Konya
°C
Yeni Meram

Leyla Şahinleri ağlatanlar şimdi ne yapıyorlar?

Leyla Şahinleri ağlatanlar şimdi ne yapıyorlar?-Adem ALEMDAR- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
11.01.2021 01:04
10.01.2021 16:06
0
6878
ABONE OL
Türkiye'de son 25 yılda pek çok şey değişti, ama hâlâ değişmeyen, ısrarla eskiye özlem duyan bir kitle var… 28 Şubat 1997 tarihi Türkiye'nin dönüm noktalarından birisidir; Allah diyen, namaz kılan, milli görüş diyen, Türkiye'nin bağımsızlığı için çabalayan, fabrikalar açan bir başbakan, gerici, yobaz, bölücü yaftasıyla iktidardan uzaklaştırılmaya çalışılıyordu… Garip giyinişli adamlar Müslüman tipi olarak ekranlara getiriliyor, Anıtkabir’de bağıranlar, heykel kıranlar gırla gidiyordu… 28 Şubat bir yazıyla hattâ bir kitapla bile anlatılamayacak kadar uzun ve acılarla dolu bir süreçti. İşte bu süreçte Türkiye'nin dört bir tarafından irtica ile ilgili gericilikle ilgili boy boy haberler izliyorduk. Başörtüsü yasağı tüm hızıyla sürüyordu... Avrupa devletleri sanayilerini büyütüyorken, kısaca dünya uzaya giderken Türkiye başörtüsüyle uğraşıyordu! Bugün internette arama yaptığınız zaman o günlere dair karşınıza gelecek ilk görüntülerden bir tanesi Sivas'ta yaşandı. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunda mezuniyet töreni yapılıyordu. Okul birincisi Zöhre Kınık başörtülü olduğu için törene çağrılmamıştı, ancak bu okul birincisi kardeşimiz yanında iki başörtülü ile beraber mezuniyet törenine gelmiş ve okul birincisinin kendisi olduğunu ve konuşma yapma hakkının kendisinde olduğunu söylüyordu. Yüksekokul Müdürü Prof. Servet Özgür, başörtülü öğrencilere hakaret etmişti, ondan cesaret alan başı açık, tırnakları ojeli, dudakları rujlu cadıya benzeyen başka bir öğrenci başörtülü okul birincisinin ağzını kapatıyor, konuşmasına izin vermiyor, başörtüsünü başından sıyırmaya çalışıyor, itekliyor, pataklıyordu... İnternette arama yaparken bu sefer karşıma AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta Hanımefendi çıktı. Leyla Hanım tıp öğrencisi, ancak başını açmadığı için okula alınmıyor! O günlerde milli ve bağımsız Türk medyası çok zayıf ve az olduğu için önüne uzatılan mikrofona gözleri yaşlı bir şekilde kendilerine yapılan zulmü anlatıyordu... ... Geçenlerde bir haber gördüm. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız, 25 yıl evvel gözleri yaşlı bir şekilde okuldan uzaklaştırılan başörtülü bu 3 öğrenciyi üniversiteye davet etmiş, geç de olsa kendilerinden kurum olarak özür dilemiş ve bu yıl mezuniyet törenine onları davet etmiş. Şunu biliyoruz, okuldan atılan bu 3 öğrenci ve buna benzer Türkiye'nin dört bir tarafında okuma hakları ellerinden alınan, zulme uğrayan, aç kalan, binlerce başörtülü öğrenciye ne verseniz o günlerde yaşadıkları acıyı unutturamazsınız. Öğrencilerin maddi ve manevi kayıplarını telafi edemezsiniz, ancak şu kadar sene sonra uzaklaştırıldığınız okulun tepe yöneticisi tarafından davet edilmeniz, o günlere dair sizden özür dilenmesi az şey değildir. Yine gözü yaşlı haber mikrofonlarına mülakat veren Leyla Şahin, şimdi “dünya beşten büyüktür” diyerek bütün dünya halklarına gerçek bağımsız ülkenin nasıl olması gerektiğini gösteren Recep Tayyip Erdoğan'ın yardımcısıdır. Sayın Leyla Şahin Usta, dün okul kapısında ağlatılıyordu bugün AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olarak ağlayanların gözünün yaşını siliyor, ağlatanların canına okuyor! Allah büyük!.. Bütün bu yazıyı sadece bu acıları hatırlatmak için yazmadım. Sivas'ta Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunun o günkü müdürü gibi ülkenin her yanında başörtülü öğrencilere zulmeden hocalar acaba şu anda ne yapıyorlar, nerelerin idareciliğini yapıyorlar! Yine 28 Şubat döneminde gümüş yüzük taktı diye, cumaya gitti diye, çocuğunun adı Mücahit diye zulme uğrayan, gericilikle suçlanan, itilen, kakılan, sürülen binlerce memura eziyet eden idareciler, şube müdürleri, daire başkanları, genel müdür yardımcıları, genel müdürler, bölüm başkanları, daire başkanları, dekanlar, rektörler bütün bu zulümlere imza atan insanlar şu anda ne vaziyetteler çok merak ediyorum… Utançlarından yerin dibine girmediklerinden eminim, dahası bu zalimlerin emekli olanları ve dünyayı değiştirenleri hariç pek çoğu bugün suret-i haktan görünerek benzer görevlerini devam ettiriyorlar. İşte bu tip insanlardan ülkeye fayda gelmez! Devir değişince renksiz, kokusuz, tavşan pisliği gibi olan bu tiplerin artık en küçük bir idarecilikte dahi bulunmamaları gerekir… Yanlış anlaşılmasın, cadı avına çıkalım, bu alçakları memuriyetten atalım demiyorum. Diyorum ki, ağlatanlar, gülmesin, ağlayanlar gülsün! 25 sene sonra bile ağlatanlar gülüyorlarsa Türkiye’nin geleceğine yazık edilir vesselam…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.