra CHP Nurettin Sözen’le başkanlığı kazanmıştı. O zamanlar usulsüzlüğün, ihaleye fesat karıştırmanın zirvesi olan “İSKİ” skandalı yaşanmıştı. 25 Ekim 1993’te yüksek bedelli klor alınması gündeme gelmişti. İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel’in İsviçre’deki Amerikan Discan Bank’ta 30 bin dolar ve 670 bin Alman markı bulunduğu saptanmıştı.
Geçmişten ders çıkarmak lazım. Umarız İBB’de ikinci bir İSKİ skandalı ile karşılaşmayız. Rahmetli Deniz Baykal’ın kızı Aslı Baykal son gözaltılarla ilgili “Bu soruşturmalar, temiz siyaset için büyük adımlar. CHP takvim belirleyip kurultay yapmalı.” dedi.
Peki, bundan sonra ne olacak? CHP garip bir şekilde şu anda diplomasız bir aday için 23 Mart’ta ön seçim yapacak. Mansur Yavaş derinden ve akıllıca gidiyor. Son açıklamasında, “ Ekrem Bey’in gasp edilen hakkı verilinceye kadar aday değilim.” dedi.
Kılıçdaroğlu olayında yaşadığımızı tekrar yaşamasaydık. 2023’te aday Kılıçdaroğlu mu, İmamoğlu mu tartışması vardı. 2028 ya da öne alınan bir cumhurbaşkanlığı seçiminde Özel- Yavaş tartışması yaşanmamış olabilir mi?
Bu CHP’de danışmanlar çalışmıyor.