Köy yanarken deli kız taranırmış!- Mustafa DEĞİRMENCİ- Yeni Meram Gazetesi
Değerli Okurlar,
Gün geçmiyor ki güzel ülkemizde şaşırtıcı olaylarla karşılaşmayalım. Öyle ki, konu “uyanıklık ve hinliğe“ geldiğinde kimsenin elimize su dökemeyeceğini tüm dünyaya ispatladığımızı düşünüyorum. Hatta bu gözler yakın tarihte 12 adet “gerçek! “ Yüz liradan 13. yüz lirayı yapıp, bunu son teknoloji banka ATM‘ sine kabul ettirebilen kalpazanı bile gördü. İlk duyduğunuzda absürt gelse de haberin gerçekliğini araştırarak böyle bir şeyin nasıl mümkün olabileceği sorusuna cevap bulabilirsiniz. Şaşırtıcı olaylar demişken bu günkü yazımızın konusunu da sizlerle paylaşayım “sokağa çıkma kısıtlaması muafiyeti“ Diyeceksiniz ki konuyla verilen örnek arasında nasıl bir bağ var? Şöyle açıklayayım; Dün Sabah TV de yayınlanan bir sabah programında karşılaştım. İnsanlar sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olabilmek için hasta olmadıkları halde hastanelerden randevu alıyorlarmış ve o aldıkları randevuları sokağa çıkabilmek için kullanıyorlarmış. Olayın doğruluğunu araştırmak için hastanelerde çalışan arkadaşlarımdan bilgi aldım, verdikleri randevulardan %30 unun muayeneye gelmediğini söylediler. İlk başta şaşırsam da sonra normal geldi, neden mi? Çünkü burası Türkiye! Ne yazıktır ki ülkemizde kanuna uymak yerine kanunun açığını yakalayıp kanun dışı davranmak ya da kılıfına uydurmak marifetmiş gibi geliyor insanlara. Peki şimdi bu insanlara hangi dine mensupsunuz diye sorsak birçoğu “Elhamdülillah Müslümanım“ diyecekler, peki yaptıkları şeyin kul hakkına girmek olduğunu kabul ederler mi? Bu sorunun cevabını da az çok tahmin edeceksiniz, çünkü dinimizi sadece sembolik yaşıyoruz, ama konu kendi menfaatlerimize gelince ne yazıktır ki her şey unutuluveriyor bir anda.
Öte yandan dikkat çekmek istediğim bir husus daha var. İçişleri Bakanlığının açıklamış olduğu 34 maddelik sokağa çıkma yasağı muafiyet listesi, zannedersin 534 madde. Hafta sonu veya hafta içi fark etmeksizin kısıtlamanın olduğu saatlerde insanlar sokaklarda geziyor, araç trafiği desen normal seyrinin biraz altında da olsa devam ediyor. Kime sorsak “ben kısıtlamadan muafım“ diyor, herhalde muaf olanların sayısı muaf olmayanlardan daha fazla ülkemizde. Mesela adamın ev ve iş yeri güzergâhıyla, çevirmeye yakalandığı yer arasında uzaktan yakından alaka yok ama muafiyeti olduğu için çevirmeye nerede yakalanırsa yakalansın yaptırım uygulanamıyor. Çünkü genelge de “ev ve iş yeri arasındaki en yakın güzergâhı kullanmak kaydıyla muafiyet geçerlidir“ diye bir madde bulunmuyor. Durum böyle olunca da ben muafım diyen herkes kafasına göre istediği yere istediği saatte gidip gelebiliyor. Hatta yılbaşında uygulanacak olan ve 4 gün sürecek kısıtlama da bile tatile gitme planı yapan insanlar varmış ve bu hükümeti endişelendirmeye başlamış. Ben artık pes diyorum, “köy yanarken deli kız taranır” derler tam olarak şu durumun açıklaması bu olabilir. Eğer bu kısıtlamalar devam edecekse, ki devam edecek gibi görüyor, muafiyet listesi yeniden gözden geçirilmeli ve daha belirgin çizgilerle kurallar netleştirilmedir. Gerekirse kısıtlamalara başka maddeler eklenmeli, ve sosyal hareketlilik en az seviyeye indirilmelidir. Aksi takdirde son kısıtlamalar da dahil olmak üzere, pandeminin başladığı günden bu yana tüm tedbirleri uygulayıp dikkat eden vatandaşlarımıza haksızlık edileceğini düşünüyorum.
Yazıyı toparlamak gerekirse değerli okurlar, daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi iyi niyeti suistimal etmek gibi bir hastalık var bazı vatandaşlarımızda. Sözde illegal yaşayan “ben kanun tanımam“ zihniyetindeki insanların pervasızlığına, kanunun getirmiş olduğu muafiyete kılıflar uyduran vatandaşlarımızda eklenince alınan tedbirlerden yüzde yüz verim beklemek yine hayal gibi görünmeye başladı. Her gün 200 ün üstünde can gidiyor, binlerce insanın ocağına yakınını kaybetmiş olmanın ateşi düşüyor. Lütfen artık biraz daha dikkat, biraz daha ciddiyet… Kalın sağlıcakla…
Saygılarımla…
HABER KAYNAĞI : HABER MERKEZİ