OKULLAR ÇOCUKLARIMIZI HAYATA NE KADAR HAZIRLIYOR?
OKULLAR ÇOCUKLARIMIZI HAYATA NE KADAR HAZIRLIYOR?- Medine EKMEKCİ- Yeni Meram Gazetesi
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kadın müfettiş, bir okulu teftiş etmek için görevlendirilir. Müfettiş okula gitmek için yola koyulur ancak yolda arabası hararet yapar ve aracı çalışmaz. Oradan geçen bir çocuk araca doğru yanaşarak yardıma ihtiyacının olup olmadığını sorar.
Müfettiş: Araçlardan anlar mısın? Çocuk: Babam tamircidir bende bazen ona yardım ederim. Arabanın motoruna bir bakış attıktan sonra, alet-edevat çantasını ister. Çocuk bir kaç dakika uğraştıktan sonra, müfettişten aracı çalıştırmasını rica eder. Bu arada müfettiş bütün bu olanları dehşet içerisinde izler. Araç tekrardan hareket etmeye başlar, çocuğa teşekkür ederek bu saatte neden okulda olmadığını sorar.
Çocuk: “Bugün okulumuza müfettiş gelecekmiş ve öğretmenin dediğine göre benim sınıfın en tembel öğrencisi olmamdan dolayı evde kalmam gerekiyormuş!” diyerek durumunu arz etmiş olur. Evet, işte yetenekler böyle bitiriliyordu eskiden.
İyi öğretmenler geçmişte her ne kadar iyi şeyler bilseler de bugünün farklı bir gün olduğunu ve dünkü atı bugün süremeyeceğini bilir” der Robinson.
Okul yıllarımız, hem eğlenceli hem de bazen sıkıcı anılarla dolu, değil mi? Hepimiz bir şeyler öğrenmek için okula gittik ama dersler dışında da hayata dair birçok şey öğrenmiştik o zamanlar.
Eskiden çocuklar ömürlerini testle tost arasında geçirirlerdi. Yine eskiden tv lerden çocukları uzak tutmakla ilgili ciddî kamuoyu oluştururlardı. Çocuklarımızı uzak tutmaya çalıştığımız her şey şimdi sadece bir tık kadar uzağında.
Peki, acaba okullarımız bu hızlı değişen dünyaya yetişebiliyor mu? Telefonlarımız artık elimizin altında, her anımız dijital bir dünyada geçiyor ve bunun yıllar içerisinde getirisi götürüsü tartışılmalı.
En büyük sorunumuz sınavlar gibi geliyor. Sürekli notlara takılıp kalıyoruz. Öğretmenlerimiz de bu konuda çok önemli. Sadece ders anlatan değil, aynı zamanda bize yol gösteren, ilham veren insanlar onlar. Aslında çocuğun içindeki cevheri mücevhere dönüştüren bir öğretmen. Peki, öğretmenlerimiz işlerini severek yapıyorlar mı? İçi teferruatla dolu müfredatı süzgeçten geçirip kendi yorumuyla çocukların kapasitesine göre şekil verebiliyorlar mı? Yeterli destek alıyorlar mı? Kendindeki ışığı fark edip tıpkı bir güneş gibi etrafını aydınlatabiliyor mu? İnsan yetiştirmenin önemini fark edip sorumluluklarını alabiliyor mu? Bu soruların cevaplarına evet diyen tüm öğretmenleri kutluyorum ama kolaylıklar diliyorum.
“Geleceğin mimarları olan çocuklarımız için, bugün tuğlaları sağlam döşemeliyiz.”
Tekâmül okulunda hepimize başarılar. Ruhumuzda farkındalıklar oluşsun, mucizeler getirsin dileğimle…
-
Henüz yorum yapılmamış.İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.