ULUSLARARASI KIBRIS TÜRK VAKIFLARI SEMPOZYUMU-3
ULUSLARARASI KIBRIS TÜRK VAKIFLARI SEMPOZYUMU-3- Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi
Bu sempozyumda Tapu ve Kadastro Müdürlüğünden uzmanlar katılmıştır. Kıbrıs’taki çalışmalara Türkiye'den Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün katılması üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda Kıbrıs vakıflarının dijital olarak açılması uygun olacaktır. Vakıf eserlerin metaverse taşınması ciddi bir tanıtım sağlayacaktır. Halkın vakıflar hakkında bilgi sahibi olması, okullarda vakıf tarihinin okutulması gerekir. Bir başka önemli husus, siyasi partilerin bu konuda politika üretmeleridir. Ayrıca sivil toplum örgütleri, meslek odaları da bu konuda çalışma yapmalıdır. Hatta bunlara yönelik Vakıflar İdaresi çalışma yapabilir veya ortak projeler üretilebilir.
Kıbrıs'taki mevzuatın külliyat olarak şekillenmesi önemlidir. İngiliz yasalarının ve mahkeme kararlarının ele alınması ve değerlendirmesi önemlidir. Bu çerçevede 1959-1960 anlaşmalarındaki şartlar irdelenmelidir.
Kıbrıs Anayasa mahkemesi 2021 tarihli kararında Ahkümül-evkafın değiştirilmediği ve halen yürürlükte olduğu kararını almıştır. Yeni düzenlemelerde çelişkiler ortadan kaldırılmalıdır. İkincil mevzuat yani kanunlardaki eksiklikler giderilmelidir.
Mavi Vatan konusu konunun önemini artırmaktadır. İngilizler bölgeyi ihtilaflı sular kapsamına almak istemektedir.
Kıbrıs konusu devletlerarası hukukun konusu olmuştur. Bu kapsamda insan hakları hukuku bağlamında siyasi bağımsızlık ve vakıfların yeri; mülkiyet hakları ve vakıflar; kamu (genel) yarar ve vakıflar ilişkisi yer almalıdır. Yine bu bağlamda kültürel mirasın korunması toplumsal eşitsizliklerin giderilmesinde vakıfların rolü anlatılmalıdır. Zira haklar Batı mahkemelerinde anlatılamamaktadır.
Rumlar konuyu 1974 öncesine götürmeyerek tarihi görmezden geliyorlar. Bu kültür varlıklarına, mülkiyet haklarına ve insan haklarına aykırı olduğu açıktır. Yeni kurulan vakıflarla ilgili düzenlemeler de değerlendirilmelidir.
Kıbrıs Kadı sicillerinin yayınlanması da sempozyumda üzerinde durulan bir konu olmuştur.
KIBRIS’TA TÜRK VARLIĞI AZINLIK DEĞİLDİR. BUNUN EN ÖNEMLİ KANITI VAKFİYELERİYLE, KÜLTÜR ESERLERİYLE VAKIFLARDIR. Yunan ve Rum yayılmacılığı, sebebiyle vakıflar tahrip edilmiştir. ENOSİS’in önündeki en büyük engel Adadaki Türk varlığı olup, vakıflar bunun tarihi kökü olan belgeleridir. Dolayısıyla Vakıflar Kıbrıs’ta ulusal davanın ilk parçasıdır. Sivil toplum ve devletin tüm organları vakıfları korumayı birinci amaç edinmelidir. Yapılacak bir ulusal strateji belgesinin ilk maddelerinde vakıfların korunması ve geliştirilmesi yer almalıdır.
Vakıf pek çok kamu hizmetini yapan bir kurumdur. Bunun korunmaması aynı zamanda temel insan hakları ve mülkiyete karşı bir saldırıdır.
Kıbrıs konusunu sadece tek başına ele almak doğru değildir. Burada Yunanistan’ın emelleri, Megali İdea yani Kıbrıs’ı Yunanistan’la birleştirme ve Türk varlığını azınlığa düşürme politikaları birkaç yüzyıldan beri sürmektedir. Konuya Türkiye açısından bakılınca; Balkanlar, Ege Denizi, Oniki Ada, Akdeniz Adaları (Girit. Sisam v.d.) ve Doğu Akdeniz zaviyelerinde milli güvenlik ile doğrudan ilgilidir. Kıbrıs vakıflarının bu stratejinin en önemli unsuru olduğu, ancak bugüne kadar olması gereken ihtimamın gösterilmediği anlaşılmaktadır.
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.