Toplumun temel taşı olan ailenin güçlü olması, günümüz koşullarında en büyük ihtiyaç. O nedenle ailenin önemini her koşulda vurguluyor ve son kale aile diyoruz.
Aile kurumu, pandemi sürecinde çok önemli bir sınavdan geçti. Temeli güçlü olan aileler, bu sınavı başarıyla atlatırken, sorunların ertelendiği ailelerin ise bu sınavda biraz daha fazla zorlandıklarını gözlemledik.
Bu süreçte ailenin iletişim, ilişki yönetimi ve problem çözme konusundaki ihtiyaçları ortaya çıktı. Biz de Üsküdar Üniversitesi ve NPİSTANBUL Beyin Hastanesi olarak “Aileler Üniversitede” projesini hayata geçirdik.
Pozitif psikoloji yaklaşımına odaklanarak aile dinamiklerinin pozitif yönleri tespit edip bu yönlerin güçlendirilmesiyle harekete geçtik.
Küresel olarak aile algısı “aile tarihseldir, geleneklerin dayattığı bir kurumdur, temel olan bireydir ve cinsiyet eşitliğidir” yönünde değişirken, bu değişimin aile kurumuna zarar verdiğini gördük. Oysaki aile canlı bir kurum ve güven alanı olarak yaşamalıdır. Ailede temel olan iş birliği ana temasıyla tüm bu algı ve değişime karşı bilinçli birey, sağlıklı aile ve güçlü toplum için gerekli psikolojik olgunluğun sağlanması hedefiyle eyleme geçtik.
Aile kurumunun küresel olarak yıprandığı, yeni kuşakların evlilikten kaçındığı, bazı ülkelerde boşanma oranının %60’lara çıktığı günümüzde, sosyal anlamda koruyucu, önleyici ve aynı zamanda rehabilite edici çok fazla gayrete ihtiyaç var.
Evliliği güçlendirmek için emek vermek gerekiyor. İş insanları nasıl işi için yatırım yapıyorsa kişiler de aile için yatırım yapmalı. Evliliği de geliştirmek için kafa yormak, kitap okumak, bununla ilgili zihinsel egzersizler yapmak gerekiyor.
Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de aile kurumunda ciddi bir yıpranma hatta çöküş var. Böyle durumda sadece sorunlu insanlarla uğraşmak buz dağının görünen kısmı. Önemli olan neden bozulduğu ve bunu düzeltilebileceği kısmıdır.
Aileler Üniversitede projesi bağlamında Aile Çalışma Gurubu olarak aile kurumunun geleceği için bir seferberlik başlatılması üzere bir manifesto yayınladık.
AİLE MANİFESTOSU
1- Aile kurumunun devamlılığının küresel olarak %50 oranın üstünde başarısızlığa uğradığı gerçeği ile karşı karşıyayız. Bunun bir tehlike olduğunu düşünüyoruz. Ailenin ‘geleneksel bir dayatma’ olduğunu kutsal olanın birey olduğunu savunan akımlara karşı, kanıtlara dayalı beyanımızı açıklamak zorundayız.
2- Aile kurumu insanoğlunun toplumsallaşma sürecinde, evrimsel psikolojinin öngördüğü bir tekâmül ve çok önemli bir keşif olduğunu, eşleşmenin biyolojik ve ilkel, evliliğin psikolojik ve kültürel olduğunu, gelişmişlik düzeyi ile ilgili olduğunu,
3- Ailenin insanoğlunun, Maslov’un Psikososyal İhtiyaçlar hiyerarşisinde belirtildiği gibi “Güvenli yaşama, duygusal paylaşım ve sosyal destek ihtiyacı” na cevap veren en temel kurum, yapıtaşı özellikte olduğunu,
4- Nörobilim’in ve Mutluluk Bilimi’nin (Pozitif Psikoloji) kanıtladığı gibi insanın ilişkisel bir varlık olduğu yalnız yaşamaya göre programlanmadığı bu nedenle “anahtar kavram işbirliği” ortamının onun yararına olduğunu,
5- Aile içinde ilişki yönetiminin rekabet odaklı değil tamamlayıcı odaklı olması gerektiğini,
6- İnsanın yalnızlaşmasının modernizmin kâbusu olmasında en önemli nedenlerinden birisinin aile bağlarının zayıflaması olduğunu, zihinsel dönüşüm olmadan sosyal dönüşümün olamayacağını,
7- Aile değerlerini en kısa anlatan 5 S, 1 M (Sevgi, Saygı, Sadakat, Sabır, Samimiyet ve Manevi Birikimler) kavramların güçlendirilmesine özen gösterilmesi gerektiğini,
8- Bir çocuğun en büyük şansının huzurlu, güven verici ve ortak amaçları olan bir ailede büyümesinin olduğunu,
9- Eğer gerekli önlemler alınmazsa toplumda suç, şiddet, bağımlılık, ruhsal hastalıklarda artışın kaçınılmaz olacağını, çekirdek olarak dinamik ailenin dinamik toplum olduğunu,
10- Her şeye rağmen geç kalınmadığını ivedilikle kısa orta ve uzun vadeli planlarla gidişin düzeltilebileceğini, bunun için sadece devletin değil bireyler ve STK ların ortak akıl oluşturması gerektiğini kamuoyuna beyan ederiz.
Aile büyük bir birey, birey küçük bir ailedir.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü/ Psikiyatrist