Konya
°C
Yeni Meram

Zincir marketlerin zincirinden kurtulmak!

Zincir marketlerin zincirinden kurtulmak!-Adem ALEMDAR- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
01.02.2021 01:44
31.01.2021 16:59
0
8396
ABONE OL
Bir gün zengin bir baba oğlunu yanına alır ve arabayla bir köye giderler. Baba oğluna insanların ne kadar fakir olabileceğini göstermek ister, bu maksatla fakir bir ailenin yanında bir gün vakit geçirirler... Geziden dönerken baba oğluna "Gezi nasıldı?" der. Çocuk "Harikaydı baba" diye cevap verir. Baba, "İnsanların ne kadar fakir olduğunu gördün değil mi?" diye sorar. Çocuk "Evet" der. Baba tekrar sorar, "Söyle bakalım bu geziden ne öğrendin?" Çocuk cevap vermeye başlar, "Bizim bir köpeğimiz var, onların 4 tane. Bizim lambalarımız var, onların ise yıldızları. Biz yiyecekleri alıyoruz, onlar ise yetiştiriyorlar. Bizim televizyonumuz, sinemamız var, onların ise arkadaşları var, akrabaları var, birlikte vakit geçiriyorlar..." Baba duydukları karşısında cevap veremez şaşkın şaşkın bakar... Çocuk, "Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için çok teşekkür ederim babacığım" der. ... İnsanı zengin yapan paranın çokluğu değildir! Zenginlik bir kültürdür; ailedir, sevgidir, şefkattir, arkadaşlardır, değerlerdir. Yani kısaca zenginlik; para değildir, basitliktir. Basit hayatla mutlu olmaktır... ... Bundan 30-40 yıl öncesine gidersek, bakkala yumurtayı satması için köylüler verirdi. Yağı, yoğurdu, peyniri de... Şehirde yaşayan insanların canı tavuk çektiği zaman, köylülerin satış yaptığı pazarlara gider bir tavuk alıp keserdi. Doğal yaşam tam manasıyla köydeydi, hile hurda yoktu. Şimdilerde köylülere soruyorum, aldığım cevaplar karşısında şok oluyorum. Yağ, yoğurt, peynir, yumurta, tavuk, hatta ekmek bile şehirden geliyor. Şehirden de sayılmaz, köye açılan marketten geliyor aslında... Yani doğal bir yaşam arzuluyorsanız, şehirle köy arasında temiz hava dışında hiçbir fark kalmamış! Dünya bu kadar hızlı büyüyor ve bozuluyorken insanların sağlıklı kalabilmesi gerçekten son derece zor. ... Eskiden ucuz mu pahalı mı olduğuna bakmadan evde bir şey eksikse doğru bakkala gider alırdık. Sonraları bakkallar büyüdü süpermarket olmaya başladı. Aradan zaman geçti, süpermarketler de büyüdü, gross market oldu. Bu büyük marketler şubeler açmaya başladılar. Derken rekabete dayanamayan bakkallar birer ikişer dükkanları kapatmaya ve büyük marketlerde asgari ücretli işçi olmaya başladılar. Bunlar iyi günlerimizdi... Bir uyanık Almanya'daki Aldi market zincirini Türkiye'ye uyarladı ve hızla büyüdü, çoğaldı. Çünkü gerçekten maliyetleri çok düşük olduğu için dar gelirli insanlara çok cazip geliyordu. Bu usul market markaları doğal olarak çoğaldı; 50, 100, 500, bin derken 10 binli rakamlara ulaştı bazıları bu zincir marketlerin. Kimisi Türkiye'de girmedikleri hiçbir ilçe dahi bulunmadığı ile övündü, kimisi bizden daha ucuzu yok diyerek... Ancak son yıllarda Türkiye'de özellikle 'soğan, patates' tartışması ile birlikte gıda fiyatları sebepsiz yere artmaya başladı. Bir şehrimizde 1 liraya satılan domates başka bir şehrimizde 4-5 lira oluyordu. Birkaç gün evvel haber oldu, en büyük zincir marketlerden dördü de yumurtayı aynı paradan satıyordu 22,90 TL. Bu nasıl olabilirdi, en ucuz olduğunu iddia eden de, her yere gittiğini iddia eden de, en kaliteli olduğunu iddia eden de aynı miktarı kuruşu kuruşuna nasıl denk getirmişti! ... Öte yandan büyük şehirlerde hissedilmese de küçük iller ve ilçelerde hemen her sokak başına açılan zincir marketler nedeniyle onlarca bakkal ve tedarikçi işsiz kaldı. Kapitalizm ilk önce şirin görünerek maalesef ülkenin tüm kılcal damarlarına kadar yayılmış, devlet tedbir alma trenini çoktan kaçırmış! Şimdi marketleri, gıda satıcılarını denetleyerek devletin yapmaya çalıştığı şey, sadece haberlere çıkmaktan öte bir netice getirmez. Çok zor değil, kapitalizmin daha önce yıkıp geçtiği ülkelerde nasıl tedbirler alınmış, onlar incelense bile yeter. Gelişmiş ülkelerde 'halk marketleri' var mesela. Hemen her şehir ve ilçe merkezinde bunlardan kurulmalı, yani eskiye dönülmeli. Eski doğaldı, eski iyiydi. Onun kötü olduğunu bize söyleyenler, aslında kötünün ta kendisiydi... Çocukluğumuzda Et Balık Kurumu vardı meselâ, Sümerbank vardı, kooperatifler vardı. Bunların bir an evvel rehabilite edilerek çoğaltılması ve zincir marketlerin birbirleri ile anlaşarak belirlediği fiyatları kırması gerekir... ... Dinle diyanetle alakası yoktur açgözlülüğün! Bir Hıristiyan da bir Yahudi de bir Müslüman da aynı özellikleri gösterebilir, gösterebiliyor zaten... Kapitalizm dinler üstüdür ve para din, mezhep tanımaz! İnsanın içindeki zengin olma dürtüsü hep aynıdır. Bir Alman atasözünde dendiği gibi "Güven iyidir ama kontrol ondan daha iyidir." Güven üzerine sistem kurarsanız en sonunda hayat pahalılığını güvendiğimiz insanlar eliyle yaşarız, sistem kurmalıyız ve kuracağımız bu sistem öncelikli olarak hemen her ülkede bulunan yüzde 20-30 bandındaki dar gelirli insanları muhatap almalıdır... ... Ucuz market lafları artık hikaye... Güvene dayalı rastgele alışveriş devri de bitmiştir. Devlet meseleye el atar, halka ucuz ve kaliteli ürünler satan market açarsa ne âlâ. Ya değilse, bizi hiç düşünmeyen bu zincirleri biz de düşünmeyip fiyat araştırması yapmalıyız vesselam.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.