TV DİZİLERİ
TV DİZİLERİ- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi
Uzun süre devam eden TV dizilerinin bir kısmında tarih konuları işleniyor, bir kısmı komedi veya benzeri konularla vakit geçirmeye yarıyor, hatta dizileri bir süre sonra hatırlamıyorsunuz, fakat şuur altına bazı bilgiler/yargılar/düşünceler atılıyor.
Dizileri belgesellerden ayıran özellikler var. Belgeseller somut olayları ele alıyor, dizilere hayaller katılıyor.
Pek çok farklı kanalda oynayan dizilerle Türkiye önemli bir ihracat kalemine sahip hale gelmiştir. (Bakınız: Kültürel Değişim ve Endüstrileşme Sürecinde Türk Dizileri 2010-2020, Ed: İ. Sarıtaş, A. Özsoy, İstanbul Ticaret odası yayını, İstanbul, 2022) Diziler sayesinde pek çok yabancının Türkçe öğrendiği bir gerçektir.
Dizilerdeki görseller, imgeler, mekanlar ve sanatçıların etkileri nelerdir sorusunun cevabı dizilerin çekilme amaçları ile yakından ilişkilidir. Zira filmleri finanse eden ve senaryo yazarlarının hedefleri önemlidir.
Bazı diziler yabancı yayınlardan aşırma/adapte niteliğinde olunca kültür farkları hemen belli oluyor.
Konuyu bir uzmanı ile paylaştık. Görüşleri şöyledir: “Dizilerin sadece dizicilere /senaristlere/ yapımcılara bırakılamayacak kadar bir önemi/tarafı vardır. Bir ‘soft power’ imkanı olabilecek bu yapımların elbette yakından takip edilmesi gerekir. Şu an 100’ü aşkın ülkeye ihraç edilen bu ‘ürünlerin’ ne verip ne aldığını ölçmek gerekir. ‘Marjinal Temalı Diziler’le ilgili bir sunum hazırlamış ve o dizilerin yayınlandığı kuruluşların tepe yöneticileri ile bir toplantı yapmıştık. O dönem yayınlanan dizilerin neredeyse 3/4’nün marjinal (çarpık ilişkiler, gayri meşru ilişkiler, ensestvari temalar, tecavüzü merkeze koyan senaryolar vb. ) temaları işlemesinin ‘kişisel olarak’ hiç masum bulmak mümkün değil… Maalesef bu alanda çok yolumuz var yürüyecek. Bu sahada yeteneği olanlar ciddi desteklenmeli, ama alan boş bırakılmamalıdır…”
Daha çok özel tv kanallarında oynayan dizilerin yapımcıları zaman zaman resmi denetim engelinden şikayet etmektedirler. Oysa sorumsuzca sırf reyting için yapılanları toplum ve kişilerin hayatlarında ciddi sorunlar oluşturmaktadır. Etik/ahlaki değerler ciddi yara almaktadır. Sonuçları da suçlardaki artış, kadın cinayetleri, çocuk suiistimalleri gibi ortadadır.
TV dizilerinin etkilerinin fert ve toplum açısından değerlendirilmesi gerekir. Eğer toplumsal tepki olmaz ve yetkili resmi kurumlar da ‘bize ne’ derse, sonuçları ağır olur. Bu nedenle dizilerin danışmanları olmalı ve her bölümde bunların isimleri de yer almalıdır. Örneğin kriminal bir sahne varsa en azından danışmanlık alınmalı ve bu filmde belirtilmelidir.
Oyuncuların kıyafetleri kadar anlatılmak, empoze edilmek istenilen temaların niteliğine dikkat edilmelidir. Bazı fikirleri ve düşünceleri sıkça tekrar etmek aslında onu teşvik etmek anlamına gelmektedir.
Her gün olumsuzluklara muhatap olan gençler, kadınlar, çocuklar, yaşlılar vs. bunları artık meşru görürler ve denemek bile isterler. Soğan yiyenin ağız kokusu misk olmaz.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.