YENİ ASGARİ ÜCRET

Kabine, işçi ve işveren sendikalarının temsilcilerinin görüşmeleri sürüyor. Bir taraftan sendikalar yeni asgari ücretin tespiti öncesi tekliflerini sunarken diğer taraftan da işverenlerin yükünün aşırı artması ile birlikte farklı uygulamaların oluşabileceği endişesi var.
Anladığımız kadarıyla ve haklı olarak asgari ücretle çalışan kesimin istediği, çok net ve bariz. Geçen yıl ya da geçen yılların alım gücüne ulaşabilmek...Dünyadaki hammadde ve işlenmiş malzemelerin döviz bazındaki anormal yükselişinin yanında, yurt içindeki döviz, altın, akaryakıt ve tüm girdilerdeki artışlar kanıksanmış durumda. İstanbul'da 2,5 TL'den satılan dar gelirlinin gıdası ekmeğin fiyatının 3,5 TL'ye çıkarılması gündemde.
Aslında birbirini tetikleyen fiyat ayarlaması/zamların kurbanları da dar gelirliler ve asgari ücretliler. Toplumun, çalışan ülke insanının yüzde 50'sinden fazlası asgari ücretle geçimini sağlıyor. Ekmek için bir araştırma yaparsak elektrik, tohum, gübre, mazot girdilerinden dolayı ekmeklik buğday fiyatları 6 TL'ye dayanmak üzere. Bu fiyat unu etkilemekte. Kira ve personel girdilerini, iş yeri girdilerini koyduğunuzda ortaya büyük rakamlar çıkıyor.
Bu girdiler sonrası kristal şeker 7 TL'lere, un fiyatları da 8 TL'lere çıkıyor. Bunu her sektöre uyarlayabiliriz. İnşaat maliyetleri ve daire fiyatları son 1,5 yılda tam bir kat daha artmıştır.
Bizim konumuz asgari ücret. İnsanımız alın teri ile kazandığını ağız tadı ile yemeye çalışıyor. Eskilerde, belki 30-40 yıl önce bir evden bir kişinin çalışması ile ev geçindirilebiliyordu. İnsanlar asgari ücret alsa dahi bir şekilde geçinmekte idiler. Ancak şimdilerde durum hiç de iç açıcı değil. Avrupa Birliği bizi kendi içine alamadı. Belki çekindi genç nüfustan, belki de inanç damarları ve Haçlı içgüdüleri yine depreşti. Çok da umurumuzda değil! Arz etmeye çalıştığımız şu, Avrupa Birliği'ne girmeden onlar gibi olduk. Avrupa'da bir evden bir kişinin çalışması ile de geçinmek mümkün değil. Bizde de maalesef, hele ki asgari ücretli bir çalışanın çalışması ile ev geçindirmek şu anda mümkün görünmüyor. Ailede herkes çalışacak. Savurganlığı bir kenara bırakacağız. “Alman'ın hala kullandığı ancak bizde demode olan” cep telefonlarının daha bir bize uygun olanını kullanmak zorundayız.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu günlerdir çalışıyor. Hatta Sayın Cumhurbaşkanı, asgari ücrette eski artışlarla mukayese edilemeyecek kadar bir iyileştirmenin söz konusu olduğunu ifade etti. Burada işverenlerin de düşünülmesinde fayda var. Özellikle sanayi kesimimiz fevkalade çalışıyor. İhracat rekorlarını hep birlikte görüyoruz. Pandemi sürecinde hizmet sektöründe çalışan kardeşlerimize, sanayide iş veren işverenlerimizden Allah razı olsun. Ekmek kapısı açtılar.
Burada hem çalışanların istedikleri düzeyde zam almaları hem işverenin yükünün azaltılması bakımından yapılacak tek bir şey var. Devlet, babadır. Devlet, bütün tebaasının yükünü alır. Yapılacak olan da basittir. Devletimiz, asgari ücret üzerindeki vergi yükünü azaltacak. Asgari ücretliye ödenen sigorta ve vergi yükü sabit kalacak şekilde bir düzenleme yapılacak ve ücretlilerin maaş ve özlük hakları iyileştirilecek. Başta da arz ettik, asgari ücretlinin tek bir isteği var. Yapılacak düzenlemelerde eski alım güçlerinin unutulmaması ayrıca gelen ve gelecek olan zamlara karşı kendini savunabilmesi...İnşallah bütün tarafların memnun kalacağı bir sonuca varılır.
Saygıdeğer okurlarımız,
29 Kasım 2021 tarihli “SİYASİ HELALLEŞME” başlıklı yazımızda Gelecek Partisi Genel Başkanı, hemşehrimiz Sayın Ahmet Davutoğlu'nun “Bu davaya ihanet edersem, yüzüme tükürün.” ifadesini kullandığını söylemiştik. Yaptığımız araştırmalarda Sayın Davutoğlu'nun böyle bir ifadeyi kullanmadığını müşahede ettik. Teknolojiyi kendi heva ve hevesleri, siyasi çıkarları doğrultusunda kullanıp söz konusu ifadeyi de içeren video paylaşımını yapanlardan hepimiz muzdaribiz.
Kul hakkına girmiş isek, bilerek ve isteyerek değil; sehven yapılan bir hatadan kaynaklandığının bilinmesini isteriz.
Saygılarımı sunuyorum.