ÜVEY EVLATLARA TATİL HAKKI YOK !

Geleneklerimizde bir üvey evlat tanımlaması vardır. Bu grubumuz içine Yetim çocuklarımız da girer. Kamuda çalışanlarımız içinde Özel İdareler, Nüfus, Tapu, Maliye ve asgari ücretle çalışan tüm işçilerimize de üvey evlat gözü ile bakılır. Yüce Kitabımız Kuran’ı kerimin MAUN SÜRESİNDE “Fezali Kellezine Yediul Yetim” ilahi emrinde yetimlerin korunup kollanmasından söz ederken, miskin tanımlaması ile de tüm fakirlerin korunup kollanmasına işaret edilmektedir. Bir ülkenin fakiri ne kadar çok ise, o ülke geri kalmışlığın girdabında boğulmaktadır. Şu ülkemizde asgari ücretlilerin ekonomik halleri yürekler acısıdır. Her ne kadar biz kamuda çalışan memurların yukarda zikrettiğim kurum ve kuruluşlarında çalışanlarımızın özlük hakları da asgarinin içinde olduğundan bunlara da üvey evlatlar gözü ile bakılmaktadır. İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün yurt genelinde hizmet veren tatil merkezleri vardı. Bunlar hatırımda kaldığı kadarı ile Mersin MEZİTLİ, Silifke ATAKENT KAPIZLI, Ayvalık TUZLA Dinlenme tesisi. Bu Tesislerden KAPIZLI Dinlenme tesisine yıllarca katılıp tatil yapardık. Bu güzide tesisler ve yurt genelindeki diğer sayılı dinlenme tesislerinde bir yerde meslektaşlarımızla koyu sohbetlere girer. Bir anı paylaşma yarışımız olurdu. Silifke ve çevresindeki tarihi yerlere gezilerle anılarımızı özleştirir ve hatıralarımızı yenilerdik. Hani şu serdeki GAZETECİLİK işlevimizi SİLİFKE GAZETESİNDE yerine getirir, yazdığımız yazılardaki KAPIZLI anılarımızı bölge basınına yansıtır, CAMLARA CAMEKANLARA GAZETE KÜPÜRLERİ YAPIŞTIRILIR, TATİL ANILARIMIZLA ruhen tatmin olmamızı, emekli vali ve kaymakamlarımızla sohbetlerimiz dizi, dizi dudaklarımızdan dökülürdü .Gelin görün ki bizim bu güzide tesisler acımasız bir kararla yıllardır kapalı ve belki de yıkılıp harap olmaya yüz tutmuş ve bizlerden koparılıp alınmıştır. Bir nebze kulağımıza geldi satılmak istenmişte talibi çıkmamış. Bu tür tesisler bir milli servettir. Yıkılıp yok olmaktan ÖZEL sektör elinde faal durumda kalması milli kazançtır. Bir yandan tatil bölgelerimize yeni, yeni dinlence merkezleri yapılırken, eskilerin ihyası gerekirken ve sadece işletme aczi yeti ile bunların gözden çıkarılması hem milli servet korunur ve hem de sevgili meslektaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi gibi bir ulvi davranış sergilenir. İçişleri Bakanlığımızın da kendi camiasının özel ve sosyal haklarına sahip olması da beklentilerimizin başında gelmektedir. Hani ne derler, “ALLAH FAKİR KULUNU SEVİNDİRECEĞİNDE EŞEĞİNİ KAYBETTİRİR VE SONRADA BULDUR” ve böylece fakir kulumuz da sevinmiş olur. İçişleri Bakanlığımız çalışanlarının özlük haklarına kavuşması bir hakkın iadesi anlamına gelir ki, böylesi kutsi kavramlar sorumluların vicdanlarının sesi olacaktır. Biz diyoruz ki; “isteyenin bir yüzü kara vermeyenin iki yüzü kara.” Haydi Sayın İçişleri bakanımız, maruzatımızın kaleme alınması, emirleriniz geciken tatil mevsimi için olmasa da gelecek için bir hayırlı adım olsun… .